İsviçre Lugano

20180201_134720
İsviçre Lugano

İtalyanca konuşulan İsviçre kantonu Ticino’nun en büyük şehridir. Nüfusu yaklaşık 60 bindir. Şehrin başlıca geçim kaynakları: turizm, uluslar arası finans, çikolata, sigara, ipek ve makine imalatı dahil bazı sanayi kollarıdır. Şehir nüfusunun çoğunluğu İtalyanca konuşur ve Roma Katoliğidir.

Yazılı kaynaklarda, şehir ismi ilk olarak MS 6’ncı yüzyılda geçer. 1499 yılında şehir Fransızlar tarafından işgal edilir ve 1512 yılında İsviçre tarafından geri alınır. 1798-1803 yılları arasında Helvetic Cumhuriyetinin Lugano kantonunun merkezi olur. Ardından yeni kurulan Ticino kantonuna geçer. 1888 yılında piskoposluk merkezi olur. İtalyanca konuşan İsviçre üzerinden yargı yetkisine sahiptir. 1848-1866 yılları arasında Lombardiya’dan Avusturyalıları sınır dışı etme mücadelesi sırasında, Lugano, İtalyan milliyetçi lideri Giuseppe Mazzini’nin merkezi olur.

Göl kıyısındaki Gandria ve Morcote denen bazı köylere yüzlerce yıldır araba ile ulaşılmaz, sadece göl üzerinden teknelerle ulaşılır. Burada göl kıyısında özellikle ilginç ağaçlar dikkatimi çekti. Sanırım siz de burayı ziyaret ederseniz, bu ilginç ağaçları hayretle izleyeceksiniz, çünkü bu tür ağaçları başka bir yerde görmedim. Şehir, pahalı bir yaşam standardı sunuyor. İnsanlar, burayı fantezi butikler, yürüyüş, göle girme ve birçok palmiye ağaçları ve bahçelerde çiçekler arasında güzel zaman geçirmek için tercih ediyorlar. Şehrin manzarası heyecan vericidir.

Şehir merkezini rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz.

San Salvatore ve Monte Bre feribot istasyonları, şehir merkezine 20 dakika uzaklıktadır.

İsviçre Lugano gölü
İsviçre Lugano gölü
İsviçre Lugano gölü

LUGANO GÖLÜ

Ceresio gölü olarak da isimlendirilir. Bu isim: MS 590 yılında Gregory of Tours tarafından verildi. Bu kelimenin “kiraz” dan türetildiği ve bir zamanlar burada çok fazla kiraz ağacının bulunduğu biliniyor.

Como gölüne çok yakındır.

Como ve Milano arasında, Alp trafiğinin kontrolü için 1218-1225 yılları arasında yapılan savaş bu bölgede olmuştur. Yani, gölün bulunduğu yer stratejiktir.

İtalya ve İsviçre sınırındaki bir buzul gölüdür. Göl: İtalya ve İsviçre arasında paylaşılır. Ama büyük bölümü: İsviçre’dedir. Gölün % 67 si İsviçre ve kalanı İtalya tarafındadır. Gölün kuzeydoğu ve güneybatı bölümleri, İtalya Lombardiya bölgesindedir.

Zaten Lugano şehrinde cadde plakaları bir “Strasse” olur bir “Via” olur ve meydan isimleri bazen Piazza ve bazen Platz olur.

Göl kıyısındaki şehirler: Lugano, Melide, Campione d’İtalia, Ponte Teresa dır.

Çevresi dağlarla çevrili ve mükemmel manzarası olan güzel bir göldür. Alplerin eteğine doğru uzanan bir masal diyarı gibidir.

Gölün uzunluğu 35 km dir. Genişliği, en geniş yeri 3 km dir. Ortalama derinlik 135 metre, maksimum derinlik ise 290 metredir. Göl çok sayıda küçük dağ akıntısı ile beslenir ve kısa Tresa nehri tarafından Maggiore gölüne boşaltılır.

İsviçre Lugano gezilecek yerler
İsviçre Lugano gezilecek yerler
İsviçre Lugano gezilecek yerler

GEZİLECEK YERLER

İsviçre Lugano Meleklerin Meryemi Kilisesi

Meleklerin Meryem’i kilisesi

Burası, göl manzarası eşliğinde kurulu bulunan, Meleklerin Meryemi kilisesidir. Bu kilise: muhteşem fresklerle süslenmiştir. En ünlü fresk dizisi: 16.yüzyıl başlarında, ünlü sanatçı Leonardo da Vinci’nin öğrencisi Bernardino Luini tarafından yapılmış olan “İsa’nın Çilesi” dir. Bu sanatçının eserleri bir çoğu , Leonardo’ya atfedilmiştir.

