Ülkedeki alışverişlerinizde, İsviçre Frangı biraz pahalı gelebilir ama unutmayın ki, alacağınız ürünlerin kalitesi, çok üst düzeydedir.
Bu ülkede: şık mağaza vitrinlerini süsleyen, birçok çeşit lüks eşyalar, saatler, mücevherler ve son moda ürünler satın alabilirsiniz.
Ama, unutmayın ve alışverişten önce mutlaka fiyatları öğrenin veya sorun, yoksa büyük sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.
Eğer, bütçeniz pahalı ürünler için uygun değilse, büyük alışveriş merkezlerini deneyebilirsiniz. Fiyatlar, kantonlar arasında değişmez.
Satıcılar, genellikle nazik ve bilgilidir.
ALIŞVERİŞ
Ülkede: şık mağaza vitrinlerini süsleyen lüks eşyalar, saatler, mücevherler ve son moda ürünleri görmek mümkündür.
ÇALIŞMA SAATLERİ
Ülkedeki alışveriş merkezleri ve mağazalar: 08.00-18.30 arasında açık kalırlar. Bazı şehirlerde ise, mağazalar, akşam saat 21.00’e kadar açık kalırlar. Cumartesi günleriyse: mağazalar yarım gün hizmet verirler. Cumartesi günleri: 08.00-17.00 arasında açık kalırlar. Pazar günleri ise, yiyecek satan yerler haricinde, bütün mağazalar kapalı.
NEREDEN ALIŞVERİŞ YAPILIR
Şık butiklerin çok öne çıktığı başlıca şehirler şunlardır: Zürih, Cenevre, Bern, Basel, Gstaad ve Sankt Moritz.
NELER SATIN ALINIR
Ülkede, alışveriş denilince ilk akla gelenler: peynir, çikolata ve guguklu saattir.
Bunun dışında: kürk, saat ve mücevher gibi, lüks ürünler de satın alabilirsiniz.
LİKÖR
Meyve konyakları var. Özellikle: eaux-de-vie. Bunlar: elma, kiraz, üzüm, armut, erik likörleri olarak çeşitlendirilmiştir. Taşınması kolay olması nedeniyle, güzel bir hediyeliktir.
PEYNİR
Ülkenin peynirleri ünlüdür. Ancak, satıcılar, hangi tür peynirin uzun süre dayanacağını ve evinize kadar götürebileceğinizi size hatırlatır. Peynir konusunda daha ayrıntılı bilgi isterseniz: İsviçre yemek bölümünde bulabilirsiniz. Orada, peynir çeşitleri konusunda, ayrıntılı bilgi veriyorum.
ÇİKOLATA
Ülke, dünya üzerinde, en fazla çikolata çeşidi üretilen yerdir. Özellikle, sütlü çikolatalar dünyaca tanınır. Lüks çikolata mağazalarında: truffle bulabilirsiniz. Bu, bir tür çikolata ile yapılan tatlıdır.
ÇAKI
Cepte taşınabilir tek parça olarak yapılmış olan, İsviçre Ordu Çakısı: tornavida ve minyatür testere dahil olmak üzere, 30 farklı parçadan oluşmaktadır. Victorinox çakıları: daha az çeşitli de bulunmaktadır.
Amerika’da, her köşe başında “Starbuck, Mcdonalts” gibi yerler varsa, bu ülkede de, her köşe başında “Victorinox” yani “çakı satış mağazaları” bulunuyor. Bu çakılar: muhteşem: tirbüşonu var, testeresi var, şampanya açabilir, envai çeşit şeyi yontup biçebilirsiniz.
KOL VE DUVAR SAATLERİ
İsviçre, her türlü saati bulabileceğiniz bir yer. Hediye olarak: Rolex, Audemars, Piguet ve Blancpain gibi pahalı markalar veya daha uygun fiyatlı Swatch bulabilirsiniz. Ama, hangi marka ve tip saati alırsanız alın, kesinlikle kaliteli bir ürün aldığınıza emin olabilirsiniz.
Büyük alışveriş mağazaları ve hediyelik eşya dükkanlarında ise: birçok çeşit guguklu saat bulabilirsiniz.
DİĞER HEDİYELİK EŞYALAR
Ülkede, diğer rağbet gören hediyelik eşyalar şunlardır: inek çanları, bebekler, ahşap oyuncaklar, kase ve tabaklar, müzik kutuları, bakır ürünler, Paskalya yumurtaları ve kağıt üzerine manzara panoları bulunmaktadır.
Ayrıca; turistik yerlerde satılan tişörtlerin üzerinde: inek resmi var. Haki renkli bu tişörtlerin üzerinde, ayrıca “Swiss Army” yani “İsviçre Ordusu” yazıyor.
Malta Alışveriş ; Adada alışverişin merkezi ise, Valletta’daki Cumhuriyet Caddesi. Caddede: bol miktarda seramik, dantel ve gümüş ürünleri satılıyor.
Valetta şehrindeki, arka caddelerde, birçok gümüş ürünü bulabilirsiniz. Gozzo: dantel, nakış ve el işi ürünleri ile ünlüdür. Hem el emeği, hem de uygun fiyat arıyorsanız, Gozzo adası, tam size göre.
Mdina şehri ise, cam fabrikaları ve bu fabrikalarda üretilen değişik ve orijinal tasarımlı ürünler ile öne çıkıyor. Hem değişik bir şeyler arayıp, hem de ucuz olsun diyorsanız, Mdina şehrini mutlaka ziyaret etmelisiniz.
