Santa Teresa mahallesi: sömürge dönemi cazibesini korumak amacıyla geliştirilmiş birkaç semtten birisidir ve bu büyüleyici mahalle: şehirde yaşayan orta ve üst sınıf aileleri barındırır. Buranın doğal manzarası hoş bir atmosfer yaratır. Çünkü mahalle Rio şehrinin merkezindeki tepelerden birisi olan Desterro Tepesinde kurulmuştur. Bu yüzden, şehirdeki birçok yerden sürekli olarak 5-6 derece daha serin olur ve bu yüzden şehrin zenginlerinin birçoğu burayı tercih ederler.
Öte yandan: şehir merkezine kolay erişim, bu mahalleyi cazip kılmaktadır. Mahalle şehir merkezine 5 dakika uzaklıktadır. Ipanema ve Copacabana ise 15 dakika uzaklıktadır.
Semtte: dolambaçlı ve dar sokaklar ve sanatsal topluluk önemlidir. Birçok sanatçının bulunduğu atölyeler dikkati çeker.
Semtte ayrıca: büyük restoranlar ve barlar bulunur. Barlar ve gece kulüpleri: hem yerliler ve hem de turistler için çok popülerdir. Mahallenin en büyük özelliklerinden birisi de: bu mahallede kalan tek tramvay hattıdır.
Mahalle: 18. yüzyıldan kalma bir manastırın çevresinde gelişmeye başlamıştır. Bu nedenle, mahallenin tarihi: bu manastır çevresinde döner. Manastır kurulduktan sonra, yöre sakinlerini çekmiştir. Mahalle gelişiminin hızlandığı 19. yüzyılda büyük bir kolere salgını ile etkilenir ve bu salgında 200.000 kişi ölür.
Ancak daha sonra, yıllar geçtikçe şehrin en güzel mahallelerinden biri haline gelir. Ama yine de birçok Riolu bu mahalleyi bilmez yani bir anlamda mahalle saklı kalmıştır ve bu yüzden mahalle 200 yıldır bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Sokaklarda gezerken, günümüze kadar ulaşmış muhteşem malikhaneler görebilirsiniz.
Günümüzde Santa Terasa mahallesinin ziyaretçilere sunabileceği çok şey vardır. Buradaki buhar gücüyle çalışan ilk tramvay hattı 1892 yılında çalışmaya başlamıştır. Elektrikli tramvay sisteminin devreye girmesiyle, Kapa kemeri olarak bilinen Carioca kemeri: tranvay sistemi için bir viyadük olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi, tek tramvay hattı: Largo da Carioca denilen yeri, bu mahalleye bağlar. Özellikle turistler, bu tramvay hattında gezintiye çıkarlar. Ancak tramvaylardan biri 2011 yılında raydan çıkıp 6 kişi ölünce, şu anda tramvay hatlarının onarımları sürdürülmektedir. Tepeye çıkışı kolaylaştıran bu tramvay günümüzde yok. Ancak, Santa Terasalılar: bu tramvayı özlemle hatırlıyorlar ve yeniden hizmete sokulması için büyük mücadele veriyorlar.
Evet, Santa Teresa bohem mahallesi: şehrin merkezine bakan bir tepe üzerindedir ve 100 yaşındaki tramvay ile, Rio şehrinde sanatçılar, şairler ve müzisyenlerin favori uğrak yeridir. Özellikle, sarmal, dar ve taşlı caddeleri ünlüdür.
Gece Hayatı
Santa Terasa mahallesinin dar ve küçük sokaklarında özellikle gece, yalnız başınıza dolaşmanız emniyet açısından çok risklidir. Barlar hepsi bir arada topluca “Largo Dos Gumares” denilen yerdedir. Santa Terasa, gece hayatı olarak, diğer mahalleler kadar canlı değildir.
Alışveriş
Mahallede Rua Almirante Alexandrino denilen yerde bazı yerel esnaflardan el sanatı ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Bunlar arasında bulunanlar: el yapımı bebek, resim, sepet, porselen ve dokuma kilimlerdir.
