Ağrı

ağrı.ağrı dağı.3
Ağrı

Ağrı denilince, burayı bilen-bilmeyen herkesin aklına: kar, kış ve ağrı dağı geliyor. Birçok kez gittiğim ve bulunduğum bu şehirde: yazıma başlamadan önce, meşhur olan üç nesneden söz etmek istiyorum.

Bunlar: kar, karga, kavak. Kavak: bol miktarda kavak ağacı var ve özellikle, bunlar yılın belli dönemlerinde havaya saldıkları pamuklar ile, şehri tamamen etkiliyorlar.

Karga: evet, şehirde karga da çok bol. Özellikle: bu kargalar, yaya kaldırımlarındaki ağaçların üzerlerine tünüyorlar ve yaya kaldırımlarından geçen halkın üzerini pisletiyorlar.

Bu yüzden, Ağrı’ya gelen yabancılar hemen anlaşılır. Çünkü: yabancılar yaya kaldırımından gider ki, bir karga üstlerine edene kadar.

Ağrının yerlisi ise, bu durumu bildiği için, yaya kaldırımından değil, caddeden-sokaktan yürür. Son özellik: kar demiştim. Malum, bunu anlatmaya gerek var mı, soğuk, kar ve kış, bu güzel ilimize, yılın en az yarısında, yani altı ay egemen oluyor ve tüm yaşamı etkiliyor .

ağrı.terminal.1
Ağrı

ULAŞIM

Ağrı; E-80 karayolu ile, doğrudan Erzurum ve İran’a bağlanır. Belli başlı merkezlere ve komşu illere olan uzaklıklar şöyledir. Ağrı-Ardahan arası uzaklık: 310 km. Ağrı-Iğdır arası uzaklık: 142 km. Ağrı-Erzurum arası uzaklık: 180 km. Ağrı-Kars arası uzaklık: 221 km. Ağrı-Van arası uzaklık; 230 km. Ağrı-Ankara arası uzaklık: 1065 km. Ağrı-İstanbul arası uzaklık: 1414 km. Ağrı-İzmir arası uzaklık: 1647 km. Ağrı-Trabzon arası uzaklık: 485 km. dir.

AĞRI HAVAALANI

Havaalanı, 1997 yılında hizmete açılmıştır. Ankara-İstanbul bağlantılı havayolu seferleri yapılmaktadır. Havaalanının kent merkezine uzaklığı: 7 km. dir.

ağrı.tarih.1
Ağrı Tarihi

AĞRI TARİHİ

Bölgede, tarihi süreç içinde, en köklü uygarlığı: Urartular kurmuşlardır. Ağrı dağının yamaçlarında: Karakoyunlu ve Taşburun köyleri arasında bulunan bir yazıtta: Urartuların, Kral Menua döneminde, bölgede egemenlik kurdukları görülmektedir.

Persler; Büyük İskender tarafından ortadan kaldırılıncaya kadar, yaklaşık 200 yıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender’in ölümü üzerine, boşluktan yararlanan Ermeniler, bölgeyi ele geçirirler.

1071 Malazgirt Savaşı sonrasında: bölgeye Türk boyları gelmeye başlarlar. 1027-1225 yılları arasında: Ani Atabeylikleri, 1256-1358 yılları arasında: İlhanlılar; bölgeye egemen olurlar. 1393 yılında, Moğol hükümdarı, Timur, bölgeyi ele geçirir.

1405-1468 yılları arasında: Karakoyunlular, görülür. Daha sonra ise, Akkoyunlular ve takip eden dönemde, Çaldıran Savaşı ardından, Yavuz Sultan Selim tarafından, bölge, Osmanlı topraklarına katılır.

Osmanlılar döneminde: Şorbulak olarak bilinen şehir, Ermeniler zamanında “Karakilise” olarak isimlendirilir. Kazım Karabekir Paşa zamanında: şehir ele geçirilince, ismi “Karaköse” olarak yeniden değiştirilir.

Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı: Tevrat’ta adı geçen “Ararat” dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılmaktadır. Bu nedenle: şehre, batılılar tarafından “Ararat” denilir.

29 Temmuz 1854 tarihinde, Ruslar Ağrıyı işgal ederler. Ancak: 30 Mart 1856 yılında, Batılı devletlerin baskısı üzerine, Paris antlaşması sonucu, Ağrı’dan geri çekilirler. Ancak: 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarında, Ağrı, yeniden Ruslar tarafından işgal edilir ve şehirde büyük tahribat yapılır.

Yine: batılı devletlerin zorlaması sonucu, Berlin antlaşması ile, geri çekilirler ve Ağrı yeniden Osmanlı topraklarına katılır.

ağrı.merkez.1
Ağrı

GENEL

Ağrı’nın deniz seviyesinden yüksekliği: 1640 metredir. Deniz seviyesinden çok yüksekte olması nedeniyle, şiddetli bir kara iklimi hüküm sürer.