MALTA ALIŞVERİŞ
Yüzyıllar içinde: adada, çeşitli el sanatları gelişmiştir. Bugün, bu zanaatlar, hatıra olarak evinize götürmek isteyebileceğiniz, geleneksel eşyaların üretimine esas teşkil ediyor.
Malta’da, dükkanlar: Pazar günleri ve resmi tatil günlerinde kapalı. Bunun dışında: her gün saat: 09.00-13.00 ve 16.00-19.00 arasında açıktır. Süpermarketler ise, tüm gün açık.
Turizm ile ilgisi olmayan dükkanlar, yani, bankalar, şirketler ve turistik bölgeler dışındaki dükkanlar: genellikle sabah açılıyor ve öğlen saat: 12-13 e kadar açık kalıyorlar. Öğlen arasında ise, yaklaşık 4 saatlik bir siesta molası veriyorlar.
Bazı dükkanlar, bu siesta molasından sonra, 1-2 saatliğine yeniden açılıyorlar. Ama, birçoğunun açılmadığını görmek mümkün.
Ancak, restoranlar ve turizm bölgelerindeki dükkanlar, geç saatlere kadar açık.
NEREDE ALIŞVERİŞ YAPILIR
Malta, alışverişi seviyorsanız, size çok uygun bir yer olarak düşünülebilir.
Sliema ve Valatta şehirlerinde: büyük alışveriş merkezlerinden çok, küçük alışveriş kompleksleri var. Valetta, Rabat ve Victoria şehirlerinin dar sokakları: küçük dükkanlarla dolu. Burada, ayrıca: pek çok ünlü markanın da, şubesini bulabilirsiniz.
Adalarda yaygın olan pazarlar, belli günlerde kuruluyor. Triq II-Merkanti’deki kıyafet pazarı ve Aziz Yakub Hendeğinde kurulan büyük bit pazarı, Valetta şehrinin belli-başlı pazarları arasındadır.
Bunlar: ilginizi çekebilir. Bunların çoğunda: taze meyve-sebze, koleksiyon eşyaları, hatta evcil hayvanları bile satın almak mümkün. Yalnız dikkat etmeniz şu ki; bu pazarlar, sabah kuruluyor ve öğlene doğru dağılıyor.
Ucuz tişörtler ve süs eşyaları arıyorsanız: bunları, adanın her köşesindeki dükkanlarda bulabilirsiniz.
NE SATIN ALABİLİRSİNİZ
DANTEL
Malta’da, bundan birkaç yıl öncesine kadar: tüm köy kadınları, kapı önlerinde, merdivenlere oturup, dantel işlerlermiş. Günümüzde ise, dantel sanatı, yaygınlığını yitirmiştir. Artık: çok az sayıda genç kadın el işi ile, dantel işliyor.
Pazar yerlerinde göreceğiniz dantellerin büyük çoğunluğu: makine işi. El ile işlenmiş dantel almak isterseniz: Gozo’da bulabilirsiniz.
El yapımı danteller: burada, kaliteli ve nispeten makul fiyatlardadır. Ama bir gerçek daha var elbette, dantel, bizim ülkemizde, gayet bol ve kaliteli.
Genelde: kendi ülkelerinde bulunmayanlar için, dantel cazip bir alışveriş objesi, yine de tercih sizin. Pazar yerlerinden: çeşitli renk ve desenlerde mendillerden, yatak ve masa örtülerine kadar, pek çok şey satın alabilirsiniz.
KAZAK-KİLİM
Malta’da: örme, dokuma ve tığ işi ürünler yaygındır. Pratik olması bakımından: dokuma kilimde satın alabilirsiniz. Kilimler: yün ve pamuktan dokunuyor ve bu yüzden çamaşır makinesinde yıkanabiliyor.
GÜMÜŞ-ALTIN
Maltalı zanaatkarlar, yıllardır gümüş işliyorlarmış. Özellikle, tercih edilen ürünler: fotoğraf çerçeveleri, kaşıklar ve vaftiz törenlerinde kullanılan kaseler. Broş veya kolye ucu olarak kullanılan “Malta Haçı” da ünlü. Altın takılar: Valetta şehrinde, Triq Santa Lucija üzerindeki dükkanlarda var.
CAM
Adanın her yerinde bulabilirsiniz. Camin içinde, dalgalar biçiminde görülen, belirgin renkler, cama sıvı halde iken eklenen toz pigmentler sayesinde elde ediliyor. Vazolar, kaseler, parfüm şişeleri, tercih ediliyor.
Cam renklendirilirken, adalara hakim olan renklerden esinleniliyor. Denizin yeşil ve mavi tonlarından, ilkbaharın yeşil tonlarından, kum ve kayaların yaz güneşi altında büründüğü bej tonlarından.
YİYECEKLER
Malta’da, bence satın alabileceğiniz başlıca hediyelik: bal. Zaten, Malta isminin kökeni: “Melita” Yani: bal. Bu da, balın: antik çağlarda, ada için ne derece önemli olduğunun göstergesidir.
Bal; bazı Malta yemeklerinde bile kullanılıyormuş. Bunun dışında: Gozo kekiği, güneşte kurutulmuş domates, güneşte olgunlaşmış zeytin, taze incir, biberli keçi peyniri, şekerli helwa, nuga ve şaraptan oluşan hediyelikler satın alabilirsiniz.
Gozo Adasında:
Küçük yuvarlak kalıplar halinde, peynir ikram ediliyor. Gbejniet koyun peyniri, aromalı otlar ve biberle kaplanarak, taze ikram ediliyor. Malta’ya has bu ürünler için herhangi bir markete gitmeniz yeterlidir.