İsviçre Lugano City Park-Parco Civico Villa Ciani

City Park-Parco Civico Villa Ciani

En güzel İsviçre parklarından birisi olarak kabul edilir. Lugano şehrinin yeşil merkezi olan bu park alanı, turistlerin uğrak yeridir. Park alanı içindeki yollar: güzel çiçek yatakları, heykel ve çeşmelerle süslenmiş, bakımlı İngiliz tarzı çimlerle bezelidir. Park iki alana ayrılmıştır.

Villa Ciani’ye yakın olan ilk bölüm: göl kenarının ucundaki ana girişten başlar. Bu noktada, bahçenin özellikleri kısmen İtalyan, kısmen İngilizcedir. Geniş çiçek tarlaları, tüm dünyadan parlak yeşil çimler, ağaçlar ve çalılar görülür. Parkın ikinci alanı: rıhtımdan Cassarate nehrine kadar uzanır. Burada vahşi ve yerel bitkiler ve özellikle meşe, çınar ağaçları vardır. bunlar, Ticino bölgesinin ormanlık alanlarının tipik bitkileridir. Bu ağaçlık alanda, çocuk oyun alanı bulunur. Ciani park içinde, ayrıca Villa Ciani, Covention Merkezi “Palazzo dei Congressi”, rıhtım, Cantonal Doğal Tarih Müzesi ve Cantonal kütüphane vardır. Parkın merkezinde bulunan Villa Ciani, güzel sanatlar müzesini barındırır.

İsviçre Lugano

Şehrin manzarasını etkileyen bir de dağ var. San Salvatore dağı, yüksekliği: 912 metredir. Buraya: füniküllerle çıkılıyor.

Füniküler

Eski şehir: gezi yerleri ve parklarla sınırlanan Lugano gölünün üzerindedir. 1890 yılında buraya monte edilmiştir. Feniküler, eski şehri, yukarıdaki tren istasyonuna bağlar. Eğer buraya trenle gelirseniz, aşağı şehre ulaşmak için feniküler kullanmanız gerekiyor.

Grand Cafe al Porto

Burası şehirdeki en eski kafedir. 1803 yılında açılmıştır. 19’ncu yüzyılda, Giuseppe Mazzini ve diğer İtalyan vatanseverler, burada toplanıyorlar ve İtalya’yı birleştirmek için planlar yapıyorlarmış. Daha sonra, II. Dünya savaşı ertesinde, ABD İstihbarat subayı (daha sonra CIA Başkanı olmuştur) Allen Dules: burada Nazi ve İtalyan temsilcileriyle toplanmıştır. Daha sonraki yıllarda, ünlü yıldızlar (Clark Gable ve Sofia Loren) de buranın müşterisi olmuşlardır.

Piazza della Riforma

Burası Lugano şehrinin merkezidir. Yıl boyunca: Paskalya festivali, Jazz ve Blues konserleri, Sonbahar festivali ve Noel kutlamaları bu meydanda yapılır. Geçmişte bu meydanda çeşitli siyasi olaylar yaşanmıştır. 15 Şubat 1798 tarihinde, düşman Lugano partizanları tarafından şehirden itildi. 12’nci kanton Ticino’nun bağımsızlığı ilan edildi. 16 Şubat tarihinde Luganolular, Piazza Grande’de özgürlük ağacı diktiler. 1830 yılındaki Anayasa reformu sonucunda meydan günümüzdeki ismini aldı. Meydandaki dev sarı bina Belediye Binasıdır.

Eğer buraya turla giderseniz, büyük olasılıkla tur burada serbest zaman verecektir. Bu meydan hareketli bir yerdir, meydanda bir çanta mağazası var, uygun fiyatlı, özellikle bayanların orayı ziyaret etmesi önerilir. Ayrıca meydanın hemen yan tarafında büyük bir alışveriş merkezi daha doğrusu mağazası var. Ayrıca yine burada, Mac Donalts var, tuvaletini kullanabilirsiniz ve serbest zaman bitiminde, burası buluşma noktası olarak veriliyor.

Via Canova

Bu cadde, Belediye Binası yanından doğruca şehir parkına gider.

Museo Cantonale d’Arte

19 ve 20’nci yüzyıl sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapar. Giriş ücretlidir ve 8 İsviçre Frangıdır. Zaman zaman özel sergiler de açılır.