Yazlar: sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Yazın ve kışın, gece-gündüz sıcaklık farkı fazladır. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri, ılık ve yağışlı geçer.

Merkez ilçenin eski adı: Karaköse’dir.

ağrı.iran transit yolu.1
Ağrı

Anadolu’nun İran bağlantısını sağlayan yol üzerinde bulunması nedeniyle: öne çıkar. Bu nedenle: il genelinde, transit taşımacılık ve nakliyecilik gelişmiştir.

İlde: orman, yok denecek kadar azdır.

Ağrı; bir sınır ili olması nedeniyle, tarih boyunca değişik toplumların yönetiminde kalmıştır. İlde: Türkçenin yanı sıra: Ermenice, Azerice ve Farsça da kullanılmıştır. Dolayısı ile; bu dillerden birçok kelime, günlük kullanılan dile yerleşmiştir. İslam dininin etkisiyle, Arapça kelimeler de yaygınlaşmıştır.

Birkaç örnek vermek gerekirse: Ağrı yöresinde kullanılan, fakat Türkçe sözlükte bulunmayan kelime ve terimlerden bazıları şöyledir: Aynoyun (eşya, öteberi), Cığız (oyun bozan), Dayaz (derin olmayan), Direj (uzun, uzun boylu), Endirme (merdiven), Eze (teyze), Gödek (kısa, uzun olmayan), Gürgüre (şelale), Payız (sonbahar), Sako (kalın palto), Ulam( başkasına bedava iş yapma).

doğubayazıt.ağrı dağı.1
Ağrı

AĞRI DAĞI EFSANESİ

Nuh Peygamber: suların bütün dünyayı kapladığı sırada, suda yaşayanlardan başka her türlü hayvandan erkekli-dişili birer çift alıp, üç oğlu ve üç gelini ile gemiye kapanıp, canlarını kurtarırlar.

Bir gün, geminin demiri bir dağın tepesine ilişip, içindekileri yer oynamasından korkuya düşürürken; Nuh Peygamber, hayretle “Allahuekber” der ve bu yerin adını beller.

Aradan günler geçtikten sonra, yine bir sarsıntı olur. Peygamber yine şaşırarak “Suphanallah” der ve burayı da beller. Sonunda: sular çekilip azalınca, gemi bir dağın tepesine oturur kalır.

Nuh Peygamber ve oğulları; gemiyi buradan yürütemezler. Bu arada: Nuh Peygamber: “Ne ağır dağ” der. Sonradan: bütün sular çekilince, gemiden inerler.

Gemideki son erzak kırıntıları ve kalıntıları olan: buğday, arpa, pirinç, nohut, mercimek, üzüm, ceviz, fındık, incir, dut kurusu, pekmez ve balı; Sürmeli Çukurunda karıştırırlar ve son yemek (aşure aşı) hep birlikte yenir.

Nuh Peygamber: sofrasını silkeleyip, Sürmeli Çukuruna döktüğünde, bu Iğdır Ovası, çok bereketli hale gelir. Dağın adı da: geçen zaman içinde “Ağrı” ya dönüşür.

ağrı.genel.1
Ağrı

BÜYÜK VE KÜÇÜK BACI EFSANESİ

Çok eski zamanlarda: Sürmeli Çukuru; uçsuz-bucaksız, düzlükler halindedir. Ağrı Dağının birçok yerinde ise, büyük ormanlar vardı. Günlerden bir gün: iki bacı, evlerine odun getirmek üzere, ormana giderler.

Ormandan topladıkları, odunları, birer birer sırtlarına almaları zamanı gelince: Büyük bacı, küçük kardeşine: “Bacı bacı kurbanın olayım, ne olur, gel sırtıma bu yükü kaldırıver” der. Küçük bacı: “hayır” der, yükü kaldırmaz ve üstelik te: “canın çıksın, kendin kaldır” der.

Büyük bacı: yalvarır-yakarır olmaz. Aralarında kavga başlar. İkisi de kan-ter içinde kalırlar. Hareket edemezler ve başlarlar, birbirlerine beddua etmeye.

Küçük bacı: “Allah seni öyle bir dağ etsin ki, yaz-kış başından kar eksik olmasın” der.

Büyük bacı da: “ Sen de öyle bir dağ olasın ki, başından: yılan-çıyan eksik olmasın”  der.

Tanrı: her ikisinin de beddualarını kabul eder. Büyük bacı: Büyük Ağrı dağı olur. Başından: yaz-kış kar eksik olmaz. Küçük bacıda: Küçük Ağrı dağı olur ve tepesinde: yılan-çıyan eksik olmaz.

ağrı.üniversite.1
Ağrı

İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

İbrahim Çeçen: Ağrılı bir iş adamıdır. 1941  yılında Ağrı’da doğmuştur. Halen: 30 dan fazla şirketin bağlı bulunduğu IC Holding Yönetim Kurulu Başkanıdır. Aynı zamanda: IC Vakfı kurucusudur.

