Çankırı Kurşunlu, Çankırı arasında iki yol vardır. Bunlardan bir tanesi, Ilgaz üzerindendir ve 83 km dir, diğer yol ise Korgun üzerindendir ve 53 km. dir. Kurşunlu, Ankara arasındaki uzaklık: 165 km. Kurşunlu, İstanbul arasındaki uzaklık: 390 km.
TARİHİ
İlçe tarihi süreç içinde, ilk olarak ufak bir kale, içinde bir kilise ve kilisede ibadet etmek için toplanan köylülerden oluşan bir yerleşim yeridir. Günümüzdeki Kurşunlu kalesi, diğer adı ile “Andinata kalesi” Bizans dönemi yapısıdır. İlk yerleşim kalenin içinde gerçekleşir. Takip eden zaman içinde, Anadolu’dan gelen Türk Comartlar ve Yazır boyları buraya yerleşirler ve yerleşim yeri hızla gelişir. Kurşunlu’nun ilk ismi “Karacaviran” köyüdür.
17’nci yüzyıldan sonra, yerleşim yeri: Kurşunlu, Ören, Comartlar, Aharcık, Ömer, Sülüklü ve Ebceler köylerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. 1882 yılında bucak merkezi olarak Çerkeş ilçesine, 1912 yılında da Ilgaz ilçesine bağlanır. 1944 yılında ise ilçe statüsü kazanır.
Kurtuluş savaşı sırasında, Aznavur çetesine karşı verilen savaşta, Kurşunlu halkı, Milli Kuvvetler safında yer almıştır. Burada Kurşunlular, Rafet Paşa komutasındaki orduya katılmışlar ve Yozgat yöresinde çıkan Çapanoğlu isyanını bastırmak için cepheye gitmişlerdir. Ayrıca, bu çatışmalarda birçok şehit verilmiştir. İlçe tarihinde depremler önemli yer tutar. 1943 yılında Tosya-Ladik depremi ve 1953 yılında Kurşunlu depremi sonucunda ilçe neredeyse tamamen yerle bir olmuş, Kurşunlu yeniden kurulmuştur.
Peki ilçenin ismi neden Kurşunludur? İlçene ne zaman ve kim tarafından bu ismin verildiği bilinmiyor. Ancak rivayete göre: Çavundur beldesinde bulunan termal su; metal yönünden ağır olduğu için “kurşun” gibi denilmiş ve Kurşunlu adı buradan gelmiştir. Başka bir rivayet daha var. Bölgeye gelen Oğuz Boyları, buraya geldiklerinde terk edilmiş ve viran halinde: kale, kilise ve köprü gördüler. Toprağın rengine bağlı olarak buraya Karacivan adı verildi.
GENEL
İlçe Çankırı ilinin Karadeniz bölgesi sınırları içinde bulunmaktadır. Arazi çoğunlukla dağlık ve engebelidir. İlçenin çevresinde üç tepe vardır. İlçe merkezi, bu tepeler arasındaki düzlükte kurulmuştur. Bölgenin kuzeydoğusu volkanik özellikte ve engebelidir. Sarp ve taşlık olduğundan tarıma elverişli değildir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 1129 metredir. Arazi yayvan meyilli, genelde çıplak, seyrek ormanlıkla kaplı yamaç ve sırtlardan meydana gelmiştir.
İlçede tipik karasal iklim görülür. Buna bağlı olarak kışlar soğuk ve uzun süreli karla kaplı, yazlar ise yağışsız ve serin geçer. İlçeden dışarıya yoğun göç vardır. Son 50 yılda ilçe nüfusunun yüzde 50’si azalmıştır. Yöredeki başlıca geçim kaynağı: tekstil ürünleri üretimi ve gıda maddeleri imalatıdır. Tarihi bölümünde söz ettiğim gibi, Kurşunlu ilçesi, Kuzey Anadolu Fay hattı üzerindedir yani deprem kuşağındadır, deprem riski yüksektir.