Piazza İndipendenza

San Rocco kilisesinin hemen ilerisinde bir park alanıdır. Burada bulunan dev başa benzer heykeller: Avrupa çapında meydanları süsleyen Polonyalı heykeltıraş Igor Mitoraj eseridir. Parkın sağ tarafından büyük bir kumarhane binası görülüyor.

Lugano Katedrali

Burada, 1078 yılında bir kilise kurulmuş olup, 1888 yılında katedral olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapı: 1905-1910 yılları arasında, kapsamlı bir yenileme faaliyeti görmüştür. Yapının ana cephesi: beyaz taştan yapılmıştır.

İsviçre Lugano Göl kıyısı
İsviçre Lugano Göl Kıyısı

Göl kıyısı

İleride, göl kıyısındaki araç trafiğinin yasaklanması düşünülüyormuş. Sanırım bu uygulama, göl kıyısının daha da popüler olmasını sağlar. Göl kıyısındaki bu cadde: Haziran-Ağustos aylarında, saat 20.30’dan sonra ve konserler ile etkinlikler düzenlendiğinde trafiğe kapatılıyor.

Göl kıyısında bolca dut ağacı göreceksiniz. Çünkü burada ipekçilik çok meşhur ve doğal olarak dut ağaçları da bolca görülür.

Gölün karşı kıyısında: kum renkli ve gece ışıklandırılan bir bina görülüyor. Burası: Mussolini tarafından verilen özel yasal ayrıcalıklar sonucu kurulan, Avrupa’nın en büyük kumarhanesi “Casino di Campione” dir. Burası: her yönden İsviçre ile çevrili olan İtalya’nın küçük bir bölgesi olan Campione d’İtalia’ya hakimdir. Ancak bu kumarhanenin ilginçtir ki sahipleri İsviçre frangı kullanır, İsviçre telefon numaraları ve plakaları kullanırlar ve İsviçre’ye vergi öderler. Ancak İtalyan pasaportu taşırlar.

Via Nassa

Lugano şehrinin ana alışveriş caddelerinden birisidir. 270 metre uzunluktadır. Cadde üzerinde tipik butikler ve mücevher mağazaları görülür. Sağ yanda Coop mağazasından çikolata satın alabilirsiniz. Malum bu mağaza bir süpermarkettin ve fiyatlar nispeten uygundur. Buranın üst katında kafeterya var, burada yemek yiyebilirsiniz.

Chiesa Santa Maria Angioli kilisesi

Bu göl kenarı kilisesi, 1499 yılından kalma bir manastırın parçasıdır. Kilisenin içinde, şehrin en iyi fireskoları görülebilir.

Ticino bölgesinin ve İsviçre’nin en iyi Rönesans fireskosu, kilise içinde nefi sunak bölümünden ayıran duvar üzerinde bulunan “İsa’nın Tutkusu ve Çarmıha Gerilmesi” sahnesidir. Bu eser: 1529 yılında Milano Bernardino Luini tarafından boyanmıştır. Kendisi “Kuzeyin Raphael” i olarak isimlendirilir. Eser: sembolizmle doludur. Örneğin: haçın tabanında, Adem’in kafatası ve kaburgasına (Havva’nın yaratıldığı yerden) dikkat edin. İbadet edenler bunu gördüler ve Adem ile Havva’nın ilk günahı olmaksızın hayat sürseydi, fireskonun geri kalanındaki korkunç eylemin hiçbirine gerek kalmazdı. Sanatçı Luini, 10 yıl boyunca bu firesko üzerinde çalışarak, boyalarını her geçen gün, bir bölüm olarak, ıslak sıvalı ince tabakalar üzerinde uyguladı.

Son bir not: buradaki fireskoları yapan Bernardino Luini, İtalyan olduğu için, buraya İtalyanlar da sahip çıkıyorlar.

Devasa fireskoya bakarken, sol tarafa bakınız. Burası, keşiş yemekhanesinin duvarından alınıp tuval üzerine konulan Luini’nin “Son Akşam Yemeği” tablosudur.

Giardino Belvedere

Bu keyifli küçük park, açık hava modern sanat müzesidir. Binanın karşısındaki bina, bir zamanlar bir manastırdı ve daha sonra Grand Otel olmuştur. Burası gölün, göle bakan ilk otelidir.

Lugano Üniversitesi

Bir kamu üniversitesidir. 1996 yılında kurulmuştur. Dört fakültesi bulunmaktadır. Üniversitede öğrenim gören öğrenci profili: 2157 öğrencinin, yarısı civarı: İsviçre ve kalanları, özellikle İtalya’dan olmak üzere, diğer ülkelerdendir.