2004 yılında: IC İbrahim Çeçen Vakfını kurmuştur. Eğitim, sağlık, spor ve sanat alanlarında yaptığı hizmetler, ülkesi için gayretli çalışmaları, katkıları ve üstün başarılarından dolayı, 2007 yılında, TBMM tarafından “Devlet Üstün Hizmet Madalyası “ ile ödüllendirilmiştir.

Üniversite bünyesinde: 3 fakülte, 1 yüksek okul, 2 enstitü, 2 meslek yüksek okulu bulunmaktadır. Üniversite: süratle yerleşimlerini sürdürmektedir.

YEME-İÇME

Ağrı toprağı ve iklimi: sebze tarımına elverişli olmadığı için: Ağrı mutfağında, tahıl önemli yer tutar. Kış mevsiminin uzun sürmesi: un ve una dayalı yemek çeşitlerini çoğaltmıştır.

Yörenin en tanınmış yemeği: saç kavurmadır. Saç kavurması: etin saç üzerinde pişirilmesiyle yapılır. Diğer ismi: Selekelidir. Taze oğlak veya kuzu etinden yapılır. Üzerine: tereyağında eritilmiş, salça konur. Üzerine: sarımsaklı yoğurt dökülerek servis edilir.

Ağrının kendine özgü başka bir yemeği de: Abdigor köftesidir. İçli köfteye benzer. İlin en tanınmış yemeğidir. Yağsız, sinirsiz, kemiksiz sığır eti, çok az miktarda soğan, bir adet yumurta ve baharatlardan yapılır.

Hamur haline gelen et, soğan ve su katılarak elle çırpılır. Çırpıldıktan sonra, bir saat dinlendirilen köfteler, pilav üzerine konularak servis yapılır.

Diğer öne çıkan yemek: sahan kebabı. Sahanda, iki lavaş arasına, kuşbaşı et konularak pişirilir.

ağrı.genel.2
Ağrı

Bu arada: Ağrı ilinde, mutlaka gözünüze çarpacaktır, çok miktarda: gayet küçük mekanlardan oluşan, çorbacılar var. Her sabah: İlin yerlileri, erken saatlerde açılan bu çorbacılarda, kahvaltı yaparlar.

Siz de deneyebilirsiniz, gerçekten lezzetli çorbalar var, özellikle: paça-işkembe çorbası. Özellikle: soğuk kış günlerinde muhteşem güzel.

Son olarak: gerek tatmak ve gerekse satın almak suretiyle, mutlaka denemenizi önereceğim: beyaz bal var. Türkiye’nin en güzel çiçek balı, burada elde ediliyor.

Bin bir renk ve çeşit kokulardaki yayla çiçeğinden elde edilen bembeyaz balın tadına doymak mümkün değil.

Özellikle: Aladağ ve Sinek yaylalarının balı meşhurdur ve şifalı olduğuna inanılır. Bu bal: mideye kuvvet verir, midedeki fazlalıkları  dışarı atar. Sindirimi kolaylaştırır, sindirim organlarının düzenli çalışmasını sağlar.

Hazmı gerektirmediği için, kolayca kana karışır. Ayrıca: kansızlığı ve zaafı giderir. Hastalıklardan yeni kalkmışlara, kuvvet verir.

ağrı.halı.1
Ağrı Hediyelik-Alışveriş

HEDİYELİK-ALIŞVERİŞ

TİFTİK ÇORABI

Koyun ve keçilerden elde edilen yün ve tiftik: yöresel işleyiş biçimiyle, giyim eşyası olarak değerlendirilir. Bunların en önemlilerinden birisi: tiftik çoraplarıdır. Tiftik, kış başlarında; keçilerin, özel taraklarla taranması şeklinde elde edilir.

Elde edilen tiftik: yıkanıp temizlendikten sonra iplik haline getirilir. Bundan: renkli ipliklerle, çoraplara  desenler verilir. Evet, yöreye gittiğinizde, bu tiftik çoraplarından alabilirsiniz.

NAZARLIK VE ÜZERLİK

Bunlar: mısır, arpa taneleri ve üzerlik otunun dizilmesiyle elde edilen, duvar süslemeleridir. Gerek inanç bakımından ve gerekse süsleme tekniği ve anlayışı olarak, bölgenin kültürel özelliklerini yansıtır.

Ayrıca: turistik değer taşır. Üzerlikler: genellikle köylerde, evlerin duvarlarını süsleyen ve ayrıca nazardan koruduğuna inanılan eşyalardır.

Sizde; özellikle nazardan korunması özelliğini dikkate alarak, yöreden üzerlik alabilir ve evinizin güzel bir köşesine asabilirsiniz.

ağrı.genel.3
Ağrı Gezilecek Yerler

AĞRI GEZİLECEK YERLER

BALIK GÖLÜ

Ağrının kuzeyinde, Kars sınırındaki, Sinek yaylasında, bir lav seti gölüdür. Gölün suyu tatlı ve temizdir. Sazan balığı ve ünlü kırmızı pullu (kızıl alabalık) alabalığı vardır.