Ne Yenir
Almirante Alexandrino caddesi: mahallenin ünlü restoranlarının bulunduğu yerdir. Buraya yolunuz düşerse “Minas Gerais” denilen ve lahana ve muz ile yapılmış, tavuk sosisli yemeği denemeniz önerilir.
Aprazivel restoran Rua Aprazivel adresindedir ve turistlerin yoğun tercih ettiği yerlerden birisidir. Burada Brezilya ve çağdaş mutfak ürünleri sunulmaktadır. Özellikle yemek yemek için ağaç evi tercih etmeniz önerilir.
GEZİLECEK YERLER
Santa Teresa Manastır-Monestery
Bu manastır, mahallenin tam merkezindedir. Manastır: 1750 yılında Jacinta ve Francisca Rodrigues kardeşler tarafından kurulmaya başlanmıştır. Manastırın bulunduğu yerde, daha önce 1629 yılında Antonio Gomez tarafından yapılmış bir şapel bulunduğu söyleniyor. Kardeşler yaptıkları manastırı Aziz Teresa’ya adamışlardır.
Largo dos Guimaraes
Burası birçok restoran, bar ve sanat stüdyosu ile Santa Teresa’nın en işlek alanıdır. Yakınlardaki “Largo das Neves” son tramvay durağıdır ve aynı zamanda burada popüler bir bar ve Senhoradas Neves kilisesi bulunmaktadır.
Evet, burası barlar, restoranlar ve el sanatları ve dekorasyon mağazaları ile doludur. Burada keyifli bir yürüyüş yapabilir ve bölgenin sanatçıları tarafından yapılan eşsiz parçaları satın alabilirsiniz. Birçok sanatçı ve müzisyenler ve mahalle ressamları burayı doldurmaktadırlar. Gece boyunca barlar ve restoranlar hareketlenir.
Museu da Chacara Ceu
18 bin metre karelik alanı kapsayan bu müze 1971 yılında açılmıştır. Müzenin isminin anlamı “gökyüzündeki ev ülke” demektir.
Müze: antika mobilyalar ve beğenilen bir sanat koleksiyonu bulunan 3 kattan oluşmaktadır. Matisse, Monet, Picasso, Dali, Seurat, Mori gibi Avrupalı ustaların resimleri ve Chacara Ceu isimli ünlü Brezilyalı sanatçının çizimleri ve gravürleri sergilenmektedir. Chacara Ceu: seyahat ve doğa bilimcisi olarak, 19. yüzyılın erken dönemlerinde 8.000 ciltten oluşan büyük bir kütüphane yaratmıştır.
Ayrıca: yine müzede Çin-Shung hanedanı dönemine ait heykeller görülür.
Müzenin bulunduğu konak, başlangıçta 1936 yılında Fransız asıllı sanayici ve tutkulu sanat koleksiyoncusu Raymundo Ottani de Castro Maya’nın evi olarak kullanılmıştır. Mevcut bina ise, 1954 yılında mimar Wladimir Alves de Souza tarafından tasarlanmıştır. Özellikle: antika bahçeleri, modernist yapısı ve mimari güzellikleriyle dikkat çeker.
Müze yamaçta bulunduğundan buradan: Guanabara körfezi ve Corvocado tepesinin muhteşem güzel manzarası izlenebilir. Müze binasının odalarındaki ahşap oryantal halılar ve mobilyalar: orijinal parçalardır ve Raymundo de Castro tarafından kullanılmışlardır.
Parque Das Ruinas-Park Harabeleri
Burası, başlangıçta Rio şehrinin sosyal tarihinde önemli rol oynamıştır. Yüksek bir tepede kurulmuş kültür merkezidir.
Yapı: Brezilyalı Laurinda Santos Lobo tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır. Evin zemin katında bulunan küçük bir galeri: 1946 yılından ölümüne kadar uzun yıllar boyunca Riolu sanatçı ve aydınlar için bir buluşma noktası olmuştur.