KURŞUNLU BAL FESTİVALİ
Kurşunlu ilçesi çiçek balı ile ünlüdür. Her yıl Ağustos ayında Kurşunlu Bal Festivali düzenlenir. Festivalde, ilçe merkezinde bal ve yöresel ürünler stantları kurulur. Ayrıca konserler düzenlenir.
GEZİLECEK YERLER
PAZAR CAMİSİ
İlçe merkezinde Comartlar mahallesindedir. Önceleri kilise iken sonradan camiye çevrildiği düşünülmektedir. Ancak kilise iken mi cami yapılmış, yoksa yıkılan Kara kilisenin yerine yeni bir cami mi yapılmış, belli değildir. Cami, erken Osmanlı dönemi mimarisi yansıtmaktadır.
Caminin sadece minare kitabesi vardır. Kitabesine göre, 1717 yılında yapılmıştır.1943 yılında son cemaat yeri yol geçirileceği için yıkılmış ve 1982 yılında restore edilmiştir. Ana mekan kare planlıdır. Basık kubbe, sekizgen kasnağa oturmuştur ve tuğladandır. Cami gövdesi, depremlerin etkisiyle zarar görmüş ve desteklenerek yıkılması önlenmiştir. Minarenin kaidesi, keste taştan, çok köşeli gövdesi ise tuğladandır. Cami yakınında kesme taştan tek gözlü bir köprü bulunur.
TAŞKARACALAR CAMİSİ
İlçe merkezine bağlı ve 22 km uzaklıktaki Taşkaracalar köyündedir. Düz bir arazi üzerinde, köy yoluna cepheli olarak inşa edilmiştir.
Caminin kitabesi yoktur. Ancak minaresinde kitabe vardır ve minaresindeki kitabede 1616 yılı yazmaktadır. Cami, doğusundaki eklenti dışında, kare planlıdır. Kırma çatısı, Marsilya tipi kiremit ile örtülüdür. Doğu, batı ve güney cephelerini çevreleyen bahçesi vardır. Bahçe içinde caminin batısında 1985 yılında yapılmış, üstü ahşap çatılı, betonarme şadırvan vardır. Minare: caminin doğu cephesinde, güney ucunda, yaklaşık 10 metre ilerisinde, üzeri beton sıvalı, tek şerefeli, orantısız bir yapıya sahip, güdük bir minare vardır.
Caminin ahşap işçiliği ile dikkat çeken tavanı, birbiri içinde yer alan çıtalardan yapılmış geometrik desenlerden oluşmaktadır. Büyük dikdörtgen alanda yer alan, büyük dairenin içindeki “Mühr-ü Süleyman” motifi ve ortasında altıgen göbek ana kompozisyonu oluşturmaktadır. Dikdörtgen büyük panonun köşelerinde de yarım daireler bulunur. Büyük dikdörtgenin etrafını çevreleyen kenarlar, kareler meydana getiren kasetleme ile bölünmüştür. Evet cami günümüzde de kullanılmaktadır.
GELİN KAYASI
Kurşunlu ilçesinde İğdir ovası mevkiinde “Gelin Kayası” adı verilen ve geline benzeyen kaya bulunmaktadır.
Burası hakkında anlatılan bir efsane var. “Kurşunlu’nun Köprülü köyünde, fakir bir ailenin güzel bir kızı ve bu kızın da sevdiği bir genç varmış. Güzel kızın güzelliği köyün sınırlarını aşmış, karşı köylerden birinde bir ağanın kulağına gitmiş, Ağa da kızı görmeye köye gitmiş. Görür görmez vurulmuş ve hemen babasından istemiş. Fakir baba, çaresiz kızı Ağa’ya vermiş.
Kız istemiyorum diye direnmesine rağmen, sonunda Ağa ile evlenmeye razı olmuş. Ertesi gün, Ağa’nın köyüne gitmek için yola çıkmışlar. Gelin at sırtında, yanında seymenleriyle yola koyulur. Yolda hem ağlar, hem de “Allah’ım beni ya taş et, ya kuş et” diye yalvarıyormuş. Tam Kurşunlu’nun İğdir ovası mevkiinde, seymenleriyle birlikte taş oluvermiş.