İsviçre Lugano Gölde tekne turu
İsviçre Lugano Gölde tekne turu
İsviçre Lugano Gölde tekne turu

Lugano gölünde tekne turu

Gölün sularında ilk gemi dolaşımı yapan kişi, 1848 yılında Ticino’dur.

Günümüzde, Lugano gölünde: köyden köye giden basit yolculukların yanı sıra, daha bir dizi ayrıntılı turlar da yapılır. Bu turlar: öğle yemeği, muhteşem tur, İtalya’ya alışveriş gezisi ve akşam yemeği gezisi olarak sıralanır. En iyi tekne turu: gölde yapılacak 1 saatlik döngü gezisidir. Bu gezi, gölün bir ucundaki birkaç ıssız lokanta ve yerde durur ve sonra Gandria’yı (burası romantik manzaralı restoranları olan huzurlu küçük bir balıkçı kasabasıdır.) ziyaret edilir ve sonra Lugano’ya geri dönülür. Tekne sadece göl kıyısında İsviçre sınırları içindeki yerlerde dolaşır. Bazen saat yönünde, bazen saat yönü tersinde gezinti yapılır.

Ücret: gidiş-dönüş yolculuk 27 İsviçre frangıdır. Her hangi bir noktada inebilir, çevreyi gezebilir ve bir sonraki tekneye binebilirsiniz. Ama bunun için tekne sefer tarifesini iyi incelemek gerekir.

Gandria

İlginç ve popüler bir yerdir. İtalyan sınırından önceki son İsviçre köyüdür. Birçok ev, birkaç romantik otel ve birkaç restoran, gölün üstünde asılı gibi dururlar. Merkezde iyi korunmuş bina cepheleri göl sularına yansır. Ticino’nun en güzel göl kenarı kasabalarından biridir. Sık hizalanın binalara merdivenler ve ara yollarla ulaşılır. Evlerin bazıları: 16 ve 17’nci yüzyıllara dayanır ve freskler ve alçı süslemelerle bezelidir.

Nucleo tarihsel koruma merkezi, dünyanın birçok yerinden, bu küçük köye ziyaretçi çekiyor. Nucleo: MÖ.800 yıllarından, Keltler’den, günümüze: gizemli işaretler, büyük bir taş bulunuyor. Gandria dağının hemen dibindedir.

Feribot iskelesinin hemen üstünde, son derece romantik bir ortamda Miralago Gandria restoranda uygun fiyatlı yeme yiyebilirsiniz.

Gandria’dan yürüyerek veya otobüsle Lugano merkeze dönebilirsiniz. Yürümek isterseniz, Gandria’nın restore edilmiş, zeytin bahçeleri arasında yürüyerek Lugano merkeze 45 dakikada ulaşabilirsiniz. Çok dilli tabelalar, zeytin yetiştiriciliğini anlatır. Tekne ve otobüsü kaçırırsanız, buradan bineceğiniz taksi, Lugano merkeze yaklaşık 40-50 İsviçre Frangı ücret ister.

Gölün en uzak tarafındaki duraklar: Cantine di Gandria ve Museo Doğanale’dir. Cantine di Ganria’nın geleneksel trattoriası ve şarabı ünlüdür. Cantine di Gandria’nın durağında inerseniz, yürüyerek 5 dakika uzaklıktaki Museo Doganale’ye ulaşırsınız. Burada İtalyan sınırında bazı sergiler görünür. Tekneler burada dönüşümlü olarak dururlar.

İsviçre Lugano Morcote

Morcote

Göl ve dağlar arasında, kiliseleri, şapelleriyle küçük bir cennet gibi parkıyla 2016 yılında “En güzel İsviçre şehri” unvanını kazanmıştır. Göl kıyısında, Ceresio incisi olarak da adlandırılan bu güzel kasaba: bir balıkçı köyü idi. Aynı zamanda: ülkelerinden uzakta yeteneklerini bulan sanatkarlara ev sahipliği yapıyordu. Buraya yolunuz düşerse: göl kenarında yürüyüş yapın, sıva kaplı bir cepheye sahip olan Palazzo Paleari (Paleari Sarayı) ve eşi benzeri bulunmayan pencereleri koruyan Torre del Capitano (Kaptan Kulesi) gibi asil evlerinin yanında basit mimari tarzları keşfedin. Merkezi ve dar sokakları geçtikten sonra, uzun bir merdivenle (yaklaşık 400 basamak) Santa Maria del Sasso kutsal bölgesine doğru çıkabilirsiniz. Yol boyunca, güzel bir çeşme, birkaç şapel ve son derece eşsiz fresk ile Saint Antonio Abate’ye adanmış bir dini yapı göreceksiniz. Komşu sekizgen şapel ve anıtsal mezarlık tarafından, Santa Maria del Sasso kilisesinin oluşturduğu kompleks, güzel bir manzaraya sahiptir. Kilisenin içinde: farklı dönemlerden kalma freskleri, güzel kubbeyi ve 1600’lü yıllardan kalma organı görebilirsiniz.