Bu alabalık: elbette aklınıza ilk gelen olduğu üzere: gayet güzel tadı nedeniyle yeniliyor.

Ama: büyük olasılıkla, genel olarak bilinmeyen bir uygulama daha var. Bu alabalık: kırık-çıkık tedavisinde: ilaç olarak kullanılıyor.

Öyle ki, söylenenlere göre: bu alabalık, yapıştırıldığı yerde bulunan kemikler üzerinde, muhteşem bir yumuşatıcı etki yaratıyormuş ve böylece: kırık-çıkık olaylarında, tedavi edici bir ilaç olarak kullanılıyormuş.

Yozgat çevresinde de, alabalık ile, bu tür tedaviyi duymuştum. Zaten: balık gölünde araştırma yapan Avusturyalılar: göldeki alabalığı gördüklerinde, “bu endemik bir alabalık alt türü” sonucuna varmışlar.

Aslında: bu göldeki alabalık, Abant alabalığı ile aynı türden. Diagnostik (pul sayıları, solungaç dikenleri, omur sayıları) ve morfolojik yapıları: Abant alabalığı ile, neredeyse aynı ve onun gibi siyah benekli ve aynı desenli.

Gölün çevresindeki buz gibi kaynaklar: Anadolu’nun en güzel sularıdır. Doğu Anadolu’nun Abant’ı sayılır.

Göl:  doğal bir güzelliğe ve sade bir manzaraya sahiptir.

Deniz seviyesinden: 2241 metre yüksekliktedir. Yurdumuzun, en yüksekte oluşmuş gölüdür. Alanı: 34 km. karedir. Derinliği: 100 metreyi aşar. Gölün güney kıyısında: plaj tesisleri ve turistik tesisler var.

Balık gölüne en kısa yol: Taşlıçay üzerinden çıkan 26 km. lik yoldur.

Gölün kuzey tarafında: üzerinde tarihi kalıntılar bulunan, 4 dekar genişliğinde bir ada var. Adaya: motorlu ve kürekli kayıtlarla gitmek mümkün.

DAMBAT ÇERMEĞİ VE MADEN SUYU

Ağrı’ya 5 km. uzaklıkta, Dambat köyündedir. Murat nehri kıyısındadır. Yerden fışkıran su: kükürtlüdür ve her yıl yer değiştirmektedir.

Ayrıca: kapaklı bir yerde kalınca, zehirlenme yaptığından, sabit bir havuz içine alınmamıştır.

Yara, çıban, sivilce gibi deri hastalıkları ve romatizma için şifalıdır.

Ayrıca: maden suyu kıvamındaki kaynak suyu: böbrek, bağırsak ve mide hastalıklarına iyi gelmektedir.

KIRIK KÖPRÜ

Kırık köprü ve civarındaki: Körçay; yerli halk tarafından, piknik ve dinlenme yeri olarak kullanılıyor. Çocuklar: ayrıca, çaya girip yüzüyorlar.  Özellikle: karayolu ile seyahat edenler: Ağrı Havaalanının, hemen yakınında bulunan bu çeşmeden su içmeden, geçmezler.

AŞAĞI KÜPKIRAN

Burada: kayak tesisleri var. Küpkıran köyü arazisinde: beybi lift kayak tesislerinin kurulmuş. Burada: Türkiye Kayak Federasyonunun faaliyet programında yer alan: Kayaklı koşu yarışmaları yapılıyor.

KÜPKIRAN-HARABEGÖL KALESİ

Merkez ilçeye, 20 km. uzaklıktadır. Yukarı Küpkıran ve Güneysu köyleri arasındadır. Kale: büyük blok taşlardan yapılmıştır. Mazgalları var. Ancak: kalenin, bir deprem sonucu battığı ve oluşan çukura, su dolduğu için, bu adın verildiği sanılmaktadır.

Karakoyunlular zamanında, 250 haneli bir yerleşim yeri olan buranın; Yezidi ve Ermeniler tarafından işgal edildiği ve bunun üzerine, Türkler tarafından, savunma amaçlı olarak bu kalenin yapıldığı sanılmaktadır.

Ancak: kaleyi kimim ve hangi tarihte yaptırdığı bilinmiyor. Günümüzde ise: yıkık durumdadır.

Doğubayazıt tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Ağrı Eleşkirt

eleşkirt.kayak merkezi.1
Ağrı Eleşkirt

2016 yılında; buradan geçtim ve bu şirin ilçede: bir gece, iki gündüz kaldım. Bu sürede: özellikle: Sayın Kaymakam tarafından; kayak tesisleri ve teleferik hattı çekilen ve hatta teleferik vagonu alınan bölgeye çıktık. Oraları gezdik. Kavak ağaçlarının gayet bol olduğu bir yöremiz.

