Çivril ilçesine ilk gittiğimde: çok modern ve lüks bir ilçe merkezi gördüm. İlçe merkezinde, çok güzel mağaza ve ticarethaneler var. Özellikle: kuyumcu dükkanlarının bolluğu dikkatimi çekti. Yeşil Çivril markası ile ünlenen, yeşil pakette satılan, sakız markasının sahiplerinin buralı olduklarını duyunca ve yörelerine her türlü yatırımı yaptıklarını öğrenince, bunun yani ilçe merkezinin bu kadar güzel olmasının sebebini anladım.
Özellikle: Çivril Askerlik Şubesinin güzel binasının cephe duvarında, bu bina “……….. tarafından yaptırılmış” yazısını gördüğümde (gayet büyük ve görülmemesi imkansız bir yazı) merakım daha da arttı. Yine de, bu güzel yatırımlara ekonomik olanak sağlayan bu insanlara teşekkür etmemek elde değil, ama yaptıklarımızın reklamı şart mı?
Çivril merkezinde, bu güzel mağaza ve dükkanların bulunduğu cadde ve sokaklarda gezdim, güzel bir yerde, güzel bir yemek yedim. Daha sonra ise, istikamet Işıklı. Işıklı merkeze yakın. Burada; büyük bir havuz oluşturulmuş, bu havuzun çevresinde, restoranlar ve çay bahçeleri var. Bu restoranlardan birinde, balık yediğimizi hatırlıyorum. Sazan balığı. Zaten Işıklı gölünden, yıllık 10 bin top, sazan balığı üretimi yapılıyor.
Evet, güzel bir yer. Buralardan geçerseniz, mutlaka zaman ayırın. Özellikle, Işıklı gölü kıyısına mutlaka zaman ayırın.
ULAŞIM
Çivril; Denizli-Uşak arasındaki kara yolu üzerinde bulunuyor. Diğer bağlantısı ise: Dinar ilçesine uzanıyor. Çivril, il merkezi olan Denizli’ye: 95 km. uzaklıktadır. Çivril-Uşak arası uzaklık: 59 km. Çivril-Dinar arası uzaklık: 40 km. Çivril-Denizli Çardak hava alanı arası uzaklık: 85 km.
Bunun yanında: Çivril-Aydın arası uzaklık: 265 km. Çivril-Ankara arası uzaklık: 420 km. Çivril-İstanbul arası uzaklık: 550 km.
TARİH
Anadolu toprakları içinde, ilk yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen “Beycesultan”, bu bölgede bulunmaktadır. MÖ.4000-3500 yılları arasından bu yana, buralarda yerleşim bulunduğu bilinmektedir. Ancak, yörenin asıl önem kazanması: Büyük İskender’in Anadolu’ya geçişiyle başlar. Bu dönemde: Selevkos krallığı, Menderes vadisi boyunca, bir dizi kale ve kent kurmuşlardır. Yöre, Bergama krallığı döneminde, daha da önem kazanır.
Daha sonraki dönemlerde, Çivril adına, ilk kez “Myrkiokephalon” savaşını anlatan Bizans belgelerinde rastlanıyor. Bu belgelerde, Çivril adından, Rumca “Tribritzi” ve “Cyybrilcimani” olarak geçmektedir. Çivril: Luwi dilinde “Bol su-Gür su” anlamında kullanılmaktadır. Bu da, ilçenin doğu yanındaki “Küfü Çayı Vadisi”ni ifade etmektedir.
Myriokephalon Savaşı: 26 Ağustos 1071 tarihinde, Türkler Malazgirt zaferini kazandıktan sonra, Anadolu içlerine akınlar yapmaya başlarlar. II.Kılıçarslan (1155-1192) tahta çıktığı zaman, Bizans imparatoru olan Manuel, bu durumdan rahatsızlık duyar. Türkler, daha fazla kuvvetlenmeden, Siblia kalelerini inşa ettirir.
Zamanla, savaş kaçınılmaz hale gelir. Bu amaçla: 1176 yılında, Ulubat gölü yakınlarındaki karargahından hareket eden Bizanslılar, Siblia kalesine gelirler. Sultan II.Kılıçarslan, buraya elçiler göndererek, barış teklifinde bulunur. Ancak, İmparator Manuel, bunları kabul etmeyerek, Işıklı (Myriokephalon) kalesine gelir.
Daha sonra: İmparator Manuel, hiçbir güvenlik tedbiri almaksızın, dar-uzun ve kıvrımlı bir boğaz olan “Tzibritzi” vadisine gelir. Bu vadi: Kafi Çayı vadisidir. Boğazın iki yakasını tutan Sultan ve askerleri, öncü birlikler geçtikten sonra: Bizans ordusuna saldırırlar. Yakın mesafeden yapılan ok atışları çok etkili olur, ölen hayvan ve askerler, vadiyi geçide kapatırlar.
Daha sonra yamaçtan inen Türkler, düşman ordusunun kalan birliklerini yok ederler. Ancak, yine de, Sultan II. Kılıçarslan, ertesi günü sabahı, yeniden barış elçilerini gönderir. Bizans imparatoru, zaten zor durumdadır, Dorilaion ve Siblia kalelerinin yıkılması şartını kabul ederek, barış antlaşmasını imzalar.
Böylece: Malazgirt Savaşıyla Anadolu’ya giren Türkler, Myriokephalon zaferiyle, Anadolu’nun tapusunu almış olurlar. Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük önemi olan bu savaş, Çivril ilçesi toprakları üzerinde olmuştur.