Alpose Çikolata Fabrikası

Lugano yakınlarındaki Caslano kasabasındadır. Alpose, İsviçre’nin daha küçük ve daha az tanınmış bir çikolata üreticisidir. Ancak fabrika, ziyaretçilere açıktır. Fabrikanın yanındaki mütevazi müzede, çikolatanın yapım sürecini anlatan 15 dakikalık film izlenebiliyor. Ayrıca, yine burada bulunan dükkanda, düşük fiyattan taze çikolata satın almak mümkündür.

LUGANO GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ İTALYAN YERLEŞİMLERİ

Bısuschio

Lugano ve Varesa gölü arasında kalan bu köyde: yüzlerce yıldır sahip olduğu bir ailenin yaşadığı İtalyan görkemli bir ev olan Villa Cicogna Mozzoni’ye ait ev görülebilir. Burası aynı zamanda: Rönesans döneminin en iyi korunmuş birkaç yapısından biridir.

Sacro Monte

Bölgenin en çok turist çeken yerlerinden biri olan “The Sacro Manto” ya da “Holy Mountain”: 14 Rosary’nin Gizemlerini temsil eden heykeller bulunan, çakıl taş döşeli geniş bir dağ yolunun bulunduğu barok şapel vardır.

Varese

Burası: yemyeşil yapısı ile zengin aileler için Milano şehrinin Versailles ya da Windsor’dur. Burada: İtalya’da çağdaş sanatın en iyi koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan, 18’nci yüzyıl yapımı “Villa Panza” ve bazı çarpıcı villalar bulunur. Villa Panza’nın sahibi: Count Giseppe Panza di Biumo: 1960’lı yılların başından itibaren ABD minimalist sanat eserlerini toplamaya başladı ve 1996 yılında villanın bir bölümünü ve koleksiyonun bir parçasını: İtalya’nın Fondo Per L’Ambiente İtaliano’ya miras bıraktı.

Melide

Güneyde bulunan bu kasabanın özelliği: 100’den fazla ulusal anıtın küçültülmüş örneklerinin bulunduğu “Swissminiatur” bulunmasıdır. Burası; 1959 yılından bu yana, pek çok ziyaretçi tarafından gezilmiştir. Muhteşem güzel bir yer. Trenlere biniliyor. Trenler, tüneller ve  dağ eteklerinde ilerliyor ve bu ilerleyiş esnasında, muhteşem bir gösteri sunuluyor.

İsviçre Neuchatel

İsviçre Neuchatel

2011 yılında, Neuchatel şehrinin, 1000’nci yılı kutlandı.

Evet, gelelim, şehir hakkında kısa bilgiler vermeye:

Göl kıyısındadır. Ülkenin saat yapım endüstrisinin merkezi, burasıdır. Bu çalışmalar, Neuchatel Kronometrik Gözlemevi tarafından yürütülür.

Şehrin, İsviçre ülkesinin diğer belli başlı şehirlerine olan uzaklıkları şöyledir: Bern ile arasındaki uzaklık: 58 km. Cenevre ile arasındaki uzaklık: 122 km. Basel ile arasındaki uzaklık: 131 km. Zürih ile arasındaki uzaklık: 153 km. dir. Şehirde bulunan yüksek hızlı trenle: Paris’e 4 saatte ulaşmak mümkün.

Burada, küçük bir havaalanı bulunuyor. Şehir merkezinin 4 km. dışında bulunan havaalanı ile, şehir merkezi arasındaki uzaklık, 6-9 dakika arasında alınabiliyor. Ancak, bu havaalanının ticari uçuşları yok.

İsviçre Neuchatel

Şehirde: son derece dik ve çekici sokaklarda dolaşabilir ve mimarinin güzelliklerini, sokaklarda bulunan birçok çeşmeyi keşfedebilirsiniz.