ULAŞIM

Ağrı il merkezine uzaklık: 34 km. dir. Trabzon-Ağrı transit karayolu üzerinde bulunması ile, öne çıkıyor.

eleşkirt.genel.1
Ağrı Eleşkirt

GENEL

Denizden yüksekliği: 1650 metredir. İlçe topraklarının üçte birini oluşturan Eleşkirt ovası, başlıca tarım alanıdır. İlçede: kara iklimi hakimdir. Kışları: soğuk ve kar yağışlı, yazları: sıcak ve kısmen yağışlı geçer. Bitki örtüsü: bozkırdır. Ağrı ilinde, ormanlık alan: yalnızca burada vardır. İlçe merkezi: ağaçlandırılmıştır.

Güzel bir ilçe. Gittiğimde: gayet modern evleri, sokaklarını gördüm. Bu ilçede: gittiğim dönemde, bir teleferik kurulmuştu. Kaymakamlık tarafından işletileceği söylenen bu teleferiğin: hatları çekilmiş ve hatta teleferik vagonu bile alınmıştı. Teleferik ile; kayak yapılabilen yüksekçe bir yere çıkılıyordu. Şu anda: bu teleferik kullanılıyormu, çalışıyormu bilmiyorum? Tesisin 1998 yılında kurulduğu:Güneykaya mevkiinde olduğu, kayak turizmine yönelik, 48 yataklı bir oteli de bulunan, mekanik sistemleri, günü birlik tesisleri, zirvesinde kafeteryası olan ve piknik alanları bulunan komplike bir yapılaşma vardı.

Buranın, daha sonra bitirilerek, Özel İdare tarafından işletildiği veya kiraya verildiğini düşünüyorum. Belki de, öylece bırakılmıştır.

eleşkirt.toprakkale.1
Ağrı Eleşkirt

TARİHİ

Bölgenin tarihi: Urartulara kadar gider. Çünkü: Pirabat ve Toprakkale: Urartular döneminden kalmıştır. Urartular zayıflayınca: bölge, Med’ler tarafından ele geçirilerek, İran topraklarına katılmıştır.

Evet: Eleşkirt’in konumu çok özel. Murat vadisinin, Erzurum tarafına geçit veren, batı ucunda, İran-Kafkaslar ve Anadolu arasında bir köprü. Bu yüzden: tarih boyunca, birçok güç, burada egemenlik kurma yarışına girmiş. Toprakkale ve verimli Eleşkirt ovası: Romalılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular Moğollar, Karakoyunlular ve Akkoyunluların hakimiyetinde; değişik süreler kalmış.

Takip eden tarihi süreçte ise: bölgede, Osmanlı egemenliği görülür. Osmanlı döneminde: İlçe, bir süre Van’a ve bir süre de Erzurum Eyaletlerine bağlı olarak yönetilir. 1828-1856-1877-78 yıllarında ise: Rus işgali görülür. Ancak: 1914 yılında Berlin Kongresi kararları gereği: 1918 yılında, Ruslar buradan çekilirler ve Osmanlılara teslim edilir.

Evet: Toprakkale: 1687 yılında ilçe olur. 1925 yılında ise, ilçe merkezi: Zedikan’a taşınır ve ismi “Eleşkirt” olur. 1927 yılında: Ağrı il merkezine bağlanır.

İlçenin: günümüze ulaşabilen tek yapısı: Mirza bin Abdi tarafından, 1687 yılında yatırılan: Toprakkale Camisidir. Cami: koruma altına alınmış ve 1967 yılında restorasyon görmüştür. Toprakkale köyünde: bir de kale vardır. Toprakkale ismiyle anılan kalede: Urartulardan günümüze kadar, birçok uygarlığın izleri görülür.

eleşkirt.toprakkale.1 (2)
Ağrı Eleşkirt Toprakkale

TOPRAKKALE

İlçe merkezine, 14 km. uzaklıktadır. Önceleri: İlçe merkezi burada iken, Cumhuriyet döneminde, ulaşımın yetersizliği nedeniyle, Eleşkirt’e bağlanmıştır.

Burada: kale ve cami, yapı olarak öne çıkar. Kalenin yapım tarihi bilinmiyor. Ancak: Urartular döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Urartuların: Ağrı bölgesindeki önemli yerleşimleri: Patnos ve Toprakkale bölgesinde olmuştur. 1879 yılında: İngiliz arkeologlar, kalede kazılar yapmışlar ve buldukları buluntuları, evet çok iyi tahmin ettiğiniz gibi, çalarak, ülkelerine kaçırmışlardır. Kaledeki: tapınak ve yerleşim yerleri, tamamen tahrip edilmiş durumdadır. Yalnızca: kale burçları ve bir kısım duvarlar, günümüze ulaşmıştır.

eleşkirt.toprakkale camisi.1
Ağrı Eleşkirt Toprakkale Camisi

TOPRAKKALE CAMİSİ

Toprakkale köyünde, 1684 yılında, Mirza Bin Abdi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami: 12.5 x 12.5 metre ölçülerinde, kare planlıdır. Tek kubbeli ve minaresizdir. Kubbesi: 8.20 metre çapındadır.