Devam eden tarihi süreçte: Ocak 1921 tarihinde, bölge, Yunanlılar tarafından işgal edilir. Ancak, bu işgal, yalnızca 9 gün sürer. Ancak, Nisan 1921 tarihinde, Çivril, yine Yunanlılar tarafından işgal edilir. 30 Ağustos 1922 tarihinde ise, Yunan işgali sona erer. Bu tarih, Kurtuluş Günü olarak her yıl coşkuyla kutlanmaktadır.
GENEL
İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği: 900 metredir.
İklim değerlendirildiğinde: bölgede, karasal iklim görüldüğü anlaşılıyor. Buna göre: yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer. İlçede, Poyraz rüzgarı yoğun olarak eser. Yaz aylarında bile, kış havası yaratan bu rüzgar, zaman zaman oluşan kirli havanın da dağılmasına yardımcı olmaktadır.
İlçenin en önemli akarsuyu ilçe merkezinin 10 km. doğusundaki Işıklı kasabasından çıkan “Büyük Menderes” nehridir. Bu nehir: Dinar ve Akdağ yörelerinden çıkan, pek çok kaynağın suları ile birleşerek, 72 kilometrelik alana sahip, Işıklı Gölünü meydana getirir. Bu göle: Küfi çayı da katılır.
İlçe ekonomisi: her türlü tarım ürünü yetiştiriciliği ve hayvancılığa dayalıdır. Özellikle: başta elma olmak üzere, meyve, şekerpancarı, ayçiçeği, tahılgiller, sebze ve su ürünleri, halkın en önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır. İlçede en çok üretilen meyve: elmadır. Üretim rakamları, ülkemiz genel üretiminin % 5’ini karşılamaktadır.
NE YENİR.NE İÇİLİR
Çivril yöresinde: Çivril usulü yapılan “Keşkek” yiyebilirsiniz.
GEZİLECEK YERLER
EUMANİA ANTİK KENTİ
Çivril-Dinar kara yolu üzerinde, Işıklı kasabasının bulunduğu yerdedir. Bergama kralı II. Eumenes adına kurulmuştur. Işıklı kasabasının güneydoğusundaki su kaynağının yakınlarında, antik döneme ait kalıntılar görülüyor.
Günümüzde: Sarıbaba Tepesi olarak isimlendirilen bölgenin üzerindeki düzlük, özellikle Bizans döneminde kale olarak kullanılmıştır. Bu tepenin yamaçları ise, antik Eumania kentinin nekropolü olarak kullanılmıştır.
Antik dönemde, burası, önemli bir tıp merkezi konumundaymış. Kent yakınlarında bulunan Attanassos Hieronu çevresinde kurulmuş önemli bir tıp okulundan söz ediliyor. Burada, hastalar telkin ve terapi yoluyla tedavi ediliyormuş.
IŞIKLI KASABASI VE IŞIKLI GÖLÜ
Işıklı kasabası, Çivril-Dinar kara yolunun 10.km.de, “Eumenia” antik kentinin kalıntıları üzerinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği: 814 metredir.
Denizden yüksekliği: 814 metredir. En derin yeri: 8 metredir. Işıklı suyu ve Küfi çayı ile beslenir. Sularının kontrol altına alınması için, Işıklı Barajı yapılmıştır. Suları tatlıdır ve içinde balık yaşamaktadır. Sularıyla Büyük Menderes nehrini besler.
Göl, su kuşları için önemli bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Bölgede bir kısım kuş, kuluçkaya yatmaktadır.
Akgöz deresinin çıktığı yörede: güzel tesisler var. Burada: dereden yakalanan balık ve ıstakoz, hemen kaynak başındaki lokantalarda pişirilip servis ediliyor. Göl kenarında: kafe ve lokanta türü tesisler bulunuyor. Ana kaynaklardan biri üzerinde: Işıklı Belediyesine ait, kaliteli tesisler var. Bu tesisleri mutlaka ziyaret edin. Zaten yörenin insanları burayı etkin olarak kullanıyorlar. Siz de, mutlaka burayı ziyaret etmelisiniz.
HOMA (GÜMÜŞSU) ŞELALESİ
Çivril-Dinar kara yolu üzerinde bulunuyor. İlçe merkezine 30 km. uzaklıktadır. Buradaki suyun kalitesi nedeniyle, buraya “Gümüşsu” ismi verilmiştir. Burada: 30 metre yükseklikten dökülen şelale var. Suyu çok soğuk ve tatlıdır.
Bu bölgede, aynı zamanda: II. Haçlı seferinin savaş alanı olan “Miryakefalon” alanı bulunmaktadır. Burası: Gümüşsu kasabasına 10 km. uzaklıktadır.
AKDAĞ MİLLİ PARKI
İlçenin güneydoğusundadır. Burada: mağaralar ve mevcut kanyon, tam bir tabiat harikası olarak ziyaretçilerin karşısına çıkıyor. Burası: 2000 yılında, “Tabiat Parkı” olarak tescil edilmiştir.
Akdağ Milli Parkında: kocayayla, Kurtini mağarası, Tokalı kanyonu ve yabani Yılkı Atları, geyikleri, yaban domuzları, kurtları ve diğer canlı türleri bulunuyor.
Denizli Serinhisar gezi yazısı için Serinhisar