Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

Güney Asya bölgesinin en önemli kentlerinden birisidir. 15 milyonluk nüfusu ile, Bengaldeş bölgesinin en büyük kentidir. Dünyanın en yoğun nüfusa sahip şehirleri arasında, 28’nci sıradadır. 1911 yılına kadar, Bengaldeş bölgesinin başkentliğini yapmıştır.

Şehir: Buriganga nehrinin doğu kıyısındadır. Ganj deltası üzerindedir. Toplam, 360 km. karelik bir alanı kapsamaktadır. Düz ve deniz seviyesine yakın topraklar bulunması: özellikle muson yağmurları sırasında, bu bölgeyi sık sık sel basması şeklinde etkisini gösterir.

Bölgede: tropikal savan iklimi görülür. Muson sezonundaki yıllık ortalama sıcaklık, 27.5 derece civarındadır. Trafik sıkışıklığı ve endüstriyel atıklar nedeniyle, bölgede yoğun hava kirliliği görülür. En yüksek yağış, Haziran ve Temmuz aylarında görülür. En yüksek sıcaklık, Mart-Nisan-Mayıs-Haziran aylarında görülür. En düşük sıcaklık, Aralık ayında görülür ve 25 derecedir.

Şehir içindeki ulaşım, genellikle çek-çek denilen ve insan tarafından çekilen araçlarla yapılır. Her gün, şehirde yaklaşık 400.000 çek çek çalıştığı söylenmektedir. Ancak, bunların 85.000 tanesi, Belediye tarafından lisanslanmıştır. Ancak, görece düşük maliyetli ve kirletici olmayan bu araçlar, trafik sıkışıklığı nedeniyle, şehrin birçok yerinde yasaklanmıştır.

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

GEZİLECEK YERLER

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

MOTİJHEEL

Şehrin kalbindedir. Burası, büyük bir iş ve ticari merkez durumundadır. Birçok haber, dergi, baskı ve diğer medya yayıncılarının merkezi buradadır.

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

TARA MESCİDİ-YILDIZ CAMİİ

Cami, şehrin eski kısmı olan “Armanitola” bölgesindedir. Yapı: mavi yıldız şeklinde, süslü tasarımlar ve motiflerle süslenmiştir. 19’ncu yüzyılın ilk yarısında, Mirza Golam Pir tarafından yaptırılmıştır.
Caminin, 3 kubbesi bulunmaktadır. 1930’lu yıllarda, camide büyük bir restorasyon yapılmış, kırık porselen parçaları değiştirilmiştir. Bu restorasyonda, Japon ve İngiliz kaolin çinileri kullanılmıştır. Bunlar, düz renkli, yıldız şeklinde çinilerdir. Doğu cephesinin üst kısmı, aynı zamanda bir hilal motifi içermektedir.

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka
Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

LALBAGH FORT

Burası, Buriganga nehrinin güneybatı kesiminde bir Babür saray-kale yapısıdır.
1678-1688 yılları arasında, Prens Muhammed Azam tarafından yaptırılmıştır. 1857 yılında, İngilizlere karşı yapılan ayaklanmada, ayaklanan askerlerin karargahı olarak önem kazanmaktadır. Ancak, ayaklanan askerler, İngiliz güçlerine yenildiler ve Victoria parkta, asılarak idam edildiler.

Kale kompleksi içinde, 3 yapı bulunmaktadır. Bunlar:

Cami (Caminin önünde, su tankı bulunmaktadır.

Cami: 3 kubbelidir. Bir su kanalı ile, düzenli aralıklardaki çeşmelere su verilir. Su kanalları ve çeşmeler, Babür mimarisinin birçok ortak özelliğini taşımaktadırlar.

Pari Bibi Türbesi

(merkezde bulunan bu mezar, kale bölgesinde ayakta kalan en etkileyici yapıdır. Merkezde bulunan odanın üstünde, sekizgen bir kubbe bulunur. Kubbenin üstü, bronz plaka ile örtülmüştür. Merkezdeki odanın iç duvarı, beyaz mermer ile kaplıdır. Yanlarda, dört odada ise, 1 metre yüksekliğe kadar taş süpürgelik bulunmaktadır. Dört adet köşelerdeki odaların duvarları, çiçek çinileriyle süslenmiştir.

Divan-ı Aam sur duvarları

Bunlardan dış sur duvarları: 6.10 metre yükseklikte ve 1.37 metre kalınlıktadırlar. İç sur duvarları ise, 13.7 metre yükseklikte, 1.37 metre kalınlıktadır. Bu sur duvarları üzerinde, 5 burç bulunmaktadır.