Taç kapı ve pencere kenarları kesme taştan, diğer kısımlar ise, moloz taşlardan örülmüştür.

Selçuklu mimari tarzına uygun olan cami, 1864 yılındaki depremde zarar görmüştür. 1963 yılında, SİT alanı olarak ilan edilmiştir. Cami: 1968 yılında: restore edilmiştir. Dış duvarlardaki derz, bu onarım sırasında yapılmıştır.

eleşkirt.güney kaya.1
Ağrı Eleşkirt Güneykaya Kayak Tesisleri

GÜNEYKAYA KAYAK TESİSLERİ

Ağrı’ya 36 km. ve Eleşkirt ilçesine ise, 6 km. uzaklıktadır. E-23 Karayolunun 500 metre yakınındadır. Kayak için en uygun kar yapısına sahiptir. Bu kayak pistini: çığ ve sis gibi olumsuz tabiat olayları etkilememektedir. Kayak merkezindeki pistler: orta ve zor pistlerdir. Zemin alpin çayırı.

Kasım ayı ortalarından, Mart ayı sonuna kadar kayak yapılabilmektedir. Slalom ve mukavemet için ayrı pistler bulunmaktadır. Genelde, pistteki kar kalındığı: 1.50 metre ve bazen yer yer 2 ile 2.5 metre arasında değişmektedir. Ayrıca: kayakçılar ve turistler için, zirvede bir de restoran bulunmaktadır.

Tüm bunların yanında: konaklamak için bir otel var. Kkarayoluna 500 metre uzaklıkta; 4 suit oda, 24 oda, 33 yatak, 300 kişilik restoran, kondisyon salonu, sauna vs. Günübirlikçiler için tesisler ve son teknolojilerle donatılmış, 1227 metre uzunluğunda bir telesiyej bulunmaktadır. Telesiyejin 50 koltuğu mevcut olup (bu telesiyej alttan ısıtmalı) , bunlardan 10 tanesi kapalıdır. Telesiyej: saatte 1200 kişiyi, zirveye taşıma kapasitesine sahip.

eleşkirt.güneykaya.22
Ağrı Eleşkirt Güneykaya Kayak Tesisleri

Evet, son aldığım habere göre: bu kayak tesisleri, atıl durumda imiş. Özel bir işletmeye: 49 yıllığına kiralanmış. Ancak, hem de öyle bir atıl durumda imiş ki: okuduklarımı sizinle paylaşmadan geçmek istemiyorum. Buyurun: Güneykaya Kayak Merkezinin hikayesi: öyle bir yapılaşma ki: bir benzerini Sarıkamış bölgesinde yapmak için yapılan keşif sonucunda çıkan maliyet hesabı: tam 10 milyon dolar.  Çünkü: buradaki tesislerin yapımında: son teknoloji kullanılmış. Tamamen elektronik, uzay çatılı, alttan ısıtmalı telesiyejli, beş yıldızlı otel düzeyindeki spor ve turizm yuvası; harabe haline gelmiş. Birileri: ellerine kazma-kürek alıp, bu güzelin tesisi, teleferik bölümünün kumanda odasını, bu odadaki makara takımlarını, elektronik panoyu zevk için olsa gerek; kırıp parçalamışlar.

Saatte: 600 kayakçıya konforlu bir şekilde hizmet verebilecek tesisin; işletmeye sokulabilmesi için, bugün için 2 milyon dolar gerektiği söyleniyor. Sözüm ona bakım parası. Keşke: akıllıca hareket edilip, tesisin başına bir-iki bekçi tutulsaydı, inanın bu kadar zarar-ziyan söz konusu olmazdı. Özellikle: Ağrı gibi bir yerde, yörenin kayağa tutkun gençlerine hizmet vermesi amacıyla yapılan böyle bir tesisin; nasıl olur da korunmadan, elden çıkmasını anlamak mümkün değil. Son durumunu görmedim ama görenler içler acısı bir durumda olduğunu söylüyorlar.

Ağrı şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Doğubayazıt tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

 

 

Ağrı Diyadin

diyadin.genel.1
Ağrı Diyadin

Diyadin’in Ağrı il merkezine uzaklığı: 60 km. dir. Ancak: şehir merkezi: Doğubayazıt’a doğru ilerleyen İran transit kara yolu üzerinde değildir. Bu yüzden: yörenin gelişmesi nispeten hızlı olmamıştır. Ancak: özellikle yazın, gerek kaplıcalar ve gerekse turizm nedeniyle, Diyadin’e olan ulaşım artmakta ve Ağrı il merkezinden; otobüs, minibüs ve Belediye Otobüsleri düzenli seferler yapmaktadırlar.