İçki olarak: Malta’da bir likör var. Bajtra. Bu likör: adada bolca yetişen armuttan üretiliyor. Mor rengini de, zaten armuttan alıyor. Lezzeti ise, muhteşem. Armut suyunun, aromalı otlar ve balla tatlandırılmasıyla yaratılıyor.
Şarap için herhangi bir süpermarket, en iyi nuga seçimi için bir festivale gitmenizi öneririm. Ziyaretçilerin pek çoğu, Malta pastizzisini çok beğenirler ve hatta evlerine götürüp pişirmek üzere dondurulmuş pastizzi alırlar.
MALTA SAATLERİ
Adaya has ve eşsiz tasarımlı saat yapımı: Malta’da, geleneksel olarak çok yaygındır. Küçük bir sektör olmasına rağmen, çok eskilere dayanan bir tarihe sahiptir.
Ukrayna’nın kuzeyinde, Litvanya’nın güneyinde: Beyaz Rusya ve Belarus olarak isimlendirilen ülkenin başkenti. Polonya ve Rusya arasında; tam bir geçiş noktası.
Bu konumu ile; stratejik önemi var. Ama, Minsk şehrinde: ne tarih, ne doğallık. Buraya giden ziyaretçilerin büyük çoğunluğunun ana amacı : sessiz ve sakin bir ortam bulmak ve gerçekten bu derece güzel bir ırk olarak yaratılan, Beyaz Rus kadınlarını görmek.
Çünkü: burada sizi bekleyen tarihi kalıntılar yok. Büyük alışveriş merkezleri de yok.
ULAŞIM
İstanbul’dan uçağa bindiğinizde: muhtemelen 2 saatlik bir yolculuktan sonra: Minsk şehrine ulaşıyorsunuz. Ülkeye girebilmek için: 15 günlük turist vizesi almanız yeterliyken 1 Haziran 2014 tarihinden itibaren vize sistemi değiştirildi. Daha uzun süreli kalmak için, uzun süreli vize almanız gerekiyor ve uzun süreli vize alabilmek için, bu ülkeden gönderilmiş ticari bir davetiyeniz olması gerekiyor.
Uçaktan inmeden önce, pasaport kontrolünden önce: bir form doldurmanız gerekiyor. Bu formda: nereden geldiğiniz, nerede kalacağınız gibi, bir takım basit sorular soruluyor. Form: Rusça ve İngilizce olarak hazırlanmış. Bu formu doldurup, pasaport kontrolünden önce, ilgililere teslim etmeniz gerekiyor.
Bunun dışında: yine pasaport kontrolüne girmeden önce; sizi, sigorta görevlileri karşılıyorlar. Bu görevliler: sigortanızı yapıyorlar. Bu, asgari 15 günlük sigortanın bedeli: 8-10 dolar.
Ülkeye girişiniz için: gerek sigorta, gerek giriş formu ve gerekse vizeniz bulunan pasaport bulundurmanız şart.
İKLİM
Evet, Minsk; karasal iklimin hakim olduğu bir yerde bulunuyor. Bu şehre: kışın ve özellikle, Şubat ayında giderseniz, her yanın donmuş olduğunu göreceksiniz. Şehrin ortasından geçen nehir bile, donuyor. Ama: bu soğuklara rağmen, şehrin insanları, yine de sokaklara çıkıyorlar.
Şehrin orta yerinde bulunan paten alanında, gençler buz pateni yapıyorlar. Özellikle: hafta sonları ve akşamları, buralar dolup taşıyor. Bir yandan içki içiyorlar, bir yandan da buz pateni yapıyorlar. Ama, öylesine çok içiyorlar ki, ortalıkta, bir sürü, sarhoş kız-erkek görmek mümkün.
Sonuç olarak: Minsk şehrine; yaz aylarında, yani kış dışında gitmenizde yarar var.
Bunun dışında, genel iklim özellikleri olarak: Şehir, nemli karasal iklime sahiptir. Hava genellikle nemlidir.
HAVAALANI-ŞEHİR ULAŞIM
Biraz önce anlattığım gibi: gerekli belgeleri hazırladıktan sonra; pasaport kontrolünden geçiyorsunuz. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık: 42 km. Havaalanı terminali; 1982 yılında hizmete açılmış. Terminalden, şehir merkezine ulaşım için: taksiler var. Bu taksiler ile, şehir merkezine: 30-35 dolar arasında bir bedel ile ulaşabilirsiniz.
GENEL
Minsk şehri: 1067 yılında kurulmuş, yani eski bir kent. Başlangıçta: tepeler üzerine kurulmuş. Ancak: 20. yüzyılda, güneydoğudaki düz ovalar üzerine doğru gelişme göstermiş.
Varşova ve Kiev şehirlerinden daha az kalabalık. Moskova şehrinden daha temizdir. Vilnus şehrine uzaklık: 215 km. Varşova 550 km. Riga 470 km. Kiev 580 km. Moskova 700 km.
Şehrin ekonomisi incelendiğinde: buranın, Belarus ülkesinin en büyük sanayi merkezi konumunda. Kentte: 250 civarında fabrika ve sanayi tesisi var. Başlıca sanayi tesisleri: Minsk Traktör Fabrikası, Otomobil Fabrikası, Buzdolabı Fabrikası.