KURŞUNLU KALESİ-ANDİNATA KALESİ
Kale, ilçe merkezinin güneyinde ve tepe üzerindedir.
Bizans döneminde yapıldığı düşünülmektedir. İlk yapıldığında, küçük bir kale ve içinde yerleşim yeri varken, bu yerleşim zamanla kalenin doğu yamacına doğru gelişmiştir. Günümüzde harap haldedir. Sadece sur kalıntıları bulunmaktadır. Surların uzunluğu yaklaşık 450 metredir. Surlar birbiri üzerine konmuş, harçsız taşlardan yapılmıştır. Ancak kalenin yapım tarihi konusunda net bilgi yoktur. Değişik dönemlerde onarım gören kale büyük olasılıkla bölgeyi etkileyen depremler sonucunda ayakta kalamamıştır. Kale, Belediye tarafından onarılmıştır.
DUMANLI KÖYÜ
İlçe merkezine 27 km uzaklıktadır.
Dumanlı camisi-Kayıkçı Şaban Ağa camisi
İlçe merkezine bağlı 27 km uzaklıktaki Dumanlı köyündedir.
Minare kaidesinde bulunan kitabeye göre, cami 18’nci yüzyılda Şaban Ağa tarafından yaptırılmıştır. Batı cephe giriş kapısı iç alınlığındaki kitabeye göre ise 1897 yılında Sultan Abdülmecit adına, zamanın Çerkeş Kadısı Tosyalızade Ali Vefa Efendi tarafından onarım yapılmıştır. Cami: kare planlı ve bağdadi kubbelidir. Doğu ve batı cephelerinde bulunan iki ayrı kapıdan girilir. Duvarlar kesme taştandır. Kıble cephesinde yer alan bir madalyon içinde, Sultan Abdülmecit’in tuğrası görülür. İçteki kalem işleri, Tosyalı Usta tarafından yapılmıştır.
Dumanlı Kalesi
Dumanlı köyüne 2 km uzaklıktadır. Kale, Devrez vadisine hakim bir tepe üzerindedir. Kale 50 x 60 metre boyutlarındadır. Kalenin muhtemelen Hitit dönemine ait olduğu, yaklaşık MÖ 1500’lerde yapıldığı düşünülmektedir. Kalenin yapımı sırasında: harçsız blok taşları kullanılmıştır.
YEDİ KAPILI KAYA MEZARLARI VE MAĞARALARI
İlçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan: Köpürlü, Mekören ve Kapaklı köyleri arazisi içinde, Kapaklı’ya 3-4 km uzaklıkta, Devrez çayı kenarında “Yedi Kapılar” mevkiinde, vadi boyunca devam eden, sarp kayalıkların keskin yüzeylerinde, ulaşılması zor kısımlarda, kaya mezarları ve mağaralar vardır. Kaya mezarları, Devrez çayının iki yakasındadır. Ancak çoğunlukla: çayın kuzey yamacındaki “Yedi Kapılar” mevkiindedir. Bu mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşım oldukça zordur. Kaya mezarlarının içine girmek ve iç mekanları görmek çok zor ve tehlikelidir. Yedikapı Kaya Mezarları içinde: ölü sedirleri bulunur.
ESKİAHIR KÖYÜ
Eskiahır köyü, ilçe merkezine 15 km uzaklıktadır. Antik dönemde, Anadolu’da bulunan tıp merkezlerinden birisidir.
MS 211-217 yıllarında İmparator Gracella tarafından bastırılan sikke üzerinde Germanikopolis’in Asklepios’u anlamında bir yazı ve sağlık tanrısının betimi bulunmaktadır. Burada sağlık hizmetlerinin ve eğitiminin verildiği bir asklepios tapınağının bulunduğu bilinmektedir.