 

GENEL

Ağrı’nın en eski ilçesidir. 400 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Tarihi süreç içinde: 1860-1867-1914 tarihlerinde, üç kez düşman işgaline uğramıştır. 14 Nisan 1918 tarihinde ise, düşman işgalinden kurtarılmış ve 14 Nisan günü kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.

İlçe, kaplıcaları ile tanınır. Ağrı-Doğubayazıt yolunun 7 km. güneyinde, Murat nehrinin kenarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 1825 metredir. Ağrı il merkezine uzaklık: 62 km. dir. Bu transit karayolunun: 7 km. Murat Nehri kıyısından ilerlemektedir.

Murat nehri, ilçenin en önemli akarsuyudur. Nehrin ilk kaynağı, buradadır. İlçe topraklarının suları:  Murat’ta  toplanır.

Diyadin’e yolunuz düşerse: ne satın alabilirim diye düşünürseniz. Buranın: el örgüleri ünlü. Burası: hayvancılık bölgesi olduğundan: ihtiyaç fazlası yünler, aileler tarafından satılır. Ev ihtiyacına göre ayrılan yünler ise: iplik haline getirilerek: halı, kilim, keçe ve bunların dışında da, çeşitli renk ve desenlerde: çorap, kazak olarak örülür. Bunlardan satın alabilirsiniz.

Diyadin’e yolunuz düşerse: yöreye özgü, özel bir yemek var mı?

Evet, var. Genelde: buraya has yemeklerin başlıcaları: saç kavurma ve halise. Genellikle: yemeklerde ete ağırlık veriliyor. Ama; belki dikkatinizi çekecektir, kadınlar ve erkekler, asla aynı sofrada yemek yemiyorlar. Hizmet bile: erkekler için erkekler tarafından, kadınlar için kadınlar tarafından yapılıyor. Bunlar: yöreye özgü adetler, siz: halise yemeği deneyin, beğeneceksiniz.

diyadin.genel.1 (2)
Ağrı Diyadin

TARİHİ

Diyadin; tarihi çok eskilere kadar giden bir yöredir. İlçenin ismi: Akkoyunlu hükümdarı Ziyaeddin’in burada kendi adına kaptırdığı kaleden geliyor. Ziyaeddin ismi, zamanla halk arasında değişerek, günümüze “Diyadin” olarak ulaşmış.

Evet; Selçuklular: 1018 yılında: Horasan ve Azerbaycan üzerinden ilerleyerek, Doğu Anadolu’ya girerler. 1054 yılında: Erciş, Muradiye ve peşinden Ağrı ele geçirilir. Daha sonra ise, yörenin tüm yerleşimleriyle birlikte, Diyadin’de, Selçukluların egemenliğine girer.

1222 yılında: Moğollardan kaçarak, Anadolu’nun doğu sınırlarına dayanan: Harzemşah’lar: bölgeyi ele geçirirler. Ancak: 1230 yılında, İç Anadolu’ya ilerlerken, Erzincan’da Selçuklu ordusuna yenilirler.

Tarihi süreç içinde: takip eden dönemde: bölgede: Şah İsmail’in “Şii”liği yaymak için yaptığı propaganda faaliyetleri görülür. Şii güçleri; sürekli olarak, Osmanlı’nın bu bölge topraklarını karıştırırlar, baskınlar yapıp, Müslüman halkı bölerler. Bunun üzerine: Yavuz Sultan Selim; 1514 yılında, Çaldıran’da, Şah İsmail ordusuyla karşılaşır ve büyük bir zafer elde eder.

Evet: yıl: 1828, bölgede bu kez: Rus istilası görülür. İşgal edilen yerlere: Ruslar: Malakan, Ermeni ve Yezidi gibi Müslüman olmayan azınlıkları yerleştirmeye çalışırlar. Ancak: 1829 yılında yapılan savaşta Osmanlı ordusu tarafından yenilince, bölgeden geri çekilmek zorunda kalırlar. Ancak: 1877 yılında, yine bölgeye saldırırlar. Bu savaşta: Osmanlı imparatorluğu bir çok toprağını kaybeder. Ardahan, Kars, Oltu, Batum, Artvin ve Beyazıt bölgeleri: Ruslar tarafından ele geçirilir. Ermeniler; yöre halkına büyük kıyım yaparlar. Kendilerinde; kendi kafalarına göre: bu bölge ve daha birçok Anadolu yerleşimini içine alan bir alanda: Ermenistan devletini kurmaya çalışırlar.

Evet: tarih tekerrürden ibarettin denir ya. Ruslar: yine Atatürk’ün önemli bir sözü ne atfen “geldikleri gibi giderler”. Tabii: Ermeniler de birlikte. Fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Sonuçta: amacım: Diyadin tarihinden öte, gezilecek yerlerini size anlatmak.