İsviçre Neuchatel

2002 yılında, şehirde, Expo fuarı düzenlenmiştir. Bunun dışında, şehirde, şarap hasat zamanlarında “Fete des Vendanges” festivali düzenleniyor.

İsviçre Neuchatel Tarih

TARİHİ

1815 yılında konfederasyona katılan şehir, bu döneme kadar: Kutsal Roma-Germen imparatorluğu, Burgonya dükleri ve Prusya krallığının egemenliği altında kalmıştır.

İsviçre Neuchatel Gölü

NEUCHATEL GÖLÜ

Tamamı İsviçre sınırları içindedir. Uzunluğu: 38 km. ve genişliği: 6-8 km. deniz yüzeyinden yüksekliği: 430 metre ve derinliği ise: 150 metredir. En kalabalık bölümü: kuzeybatı sınırıdır. La Tene isimli, antik yerleşim yeri, gölün doğu ucunda bulunmaktadır. Göl kıyısında yürüyebilirsiniz. Hatta, tekne bile kiralamak mümkün.

DİL

Burada, Fransızca konuşuluyor.

İsviçre Neuchatel Ne satın alınır

NE SATIN ALINIR

Şehirde: Wodey-Suchard Neuchatel denilen yerden, çikolata satın almalısınız. Çünkü, burası, yörenin en ünlü kakao-çikolata üreticisi ve ilk şekeri yaratandır.

Burada, aynı zamanda: bir bar, küçük bir çay salonu ve kafe bulunuyor. Burada: pralin isimli tatlıdan tatmalısınız.

GECE HAYATI

Şehirde gece hayatı etkin değil. Sadece, Noel döneminde, gece hayatı hareketleniyor.

İsviçre Neuchatel Gezi Planı

GEZİ PLANI

İsviçre Neuchatel

CROİX DU MARCHE

Burası: 16. ve 18.yüzyıldan kalan yapıları ve çeşmeleriyle ilgi çekiyor. En orijinal bina ise: MAİSON DES HALLES. Bu yapı: 1575 tarihinde yapılmış olup, önceden pazaryeri olarak kullanılmıştır.

İsviçre Neuchatel

Evet, bu tarihi şehirde: eskiden kilise, hapishane ve yönetim binası olarak hizmet gören, Ortaçağ yapılar topluluğu yoğunluktadır.

COLLEGİALE KİLİSESİ

Kilise yapısının yapımına, 1185 yılında başlanmış ve 1276 yılında tamamlanmıştır. Erken gotik tarzıdır.

Burada, şehir kontlarının heykelleri var. Bir de şato bulunuyor. Şato: 12.-16.yüzyıllar arasında inşa edilmiştir. Günümüzde ise, kanton idaresinin merkez binası olarak kullanılmaktadır. Buranın 15.yüzyılda yapılmış, hapishane kulesinden: şehrin en güzel manzarası görülür. Batı girişindeki, dev vitray pencere, muhteşem. 15.yüzyıl kemerleri üzerinde: çeşitli şövalye ve bayan resimleri var. Burayı rehberli turlarla gezebilirsiniz.

Şehirde, batıya doğru ilerlediğinizde: Rue Saint Nicolas üzerinde, bir müze var.

MUSEE D’ETHNOGRAPHİE (ETNOĞRAFYA MÜZESİ)

Egzotik ağaçların bulunduğu, muhteşem bir parktadır. Özellikle: Afrika kültürüne ait objeler var ve bunların toplamının 30 bin civarında olduğu söyleniyor. Ayrıca: Asya, Eskimo ve Okyanusya kültürlerine ait parçalar, müzik aletleri ve Avrupa dışından ve antik Mısır’dan toplanan objeler sergileniyor.

Liman yakınlarında, başka bir müze daha var.

İsviçre Neuchatel Musee D’Art Et ”Hıstoire

 

MUSEE D’ART ET D’HISTOİRE

İsviçreli sanatçıların eserleri ve dinsel ortaçağ tabloları sergileniyor. Ayrıca: değerli İsviçre seramikleri, 16.yüzyıldan kalma saatler, silahlar, madeni paralar ve madalyonlar sergileniyor. Görsel ve dekoratif sanatlardan oluşan koleksiyonlar: ilginizi çekebilir. Giriş ücretli. Galerilerde: Ortaçağdan bu yana, Neuchatel şehrinin gelişimini görebiliyorsunuz. Tarih bölümünde: gravürler, çizimler, fotoğraflar, kartpostallar ve resimler var. Bunlar, şehrin tarihini anlatıyor.