Divan-ı Aam

Burası hamam kompleksidir. Burada: açık bir platform, küçük bir mutfak, bir fırın, su depolama alanı, bir yığma tuğla banyo-küvet, tuvalet, giyinme odası ve ilaveten bir oda içermektedir.

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka
Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

AHSAN MAHZİL

Bu muhteşem bina, Buriganga nehrinin kıyısındadır. Bengaldeş bölgesinin en önemli mimari anıtlarından birisidir.
Sarayın yapımına, 1859 yılında başlanmış ve 1869 yılında tamamlanmıştır. Mimaride, Hint-İslam etkileri görülür. Yapı: 1992 tarihinden itibaren, müze olarak hizmete açılmıştır.
Bina: 1 metre yükseltilmiş platform üzerinde kurulmuştur. 2 katlıdır. Zemin kat yüksekliği 5 metredir. Birinci kat yüksekliği ise, 5.8 metredir. Sarayın duvarlarının kalınlığı: 0.78 metredir.
Yapı: 1985 yılında hükümet tarafından satın alınmıştır. 1992 yılında restorasyon çalışmaları tamamlanmıştır. Biraz önce de belirttiğim gibi, günümüzde müze olarak kullanılıyor.

Hindistan Batı Bengal-Dakka-Dhaka

JATİYO SANGSHAD BHABAN

Burası, Bengaldeş Millet Meclisi binası olarak kullanılmaktadır. Yapı: 1961-1982 yılları arasında yapılmıştır. Mimari olarak güzel bir görüntü sergilemektedir.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

 

Kuzey Hindistan’da, Uttar Pradesh Eyaletindedir. Eyaletin başkenti olan Lucknow şehrine, 320 km. uzaklıktadır. Birçok önde gelen Hintli filozoflar, şairler, yazarlar ve müzisyenler, bu şehirde ikamet etmektedirler.

Diğer isimleri: Benares, Banaras, Kashi’dir.

Şehir: Ganj nehrinin kıyısındadır. Ölüm ve hayatın, bilim ve batıl inançların bir arada yaşandığı bir şehir olarak öne çıkmaktadır. Hindular, Budistler ve Jains’ler için kutsal şehir kabul edilir.

Özellikle: kutsal atmosfer, ziyaretçileri hemen etkisi altına alır. Çünkü: kutsal Ganj nehrinin kolları olan Varuna ve Asi, buradan geçmektedir. Şehir, Ganj nehrinin sol kıyısında bir hilal gibi kurulmuştur. Hindu tanrısı Şiva’nın nehrinin, Himalayalar’dan gelerek buraya döküldüğüne inanılır. Bunun sonucunda da, Varanasi şehrinin, Hindu inancına göre, dünyanın üzerinde sürekli yaşanılan en eski şehri olduğuna inanılır. Ayrıca, Hindu dininin en çok saygı duyulan ve hac yeri olan bu şehir: tapınak müzesi gibidir. Tapınak kenti olarak adlandırılan şehirde, yaklaşık 2000 tapınak bulunduğu söyleniyor. Hatta, bu tapınakların, ortaçağ dönemine kadar uzandığı biliniyor. Efsanelere göre: ilk Şiva Jyotirlinga: burada yeryüzüne geldi ve ışık sütunu olarak, göğe yükseldi. Bu yüzden, Varanasi şehri “Işık şehri” olarak da biliniyor.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

Varanasi şehrinin

MÖ.1000 yılı civarında, Hint-Ariler tarafından kurulduğuna inanılır. Tarihi süreç içinde: burada, Hindu din adamları, filozoflar ve din bilginleri yaşamışlardır. MÖ.6’ncı yüzyılda: Buda’nın vaaz verdiği “Geyik Parkı” hemen şehrin yakınındadır. MÖ.567 yılında, Gatama Buddha zamanında, şehir, Kashi krallığının başkentiydi. Ünlü bir Çinli gezgin olan “Xuanzang” şehir merkezi, dini ve sanatsal etkinliklerin, Ganj nehrinin batı kıyısında, 5 km. boyunca uzandığını yazmıştır.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

 

Ancak: 3000 yıllık olduğu düşünülen şehirde, ilk tapınak 18’nci yüzyılda yapılmıştır. Çünkü: Müslümanlar, Hinduların bu şehre olan ilgilerini, sürekli olarak, bir tehdit olarak görmüşlerdir. Hatta: Evrengzib döneminde, şehir, Müslümanlar için de, kutsal bir şehir olarak öne çıkmıştır. Hatta: yine aynı dönemde, imparator, şehre: Muhammedabad ismini vermiştir.