Tarihi süreç içinde, kent açısından öne çıkan olay; II. Dünya Savaşı sırasında yaşanmış. 22 Haziran 1941 tarihinde, Rus Kızıl ordusu, Minsk şehrine giriyor ve şehri, 3 yıl süren Alman işgalinden kurtarıyor. Dolayısı ile; Kızıl ordunun şehre girdiği bu caddeye: Kazananlar (Pabediteli) caddesi ismi verilmiş. Günümüzde ise, bu cadde, şehrin en önemli ve işlek caddelerinden biridir. Şehrin merkezinden; kışın tamamen donan, Svislac nehri geçiyor.
Evet: Minsk şehri
Beyaz Rusya ve diğer adı ile Belarus ülkesinin başkenti. Ama, hassas bir nokta var. Burası: Rusya değil. Yani: Rusya’nın belirgin özelliklerini burada görmek mümkün değil. Buranın coğrafi konumunun en büyük özelliği: Doğu-batı ve Kuzey-güney doğrultusunda, stratejik bir merkez konumunda olması.
Bu yüzden: bu ülke, Rusya için çok önemli. Rusya’nın gözü, hep bu ülkenin üzerinde. Öyle olunca da, birçok Avrupa ülkesinin, hem dikkat ve hem de cazibe merkezi.
Bu ülkede; düzen, insanlarının mutluluğu ve güvenliği üzerine kurulmuş. Buraya: dünyanın en güvenli ülkesi demek mümkün. Güvenlik üst düzeyde. Gecenin bir yarısı, sokaklarda, yalnız başınıza, güvenle dolaşabilirsiniz. Şehirde, asla darp-gasp olaylarına rastlanılmıyor.
Çünkü: şehirde yaşayan insanlar, resmi giysili polisten çok, sivil giysili polis bulunduğunu biliyorlar. Bunun yanında, polise saygı da var. Ama, tüm bunların yanında: sizler, asla herhangi bir suça karışmayın. Çünkü: turist olmanız nedeniyle, bütün suçun size kalabileceğini unutmamalısınız.
Şehir merkezi: gayet modern ve planlı. Özellikle: bu şehirde, trafik konusunda: herhangi bir yoğunluk yok. Yollar: 4-4 şeritli ve gayet geniş. Asla araç korna sesi duyamazsınız. Asla; trafik kazası olmuyor. İçkili olarak, asla araba kullanmıyorlar. Yollarda: trafik hiç aksamadan akıp gidiyor.
Yer altı geçitleri ve çarşılarda
Seyyar satıcı ve dilenci yok. Sokaklarda: başıboş dolaşan hayvan göremezsiniz. Rüşvetle iş yaptırmak, asla mümkün değil.
Binalar ise: otantik görünümlü. Tüm bunların yanında: tertemiz bir şehir. Şehirdeki: caddelerin, yolların, alt geçitlerin temizliğini gördüğünüzde şaşıracaksınız. Bu kadar temiz bir şehri; başka bir yerde görmek, gerçekten zor. Singapur şehrinin çok temiz olduğunu hatırlıyorum.
Ama o şehirde: çok sıkı tedbirler alınmış olduğunu görmüştüm. Örneğin: Singapur şehrinde o temizliği sağlamak uğruna, yere bir sakız atana verilecek cezanın, 500 dolar olduğunu hatırlatmak istiyorum. Burada: böyle cezai bir uygulama yok, yalnızca insanlar bilinçlendirilmiş.
Minsk şehrinin diğer özelliklerinden söz etmek istiyorum. Şehir: fuarlar bakımından oldukça hareketli. Hemen hemen her hafta, burada fuar düzenleniyor. Bunun dışında: şehir, tam bir kültür mabedi gibi. 16 müze, 11 tiyatro, 20 sinema, 139 kütüphane var. Özellikle, hafta sonlarında: parklar, kiliseler, Sinegog’lar dolup taşıyor. Pazar günleri ise, bir bakıyorsunuz; her yer gelin-damat dolu. Çünkü: düğün törenleri, sokaklarda kutlanıyor.
KONAKLAMA
Şehirdeki oteller devlete ait. Gelmeden önce, mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Dolayısı ile, konaklama için pek fazla çok seçenek yok. Otellerin çoğu: 3 ve 4 yıldızlı.
4 yıldızlı, yalnızca iki otel var. Bunlar: biraz önce söylediğim gibi, Minsk Otel ve Victoria Hotel. 3 Yıldızlı oteller ise: Belarus Otel. Oteller dışında: ülkede yaygın olarak kullanılan, mobilyalı evler de var. Bu evlerde: iki kişi rahatlıkla kalabilir. Şehir merkezindeki bu evlerin kiraları: yaklaşık olarak 60-80 dolar arasındadır.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Şehirde, toplu taşıma çok yaygın. Otobüsler ve metro var. Bunun dışında: taksilerde çok uygun. Çünkü: benzin çok ucuz.
TAKSİ
Taksiler, ucuz. Zaten, gideceğiniz en uzak mesafe, şehrin konumu nedeniyle : 5-8 km. arasındadır. 1 km. için taksiye ödemeniz gereken ücret: 0.5 cent. Geceleri, eğlence yerleri önünde bekleyen taksilere binmek durumunda kalırsanız, binmeden önce mutlaka pazarlık yapın. Gündüzleri: yoldan geçen taksiler sizi asla almaz, boşuna el sallamayın.