MUSEE D’HISTORİE NATURELLE’DE: DOĞA TARİHİ MÜZESİ

Şehrin en popüler müzelerindendir. Yıllık ziyaretçi sayısı: 80 bin civarındadır. Giriş ücretli, 6 frank. Burada: iki bölüm var. Birinci bölüm, Dioramas bölümü: memeliler, su kuşları ve diğer birçok hayvanın doldurulmuş örneği bulunuyor. İkinci bölümde ise: her türlü canlı hayvan bulunuyor ve burası özellikle çocukların çok ilgisini çekiyor. Burada: birçok canlı hayvanı gözlemek mümkün.

Şehirdeki bir diğer müze: Latenium müzesidir.

İsviçre Neuchatel Latenium Museum

LATENİUM MUSEUM

Bir arkeoloji müzesidir.

Şehirde diğer gezilebilecek yerler

HOTEL DE VİLLE (BELEDİYE SARAYI)

Burası, kral 16.Louis’in baş mimarı Pierre-Adrien Paris tarafından tasarlanmış ve 1790 yılında yapılmıştır.

İsviçre Neuchatel Kalesi

NEUCHATEL KALESİ

Nehir ve göl arasındaki burunda, kayalık üzerinde kuruludur. Burada, ilk kale yapısı: 10.yüzyılda oluşturulmuştur. Takip eden süreçte, birçok yapı eklenerek, günümüzdeki görünüme ulaşılmıştır. Günümüzde, burada, üst düzey resmi görevlilerin çalışma ofisleri bulunuyor.

Ayrıca, Kanton idaresinin 115 üyesi, burada toplanıyor. Kantonun: adalet, sivil mahkeme ve geçici mahkemeleri de burada hizmet vermektedir. Kaleyi, ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Sundurma altında buluşma noktasında buluşuluyor ve rehberli turlar düzenleniyor.

İsviçre Neuchatel Gölü Çevresi

NEUCHATEL GÖLÜ ÇEVRESİ

GRANDSON KASABASI

Burada: 1476 yılında, konfederasyon orduları, Burgonya Dükü Charles karşısında büyük bir zafer kazanmışlardır. Bu olay, günümüzde, şatoda, kurşun askerlerle canlandırılmaktadır. Şatonun: 13.yüzyıldan kalma surlarına çıkabilirsiniz. Ayrıca: 1923 model “Rolls Royce” un da aralarında bulunduğu, antika otomobiller sergisini de gezebilirsiniz.

YVERDON-LES-BAİNS KASABASI

Burası, Roma döneminden beri, hamamlarıyla ünlüdür. Kasaba merkezindeki şatoda: Belediye Müzesi var. Bu müzenin salonlarından birisi: burada bir okul kuran, pedagojinin önde gelen isimlerinden “Pestalozzi” ye adanmıştır.

ESTAVAYER-LE-LAC

Gölün güney kıyısındadır. Bu kasaba, surlarla çevrilidir ve farklı mimari tarzlı yapılarıyla öne çıkar. Kent merkezindeki, Saint Laurent kilisesi, 13.yüzyılda inşa edilmiş olup, ilgi çekmektedir. Kasabanın en ilginç yeri: Kurbağa Müzesi. Burada: 100’den fazla, doldurulmuş kurbağa sergilenmektedir.

İsviçre Tarih

İsviçre Tarih

Bu ülkeye ziyarete gidecekler için: fazla ayrıntılara girmeden, ülkenin tarihi konusunda, kısa bilgi vermek istiyorum.

MÖ.400 yılı civarında: Helvetler olarak bilinen “Kelt” kökenli bir kavim ülkeye gelir ve yerleşirler. Zaten, İsviçre’nin adı da, bu kavimden gelmektedir.

Helvetler

Tahminen 370 000 kişilik bir topluluk halinde; MÖ.58 yılında, kendilerine bir yurt aramak için, bulundukları bölgeyi terk ederler ve güneybatıya göç ederler. Ancak, Romalılar, bunları geri püskürtürler. Bu dönemde: Bern ve Lozan şehirleri arasındaki “Aventicum” kasabası, bölgenin idari merkezi olur.

Romalılar

Kendi dönemlerinde, bölgeye kültürel ve teknik gelişmelerini yansıtırlar. Roma imparatorluğunun çöküş  döneminde ise: ülkenin doğusu, Germen kavmi olan “Alamanlar” ın eline geçer. Batı bölümü ise, “Burgonyalılar” tarafından işgal edilir. Bu iki bölge arasında ise; Sarine nehri, sınır olur. Bu nehir: günümüzde de, Almanca ve Fransızca konuşulan bölgeler arasındaki bir  sınır olarak halen önemini korumaktadır.