Ancak Lobo’nun ölümünden sonra yapı yağmalanmış ve terk edilmiştir. Takip eden süreçte yapının mülkiyeti “Rio de Janeiro Kültür Sekreterliği” tarafından satın alınmış ve 1997 yılında ziyarete açılmıştır. Ancak: yapı yıkık durumdadır.
Küçük bir kafe ve açık hava konserleri düzenlenen teras bulunuyor.
Escadaria Selaron-Merdivenler
Burası mahallede bir merdiven kompleksidir. Ama her adım yani basamak: benzersiz güzellikteki seramik, fayans ve aynalarla 1983 yılında özel bir teknikle yapılmıştır. Proje: Brezilya’da yaşayan Şilili sanatçı Selaron tarafından yürütülmüştür.
Sanatçı gidon bıyık ve dostça tavırları ile Rio şehrinde tanınmış bir figür olmuştur. Sanatçı merdivenleri yaptıktan sonra 2005 yılında Rio şehrinin fahri vatandaşı olarak ilan edilmiştir.
215 adımlık bu merdivenler, Santa Teresa ile Lapa arasındaki fiziksel bağlantıyı sağlar ve Lapa kültürel mekanı arkasından başlar. Santa Teresa manastırının yanında yani ilçenin doğduğu yerde biter. Merdivenlerde sarı-kırmızı-yeşil renkler hakimdir.
Aldığım yeni bir habere göre, merdivenleri yapan Şilili sanatçı Jorge Selaron merdivenlerin üzerinde ölü bulunmuştur.
Largo Relantionship Do
Burası mahallenin tam merkezidir. Bu meydanda: restoranlar, barlar, el sanatları dükkanları doludur ve karnaval etkinlikleri merkezidir.
Museu Bonde-Tramvay Müzesi
Eşekler tarafından yokuş yukarı çekilen Santa Tresa tramvay’ının hikayesi burada anlatılmaktadır. Tramvay sevenler ve meraklıları bu müzeyi gezerek mahallenin sembolü hakkında bilgi sahibi olabilirler.
19. yüzyılda ilk 16 kişi kapasiteli tramvaylar eşekler tarafından çekilirmiş. 30 Ocak 1859 tarihinde Thomas Cochrane’ın girişimiyle Brezilya’da ilk tramvay kullanılmaya başlanmıştır. Ama düzenli tramvay hizmetleri, Mart 1859 tarihinde başlamıştır. 1878 yılında bir Amerikalı John Stepherson: ilk arabayı üretti.
Evet ülkede tramvay kullanımından kısaca söz ettikten sonra, Santa Terasa Mahallesindeki tramvay müzesinden söz etmek istiyorum. İlk tramvay müzesi, 1979 yılında “Rio Station” denilen yerde kurulmuş ve yaklaşık 20 yıl orada kalmıştır. Günümüzdeki müzede: tramvayların geçişini gösteren 300 den fazla nesne bulunmaktadır.
Müze aynı zamanda şehrin ulaşımında birincil araç olarak kullanılan tramvayların günlük yaşamından örnekler sunulmaktadır. Bu resimlerde: tramvayların orijinal saatleri ve çanları, korkuluk dikmeleri, tramvayların minyatür kopyaları, vatman üniformaları görülmektedir.
Bar do Gomes
Santa Terasa mahallesinde, özellikle yerlilerin buluşma yeridir. 1919 yılında kurulan bu mekan, İspanyol göçmeni bir bakkal tarafından kurulmuştur ve antik görünümlü zeytin kavanozları raflarda otantik bir görünüm sunmaktadır.
Ayrıca duvarlarda eski tarihli fotoğraflar dikkat çekmektedir ki bunlardan en eski olan 1923 tarihlidir. Yerliler burada özellikle cumartesi günleri “feijada” yemeyi çok severler. Bu yemek: etli ve salçalı bir tür kuru fasulyedir.
Brezilya Rio de Janeiro yakınları
Brezilya Rio de Janeiro gezilecek yerler