MS 2’nci yüzyıla tarihlenebilen, iyi bir hekim ve eğitimci olan Barbans’a ait mezar taşı bulunmuştur. 2.5 metre uzunluğundaki mezar taşında: Çankırılı olan Barbans’ın Roma başkentinde oturan Kraliçe tarafından da tanındığı anlaşılmaktadır. Çünkü hasta tedavisi için Roma’ya gittiği ve Roma ile iyi ilişkiler içinde olduğu bilinmektedir. (yazıtta böyle yazar)
Evet, yazıt Hekim Barbars’ın anıtsal mezarı üzerine yazılmış ve yerinden alınarak Çankırı’ya getirilmiştir. Halen Çankırı il merkezinde, Kültür Sarayının yan tarafında, mezar taşları arasında sergilenmektedir. Asklepios tapınağının mevcudiyeti bilinmekle birlikte, henüz yeri tespit edilememiştir.
Yeraltı Şehri
Yeraltı şehrinin sadece iki bölümü açılabilmiş, çökme tehlikesi nedeniyle kalan bölümlerine gidilememiştir.
Eskiahırlı köyü camisi (Yusuf Oğlu Hasan Ağa Camisi)
Giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre: Cami, Yusuf oğlu Hasan Ağa tarafından, 1861-1862 yılları arasında yaptırılmıştır. Hafif eğimli arazi üzerine boyuna dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. Beden duvarları kaba yontu taş olup köşeleri düzgün kesme taştır. Günümüzde sıvanmış durumdaki duvarlar taş örgülüdür. Caminin dış cephesi, 1990’lı yıllarda mozaikli betonarme ile sıvanmıştır. Kuzey cephede: dört ahşap direkle taşınan, üç sepet kulplu kemerli bir son cemaat yeri vardır. Ahşap tavanında: ortada güneş ışını, sağda altı kollu yıldız, solda ise sekiz kollu yıldız motifli süslemeler görülmeye değerdir.
OSMAN GÖLÜ
İlçe merkezine bağlı Sarıalan köyündedir. Osman gölünde yer yer yoğunlaşan sarıçam, karaçam, köknar, ardıç ağaçları ve zengin orman altı bitki örtüsü vardır. Güzel bir mesire yeridir.
HACIMUSLU ACI SUYU
İlçe merkezine 5 km uzaklıkta, Hacımuslu köyündedir.
Geniş bir çayırlığın çeşitli yerlerinden kaynayarak çıkan su: acı, ekşimsi ve bikarbonatlıdır. Fazla sayıdaki kaynaklar bir bataklık oluşturur. Suyun sıcaklığı 15 derecedir. Bir maden suyuna benzeyen su demir içerir, alkalidir. Kanda yedek alkaliyi yükseltir. Asit-baz dengesini düzenler. Sarılık hastalığı sonrasında kanda birikmiş bulunan safra pigmentlerinin temizlenmesini sağlar. Maden suyu özelliği taşır. Mide, bağırsak, karaciğer ve pankreas hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. İçme üzerinde termal kaplıca oteli veya tesis yoktur.
ÇAVUNDUR TERMAL TESİSLERİ-KURŞUNLU HAMAMI
İlçe merkezine 11 km uzaklıkta Çavundur köyündedir.
Üç kaynaktan çıkan suyun ortalama sıcaklığı 34 derecedir. Kaynaktan 54 derece sıcaklıktaki su saniyede 47 litre çıkar. Kaplıca suları: sodyum bikarbonat, karbondioksit ve kükürt bakımından zengindir. Alkali özelliğine bağlı olarak: karaciğer, safrakesesi ve safra yolları yetmezliğinde kullanılabilir. Sarılık sonrası bozulan karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur. Gut hastalığında yararlıdır. Su: sodyum iyonu içerdiği için, üst solunum yolları ve akciğerlerin alerji ve kronik iltihapların tedavisinde de kullanılır. İçildiğinde: mide hastalıklarına ve banyo yapıldığında ise deri ve siyatiğe iyi geldiği söyleniyor. Bölgede oldukça modern havuzlar ve konaklama tesisleri bulunmaktadır.