Taksiler: telefon ile çağrıldıklarında gelirler. Şehre gittiğinizde, otel resepsiyonundan, taksi çağırma numaralarını öğrenebilirsiniz. Bu numaralara telefon açtığınızda: adresi verirseniz, taksi geliyor. Size gelecek olan taksinin: markası, size ulaşacağı dakika ve rengi: tüm bu bilgileri, telefon açtığınız merkez, size telefonda iletiyor.
Geceleri ise: yoldan geçen bir taksiye, el salladığınızda, taksi durur ve sizi, yine makul bir ücret karşılığında, gitmek istediğiniz yere götürür. Tüm bunların yanında, son olarak bir uyarı: Resmi taksilere binmeye özen gösterin, bunlara vereceğiniz para, en fazla: 3-5 dolar civarında. Bunun yanında: kaçak taksilere sakın binmeyin.
Bunların yanında: taksilere bindiğinizde: klasik bir alışkanlık var. Taksi şoförlerinin büyük çoğunluğu, hemen kadın muhabbeti açıyorlar. Hemen, “diayvuskalar”ı, nasıl bulduğunuzu soruyorlar.
METRO
Şehirde, metro sistemi, 1977 yılında yapılmış. Başlangıçta, 8 olan istasyon sayısı, daha sonra 14 olmuş. 2007 yılı itibarı ile: 25 istasyon ve 33 km. lik hat var. Normal bir günde, metroda, 800 bin yolcu taşınıyormuş. Yoğun saatlerde: 2-2.5 dakikada bir tren çalışıyor.
OTOBÜSLER
Şehir içinde, yeşil otobüsler var. Bunlar: 600 ruble (30 cent) yani çok cüzi bir ücret karşılığı kullanılabiliyor. Ancak: otobüse binerken, ücret ödemeyen insanlardan, bu şehrin nazik insanları ücret istemiyorlar. Yani: bu yeşil otobüsler aslında ücretsiz değil. Lütfen, bunlara bindiğinizde, ücret ödemeyi ihmal etmeyin.
Çünkü: ücretsiz binmeyi kafaya koyarsanız, aniden kontrolör karşınıza çıkabilir. Bu arada; mutlaka dikkatinizi çekecektir, bu otobüs sürücülerinin çoğu bayan. Zaten; Minsk şehrinde, bayanları, her türlü hizmet dalında görmek mümkün.
İNSANLAR
Şehirde yaşayan insanlar: spor ve müziğe, çok önem veriyorlar. Aynı zamanda: eğitimi de büyük önem veriliyor. Zaten: insanların eğitim seviyesi; yüzde yüze çok yakın. Şehirde yaşayan insanlar: kültürlü ve aklı başında.
Bu şehirde: en çok dikkatinizi çekecek husus: 2 milyon nüfusu olan şehirde yaşayanların, üçte ikisinin bayan olması.
Tüm işyerlerinde çalışanların yoğunluğu bayan ve inanın, daima bakımlılar. Her yerde, her çeşit hizmet alanında, bayanlara rastlamak mümkün. Bir ırkın kadınının, bu kadar mı güzel ve çekici olabileceğini, sürekli sorgulayacaksınız. Ama: bu sorgulama sırasında: bazı duyumların etkisinde kalarak, bu ülkede göreceğiniz her bayanı; asla ve asla yanlış algılamamanız gerek. Bu şekilde değişik yaklaşımlar veya değişik teklifler sonucu ; ters durumlar ile karşılaşabilirsiniz.
Peki, şehirde Türk var mı? Evet, şehirde yaşayan pek çok Türk var. Türkler: inşaat ve yiyecek sektörüne girmişler. Bir de, öğrenci olarak buraya gelmiş olanlar var. Özellikle: Minsk State Linguistik Ünivercity.
Burada: Türk öğrenciler, yoğunlukta.
DİL
1980’li yıllara kadar, bu ülkede yaşayan herkes “Rusça” konuşuyormuş. 1990’lı yıllardan sonra ise, dil eğitimi tersine dönmüş. Şehir sakinlerinin çoğu: Rusçayı, sadece günlük yaşantılarında; evlerinde ve işyerlerinde kullanıyorlar. Genç kuşak arasında ise: özellikle İngilizce yaygın.
Bu ülkede yaşayan insanlar, en az 2-3 yabancı dil biliyorlar. İkinci en yaygın konuşulan diller: Almanca, Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca. Bu insanlarla anlaşabilmek için, mutlaka iyi bir yabancı diliniz olması gerekiyor.
GECE HAYATI
Minsk’de: 30 civarında gece kulübü var. Bunlar: 23.00-05.00 saatleri arasında açık. Şehirde, her gece: tüm disko ve gece kulüpleri; insanlarla doluyor. Dolayısıyla, özellikle hafta sonlarında gece kulüplerinin kapısında, uzun sıralar oluyor.
Buralara giriş ücreti: 10-15 dolar civarında. Sabah saatlerine kadar, aralıksız eğlence mümkün. Her türlü müziklerin olduğu, her yaşa hitap eden diskolar var. Gece eğlenceleri, gerçekten görülmeye değer.
PRİNCESS OTEL
Kumar oynamak isterseniz, çeşitli seçenekler olmasına rağmen, en güzeli burada.
JURAVİNKA
Şehir merkezinde ve Türkler tarafından işletilen, büyük bir eğlence kompleksidir. İçinde: casino, restoran, gece kulübü, bowling salonu var. Restoran kısmı: gecenin geç saatlerinde, kulüp haline dönüşüyor.
Ayrıca: haftanın bazı günlerinde: geceleri, show programları düzenleniyor. Casino kısmında: kıyafete önem vermek gerekiyor ve ayrıca pasaport bulundurulması şart.