Bölgeye daha sonra: Franklar gelir. Çeşitli hanedanların egemenlikleri gündeme gelir. Karolenjler, Zahringen ve Habsburg hanedanlıkları derken, 13.yüzyıla gelindiğinde: ülkede, iki güç egemendir. Bunlar: Savoy ve Habsburg hanedanlıklarıdır.

1291 yılında

Ülke içindeki değişik guruplar arasında imzalanan “Savunma İttifakı” ile, İsviçre Konfederasyonunun başlangıcı kabul edilir. Bu tarih, yani 1 Ağustos günü, aynı zamanda, ülkede “Ulusal Bayram” olarak kutlanır.

1315 yılına kadar: biraz önce sözünü ettiğim ittifakın bir anlamı olmaz. Schwyz bölgesi sakinleri: Morgarten savaşında kahramanca çarpışırlar ve bunun sonucunda, bütün federasyona “Swiss” (İsviçre) adı verilir.

İsviçre Tarih

14.yüzyılda:

Yabancı saldırılara karşı mücadele edebilmek için, kantonlar kendi aralarında birleşirler ve konfederasyona üye kanton sayısı, 8 olur.

1515 yılındaki Marignano savaşında, İsviçre ordusu ilk kez yenilir ve 12 000 asker hayatını kaybeder. Bu savaştan sonra, İsviçre ordusu askerleri, başka bir ülke ordusuna karşı savaş açmadılar. Yalnızca, başka ülke ordularında, paralı askerlik yaptılar. Onların torunları, günümüzde, Vatikan’da, ortaçağ giysileri içinde, korumalık yapıyorlar.

16.yüzyılda:

Konfederasyonda gerilimli bir dönem olarak öne çıkar. 1552 yılında, Martin Luter King tarafından ortaya atılan reform hareketlerine, kantonların birçoğu destek verirler. Bu aradaki  dönemde, kantonlar arasında, dinsel çatışmalar çıkar. Marignano Savaşından sonra, tarafsız kalmayı seçen konfederasyon birliği, paralı askerlerini göndermek dışında, Avrupa’nın iç çatışmalarına hiç karışmaz.

1647 yılında: İsviçre ordusu, ülke topraklarının tarafsızlığının garantisi olarak öne çıkar. Otuz yıl savaşlarının, Vestfalya Barışı ile sonuçlanmasının ardından, 1648 yılından sonra, konfederasyonun, tüm dünya tarafından, bağımsız bir devlet olarak tanınması sonucu ortaya çıkar.

1789 yılı, Fransız ihtilali sonuçları, İsviçre’de yoğun olarak hissedilir. Devrim orduları, ülkenin büyük bölümünü işgal ettikten sonra, ülkede “Helvetia Cumhuriyeti” kurulur. Ancak, dayatılan bu düzen, birçok İsviçre vatandaşı tarafından kabullenilmez. Napoleon, yeni bir Anayasa hazırlar ve bunun üzerine, yeni kantonların katılımı ile, konfederasyon yeniden şekillenir.

1815 yılındaki Viyana Kongresinde, İsviçre’nin bağımsızlığı ve  tarafsızlığı kabul edilir. 1857 yılında, ülke bugünkü sınırlarına ulaşır. 1874 yılında ise, dinsel çatışmaları engelleyici yönü güçlü olan yeni Anayasa kabul edilir ve günümüzde de halen geçerliliğini sürdürmektedir.

Milletler Meclisi,

İsviçre Tarih; İlk kez Cenevre’de toplanır. Ancak, İsviçre ülkesi, tarafsızlığını tehlikeye düşürmemek için, 2002 yılına kadar, Birleşmiş Milletlere üye olmaz. Bu tarafsızlık: iki dünya savaşında da, önemli rol oynar. İlk dünya savaşı, ülkeyi doğrudan etkilemez, ancak ekonomik olarak sıkıntılar yaşanmasına neden olur. İkinci dünya savaşında ise, Nazi Liderleri, Yahudilerden elde ettikleri büyük servetleri, İsviçre Bankalarına yatırmışlar ve bu yüzden ülke, savaşın uzağında kalmıştır.

Evet, son olarak: İsviçre, tarafsızlık duygusunun esiri olarak, halen “Avrupa Birliğine” katılmamıştır. Ancak, 2005 yılında, Shengen Anlaşması imzalanmış ve sınırları, Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarına açılmıştır.