KUDRET KÖPRÜSÜ

Diyadin kaplıcaları bitişiğindedir. Murat nehri, buradaki toprak ve kaya yığınını sökememiş ve altını delerek, açtığı tünelden akmıştır. Dünyada benzeri olmayan köprü, 30 metre yükseklikte, 30 metre genişliktedir. Aradaki 150 metrelik boşluktan sonra, ikinci doğal bir köprü var.

diyadin.tendürek dağı.1
Ağrı Diyadin Tendürek Dağı

TENDÜREK DAĞI

Sönmüş, volkanik bir dağdır. 3542 metre yükseklikte. Diyadin ve kaplıcaların güney doğusundadır. Dağın üzerinde, tandıra benzer, sıcak çukurlar olduğundan, böyle adlandırılmıştır. Doğal güzelliği ve kaynak sularının yanında, üzerinde buram buram tüten duman (buhar) tüten sıcak su gözeleri vardır.

Sıcak ve soğuk kaynak suyu boldur. Murat nehrinin ilk çıkış yeri buradadır. Tendürek dağının sıcak suları minerallidir. Dağın tepesinde, (içinde su aygırları olduğu söylenen) krater bir göl var. Yazın yayla olarak kullanılır. Havası ve yeşilliği, insana ferahlık verir. Av hayvanlarının da olduğu, Tendürek te ilkbahar da çok mantar yetişir.

diyadin.kaplıcalar.1
Ağrı Diyadin Kaplıcaları

DİYADİN KAPLICALARI

İlçenin, 5 km. güneyindedir. Köprü, yılanlı ve Davut çermikleri olarak, üç sıcak su kaynağından oluşur. Ama, bunlar birbirine uzaktır.

Davut ve köprü çermiklerinin suları birbirine benzer. İçlerinde: bikarbonat, kalsiyum, kükürt, hidrojen, sülfür ve karbondioksit var. Yılanlı ve Davut çermiklerinin sularında: az oranda magnezyum da var. Her üç kaplıcada: deri hastalıkları ile enfeksiyonlara bağlı romatizmal hastalıkların tedavisinde yararlanılıyor.

Kaplıca alanında: konaklamak için: bir otel var ve bu otel, ilçe merkezine: 5 km. uzaklıktadır. Tesis: Diyadin Belediyesine ait olup, özel kişiler tarafından işletiliyor.

MEYA MAĞARALARI

İlçenin 13 km. güney batısındaki, Günbuldu köyündedir. Mağaralar ve tarihi kalıntılar: köyün 400 metre uzağındadır.

Dik ve yüksek kayalara oyulmuş mağarada: kilise, ibadet yerleri, kaya mezar odaları var. Burası, aynı zamanda eski bir yerleşim yeri, antik kenttir. Değişik inanç ve kültürlerin izleri bulunmaktadır. Bazı odaların: kapı ve penceresinin önünde, balkonu var. Kayalara oyulmuş bu barınak ve ibadethanelerde: değişik inançların izleri görülüyor.

Mağara odaları: savunma ve tehlikelerden korunmak amacıyla: ele geçirilmesi güç kayalara yapılmış. Aşağıdaki durak yerinde: önceleri, çeşitli hayvan heykelleri, mitolojik izler ve çeşitli binalar olmasına rağmen, tahribat nedeniyle, onlardan günümüze çok azı kalmış.

Büyük kaya parçasına oyulmuş: mihrap, haçlı taşlar, İslam ve Yezidi mezarları, Hz. Ali’nin atının ayak izleri olduğu sanılan taşlar, günümüze kalmıştır.

İki koç heykeli: önce Diyadin Hükümet Konağı önüne, sonra da Vilayet Merkezine götürülmüştür.

diyadin.kale.1
Ağrı Diyadin Kalesi

DİYADİN KALESİ

İlçe merkezindedir. Murat kıyısındaki kayalıklar üzerine kurulmuştur. Yapının ismi ve yapılış tarihi bilinmiyor. Yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçilik yönünden: Urartu yapılarına benzetilmektedir. Zamanla: Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiştir.

Kale: 19.yüzyılda, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında: Osmanlı-Rus savaşlarında: Ermeni çeteleri tarafından tahrip edilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, koruma altına alınmadığı için, yerli halk: surları ve binaların duvarların söküp: ev yapımında kullanmıştır.

Evliye Çelebi’ye göre: Diyadin Kalesi: “ Azerbaycan hükümdarı Ziyaeddin tarafından yaptırılmıştır. Aslında, kale; yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçiliği yönünden, Urartu eserlerine çok benzer. İçinde: 600 toprak örtülü ev, bir han, bir hamam, 40-50  dükkan varmış. Fakat: günümüzde, bunlardan hiçbir eser kalmamış. Yalnızca: kalenin az bir kalıntısı ve Murat nehrine inen bir su yolu var.

Ağrı şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Doğubayazıt tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.