VERSUS
Şehir merkezinde, Minsk Otel içindedir. Lüks bir striptiz kulübüdür. Giriş ücretlidir.
MAXİ SHOW
Şehir merkezinden, taksi ile 5 dakika uzaklıktadır. Giriş ücretlidir. Haftanın her günü açık ve çok hareketli bir yerdir. İçeride: özel showlar sergileniyor. Buraya: saat: 01.00’e kadar, metro ile ulaşabilirsiniz.
MADİSON CLUB
Gece hayatının yoğun olduğu mekanlardan biridir. Burada: güzel müzik ve keyifli bir ortam bulabilirsiniz. Diskosu ve bowling salonu ile hoş bir mekan. Biraz pahalı ama, kentin en iyi mekanlarından biri. Bu arada: buraya girişte, zaman zaman “giyime göre, engelleme” yapabiliyorlar.
WEST WORLD
Hotel Minsk’in hemen yanında. İyi bir mekan, ama çok fazla hayat kadını var. Bir süre sonra: “Do you want sex” lafı, sıkıcı olabiliyor.
REAKTOR
Genç insanlarla bir arada olmak isterseniz, burayı tercih etmelisiniz. Tam bir öğrenci diskosu. Yaş ortalaması, 20-21 olan bir dolu insan. Kendini kasmalar, havalara girmeler yok.
RESTORANLAR-NE YENİR
Bu şehirde: yemekler çok kötü değil. Ama çok miktarda domuz eti kullanıyorlar. Bunun dışında: çorbaları gayet güzel. Kremalı mantar çorbası, özellikle tatmanızı önereceğim bir lezzet. Bu şehirde: yemeklerde bol miktarda et kullanılıyor. Bir de: mantar kullanılıyor.
Bu şehirde: her ülke mutfağını tadabileceğiniz restoranlar bulunuyor. Ama, özellikle hafta sonlarında bu restoranlara gitmeden önce, mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Restoranlar, bayağı ekonomik. Özellikle: bazı barlardaki özel yapım, taze biraları mutlaka tatmalısınız. Zaten: şehir insanları: bira, votka ve martini içmeyi çok seviyorlar.
Yemekler genellikle lezzetli. Dünya mutfaklarını bulmak mümkün. Geleneksel yemeklerinde: mantar ve patates ağırlıklı olarak kullanılıyor. Ayrıca: her türlü et kullanılmaktadır.
Etler: çok lezzetli. Mantar çorbası, muhteşem bir tat. Mutlaka tadın. Yemeklerde: bazı restoranlarda, canlı müzik sunuluyor. Özellikle: Tarkan şarkılarını duyarsanız, şaşırmayın.
Restoranlar hakkında, birkaç bilgi vermek gerekirse: Astara restoran (Azerbaycan yemekleri sunuluyor), Salon restoran (yemekleri çok lezzetli, özellikle: salatası ve ızgara somon tercih etmelisiniz), Üzüm restoran (park içinde, şık bir restoran. Salata ve et yemekleri muhteşem).
Bunlar dışında
Goodwin, James, Il Patzio (güzel İtalyan yemekleri sunuluyor) , keyifli yemekler yiyebileceğiniz yerlerden birkaçı. Bir de, çok sevilen “0.5” denilen bir restoran var. Burada: canlı müzik eşliğinde, tavuk ve bira önerebilirim.
Restoran: hemen beyaz kilisenin yanında. Bir porsiyon yemek için: 10-15 dolar ödemeniz yeterli. Her ne kadar yurt dışında olsanız da, Türk yemekleri tercih etmek isterseniz, hemen Tren İstasyonu yanında, sahibi Türk olan ve Türk yemekleri yapan, bir lokanta var.
Bunların dışında: tanıdık tatlar isterseniz: Mc Donalts, Valilik caddesi üzerinde bulunuyor.
PARA BİRİMİ
Minsk şehrinde kullanılan para birimi adı: Ruble. 1 Amerikan doları, yaklaşık 2000 Ruble. Buna göre para değerlerini hesaplayabilirsiniz. Yani: 1000 Ruble; 0.5 cent ve bizim paramız ile, 1 TL, 1300 Rubleye karşılık geliyor.
ALIŞVERİŞ
Şehirde: 3 alışveriş merkezi var. Bunların isimleri: Gum, Sum, Nimiga. Buralarda: hediyelik eşyalar, elbise, kumaş, defter, halı gibi birçok hediyelik eşya bulup satın alabilirsiniz. Çünkü: biraz önce de söz ettiğim gibi: ülke çok ucuz. Benzin çok ucuz. Türkiye’de göremediğimiz araçları, burada görmek mümkün. Ama: alışverişte, çok öne çıkan ve mutlaka satın alın diyebileceğim bir şey yok.
GEZİ PLANI
Minsk şehrine indiğinizde, ilk dikkatinizi çekecek olan, uçsuz-bucaksız bir düzlük. Geniş bir ova. Kocaman ve geniş yollar. Sosyal altyapı tamam. Sağlık, eğitim, ısınma ve ulaşım mükemmel. Mimari gayet güzel. Bol yeşillik var. Hemen her yerde. Bir de, her mahallede göletler, su kaynakları ve havuzlar oluşturulmuş. Yalnızca: bu şehirde, 50’den fazla: çeşme, havuz, gölet var. Bunların en eskisi ise: 130 yıllık.
Şehir: pırıl-pırıl. Büyük meydanlar, tarihi dokusu özenle korunmuş mimari-şirin evler, şirin parklar. Minsk nehri: kentte, ayrı bir hava veriyor.
KGB binasını geçtikten sonra: Bağımsızlık caddesi var. Caddenin sonunda ise: Bağımsızlık meydanı bulunuyor. Cafe ve restoranlar: genellikle, Bağımsızlık caddesi üzerinde bulunuyor.
Şehrin önemli otellerinden olan: Minsk Otel’de, bu cadde üzerinde. Ayrıca: Mc. Donalts restoranı ve hemen karşısında, Patzio Pizza, Fridays ve Pechki Lovechlei bulunuyor.
Şehirdeki: Yanki Kupalı Parkı: gezinti için güzel bir yer. Burada: yazın, tekneye binmek te mümkün. Parkın yanında: Zafer Anıtı ve Yıldızı bulunuyor. Ayrıca: sönmez bir ateş var.
Botanik Parkı: dünyanın her bölgesinden getirilen bitkilerden oluşturulmuş. Şehirli bayanlar: bu parkta gezmeyi oldukça romantik bulurlar.
Şehrin dışına çıkarken görülen büyük gölde: insanlar, her mevsim balık tutuyorlar.
GEZİLECEK YERLER
ALEKSANDROVSKY MEYDANI
Şehrin tam merkezindedir. Burası: zengin bir tarih dokusundan öte, küçük bir halk bahçesi olarak öne çıkıyor. 1972 yılında, vali tarafından yaptırılmış. Bahçenin ortasında: bir çeşme ve bir yüzme havuzu bulunuyor. Çeşmede, bir heykel var. Bu kuğu heykeli: İtalyan Bernini tarafından tasarlanmış ve bir çocuk ile süslenmiş. Çeşme ve heykel; şehrin bir sembolü olarak kullanılıyor.
Meydanın bir köşesinde: Ulusal Tiyatro var. 1888 yılında açılmış.
KİLİSELER
CALVARY
Eski bir mezarlık yanında yapılmış bir kilisedir. Bu alanda: 17.yüzyıldan kalma bir tapınak bulunduğu tespit edilmiştir. Bugünkü yapı ise, 19. yüzyılın başında yapılmıştır. Kilise çevresinde ortaya çıkan mezarlık: şehir halkı tarafından çok iyi biliniyor. Ancak, 1967 yılından sonra, bu mezarlık kapatılmış. 1990 yılından sonra ise, yeniden açılmış.
KIZIL KİLİSE
Kırmızı tuğlalardan yapıldığı için, bu ismi almıştır. Neo-Gotik tarz bir yapıdır. 1906-1910 yılları arasında inşa edilmiştir. Sovyetler Birliği döneminde, burada sinema varmış. Daha sonra, 1990 yılları başında, sinema, kilise olarak hizmet vermeye başlamış.
Kilisenin: geniş bir salonu, zarif süslemeleri var. Vitray pencereler, Belarus ulusal sanat geleneklerine göre yapılmış. Ana portalı: Vojnilovich ailesinin silahı süslüyor.
KUTSAL RUH KİLİSESİ
Kilise, Zolotaja Gorka (Altın Tepe ) bölgesinde bulunuyor. Kilisenin enteresan bir yapılış öyküsü var. O zamanlar: kentte kolera salgını olur. Polonyalı bir doktor, şehir halkından para toplar ve bu paralar ile, Katolik mezarlık topraklarının üzerine, bu kiliseyi inşa ettirir.
Buraya: Kutsal Ruh ahşap heykeli konulur. Bu heykelin: bulaşıcı hastalıklardan, insan ve hayvanları koruduğuna inanılır. Evet: daha sonraki yıllarda, buranın restorasyonu için, devlet tarafından büyük harcamalar yapılmış.
PARLAMENTO BİNASI
Şehrin önemli yapılarından biri de: ana cadde üzerindeki “Parlamento Binası.” Belarus Devleti: geçmişlerine duyduğu saygı nedeniyle. Binanın önündeki, dev “Lenin” heykelini, muhafaza etmiş ve heykel tüm ihtişamı ile, görüntüye farklı bir hava katıyor.
TOWN HALL (BELEDİYE BİNASI)
Yapı, 16.yüzyılda: katedral meydanı üzerine yaptırılmış ve 2004 yılında restore edilmiştir. Mahkeme ve Belediye binası olarak kullanıldı. Zemin katta: Minsk Müzesi var.
Müzede: cam bir kubbeli sergi salonu var. Şehrin tarihi ve manzarası, showroom ve anlatım ile sergileniyor. Müzedeki sergiler: tarihi kazılar sırasında toplanan objelerden oluşuyor.
VANKOVİCH EVİ (KLASİK MÜZE)
Yapı: 19.yüzyılın mimari harikalarından biridir. Bu evin: bembeyaz sütunlu, mavi cephesi var. Bu cephe ile binanın uyumu, çok güzel. Sanatçı: Valentij Vankovich’in burada yaşamış olması nedeniyle, bu isim verilmiş.
Mükemmel, romantik portreler çizdi ve galeriye bıraktı. Bunların yalnızca, küçük bir bölümü: Müzede sergileniyor.
PİSCHALOVSKİJ CASTLE – PRİSON HOTEL
Burası, yıllarca, şehir merkezinde bir hapishane olarak kullanılmıştır. Yapı: 1825 yılında, mimar Pischala tarafından, Gotik kale tarzında inşa edilmiştir. Köşelerinde: 4 yuvarlak kuleleri olan, 3 katlı, dikdörtgen bir yapıdır. Her bir kule: bir kademeli korniş üzerinde, dikdörtgen yapıdadır.
Kalenin çevresi: çitle çevrilidir. Ülkenin bir kısım şair ve yazarları: bu cezaevinde hapis yatmışlar. Devrimci Pulihov idam edilmiş. Uzun yıllar: bu kale, erişilemez bir yapı topluluğu olarak kalmış. Günümüzde ise, turistler için, egzotik bir otel konumunda.
BELARUS OPERA VE BALESİ
Bunlar: Ulusal Akademik Opera Tiyatrosu ve Ulusal Akademik Bale Tiyatrodur. Tiyatro binasının kuleleri muhteşem ve şehrin çoğu yerinden görülüyor. Tiyatro: Fransız ve Rus klasik bale kurucusu Marius Petipa’nın görüşlerine göre restore edilmiştir.
Burada: daima, ünlü bestecilerin eserleri sergileniyor. Bu eserlerde: zengin süslemeler ve göz alıcı kostümler var.
ZAFER MEYDANI
Burası: II. Dünya savaşı kahramanlarının anısına yapılmıştır. Dikilitaş şeklinde, büyük bir anıt dikilmiş. 40 metre yüksekliğindedir. 1954 yılında açılmıştır. 1941-1945 yılları arasındaki vatanseverlik savaşında, hayatını kaybedenlere atfen dikilmiş bir anıt. Kaidesinde; sonsuz ateş yanıyor.
Burada: bir anıt daha var. Gözyaşı adası anıtı. Afganistan Savaşında ölen, Belarus’lular için dikilen bir anıt. Afganistan savaşında, 771 Belarus’lu asker ölmüş. Anıt: Ağustos 1996 yılında açılmıştır.
ST. SPİRİT KATEDRALİ
1852 yılında, rahibeler manastırı olarak inşa edilmiştir. 1870 yılında ise, Ortodoks manastırı olarak ibadete açılmıştır.
NEZAVİSİMOSTY AVENUE
Şehirde: kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan bir caddedir. Cadde üzerinde: mağazalar, restoranlar, müzeler, ticaret merkezleri, milli kütüphane, bankalar ve çeşitli üniversiteler bulunuyor.
MİLLİ KÜTÜPHANE
Muazzam görünüşlü bir milli kütüphanesi vardır ki, insan dışını görünce içinden çıkası gelmez. Minsk Devlet Kütüphanesi: oldukça ihtişamlı bir bina. İçinde: 14 milyon kitap var.
ŞEHİR DIŞI GEZİLECEK YERLER
NAZİ KAMPI TURU
Şehir merkezinden, yaklaşık 50 km. uzaklıktadır. Burası: II. Dünya Savaşında, Nazi subaylarının, Beyaz Rusya’da tamamen yaktıkları: 620 köyden biridir. Savaşta hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılmış, Büyük Anıt var. Ayrıca: savaşta kullanılan tanklar görülebiliyor.
DUDUKİ KÖYÜ
Şehir merkezine, 50 km. uzaklıktadır. Bu köyde: eski model araba ve motosiklet müzesi, el sanatları ve eski takılar sergisini gezebilirsiniz. Yöresel el yapımı peynir eşliğinde, yöresel şaraplardan tadabilirsiniz.
Bu alan: şehrin güneyinde bulunuyor. Buraya ulaşmak için: eski köyler, bostanlar ve ormanlar arasından, yaklaşık 1 saatlik bir yolculuk yapmak gerekiyor. Köy: yaklaşık 150 yıl önce, derebeylik zamanında, bir aile tarafından yönetiliyormuş.
Burada: votka üretimi yapılıyor. Kuas denilen ve buğdaydan elde edilen özel votkalar: 7 yıl bekletilip, dinlendiriliyor. 48-52 alkol derecesindeki bu votkalar: yine, köyde üretilen ballı-turşulu ekmek ile servis ediliyor.
10 Ekim 1998 tarihinde, burada, 2 katlı el sanatları galerisi yapılmış.
Köydeki geziniz sırasında: köyde üretilen peynir, tereyağı, otlu peynir tatma şansınız oluyor. Ayrıca: ekmek yapımını da izleyebiliyorsunuz. Demir dövülerek nal yapımı, kumaş yapımı izlenebilir, arzu ederseniz, ata binebilirsiniz. Ayrıca: köyün yakınlarında, değirmen var, burası da gezilebiliyor.
STALİN HATTI VE JANOST
Şehir merkezine, 15 km. uzaklıktadır. Burası: Moskova’nın düşmemesi için, Alman ordusuna karşı, Kızıl ordu tarafından yüksek yerlere konumlanmış bir savunma hattıdır. Stalin hattında, II. Dünya savaşında kullanılan, çok çeşitli silahlarla kurulan, savunma hattı gezilebiliyor.
Buradaki açık hava müzesinde : askeri ekipmanlar, tanklar, uçaklar, helikopterler ve toplar sergileniyor. Stalin Hattı: II. Dünya Savaşında, savunma hattı olarak biliniyor. Yemek için: özellikle, havanın sıcak olduğu dönemlerde, Junost Gölü kıyısında, ızgara balık önerebilirim.
Burada; deniz motoru ile, “Junost” eğlence kompleksine gidiliyor.
BELOVEZHSKAYA PUSCHA
Burada, ülkenin en büyük ormanı bulunuyor. Bu doğal dünya: UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Buranın en büyük özelliği: tamamen doğallık, hayranlık uyandıran bir doğallık.