Şehrin diğer en büyük özelliği

Ganj ve Varuna nehirlerinin tabanından, 80 metre yüksekteki zeminde kurulmuş olmasıdır. Bu nedenle, ana kara sürekli ve nispeten kurudur. Bu coğrafi konum, eski dönemlerde yerleşimciler için son derece elverişli konum sağlamaktadır.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

 

Şehirde: nemli suptropikal iklim hüküm sürmektedir. Yaz ve kış sıcaklıkları arasında büyük farklılıklar görülür. Aralık-Şubat ayları arasında, sıcaklık 5 derece civarındadır. Ancak kuraklık sanırım buraları da etkiledi ve son zamanlarda Ganj nehrinin su seviyesi düşünce, nehrin ortasında küçük adacıklar görünür oldu.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

Burayı ziyaret ettiğinizde

Şehir merkezindeki çarşıdan: ipek kumaşlar, pirinç eşyalar ve parfüm satın alabilirsiniz. Özellikle: ipek sariler muhteşem güzeldir. Varanasi ipeğinin yumuşaklığı dünyaca meşhurdur. Şehirde, aynı zamanda: halı’da önem kazanıyor. Şehirdeki başlıca alışveriş mekanları: Chowk, Godaulia, Vishwanath Lane, Thatheri.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

 

Buraya yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, bilmeniz gerekenler şunlardır: Varanasi mutfağı zengin çeşitliliğiyle ünlüdür. Buradaki Hint yemekleri, genellikle bol baharatlıdır. Ancak, Çinli, İtalyan, Avrupalı ve Güney-Hint bölgesel yemeklerini bulabileceğiniz restoranlar da var. Evet, buraya has lezzetler arasında: Langda (mango’dan yapılır), Benarasi Paan (gül gibi aromatik esaslar kullanılır), Paapri-chaat (zencefil kullanılır) deneyebilirsiniz.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

GATLAR


Burası: Ganj nehrine inen taş basamaklardan oluşan bir yer. Zaten, Güney Asya bölgesinde, ghat kelimesi, bir su kütlesine ve genellikle kutsal bir nehre kadar uzanan bir dizi adımları ifade etmektedir.

Her yıl, burada 250-300 bin civarında insan toplanır ve hacı olurlar. Hatta: Gatlar’da yani merdivenlerde, güneşin doğuşunu izlemek için, günün erken saatlerinde uyanmak gerekir. Bu egzotik havayı izlemek istediğinizde ve Gatlara gittiğinizde ise, çevrenizdeki Hinduların “Ganj Ana’ya şükürler olsun” şeklindeki dualarını duyabilirsiniz.
Bu arınma törenlerinde: genellikle, suda, en az 3 defa çömelmek suretiyle, yıkanma töreni icra ediliyor. Kadınlar: geleneksel kıyafetleri olan “sari” leri çıkarmadan yıkanıyorlar.

Hatta

Hacıların bazıları, gezgin sofular olup: bunlar, Gatlar üzerinde durup dua ederler, yıkanırlar ve kutsal nehrin sularından içerler. Yaşlılar ve hastalar ise, burada ölmek için dua ederler. Dindar ve Hindu; öldüğünde küllerinin buraya, Varanasi sularına serpilmesini ve bu şekilde yeniden doğumun döngüsünden kurtulmak ister. Bu yüzden: nehir boyunca, basit ama ağırbaşlı cenaze törenleri göreceksiniz.

Aileler: ölülerini yakmak için, Varanasi gatlarının en kutsalı olan “Manikarnika” bölgesini tercih ederler. Ölü: beyaz kefen içinde, nehir kıyısına getirilir ve dudaklarına birkaç damla Ganj nehri suyu sürülür ve daha sonra, beden: güzel kokulu bir sandal ağacı üzerine konularak ateşe verilir ve yakılır. Küller ise, yukarıda belirttiğim gibi, Ganj nehri sularına serpilir.

Tabii, birde bu dinsel olayın başka yönü var. Ganj nehrinin gördüğünüzde, bulanık suların yani muhteşem bir kirliliğin egemen olduğuna şahit olacaksınız. Biraz önce sözünü ettiğim gibi, yakılan ölülerin külleri Ganj nehrine atılıyor ve öte yandan, bu nehrin kirli suları, kutsal diye içiliyor ve yıkanılıyor. Elbette: bunun sonunda, yıllarca burada kolera başta olmak üzere çeşitli salgınlar çıkmış. Pek çok Hintli, Ganj nehrinin kendi kendini temizlediğine inanmaktadırlar çünkü nehrin suları, yapılan araştırmalarda, belli oranda kükürtlü çıkmıştır.

Bunun sonucu olarak, nehirde bakteri üremediğine inanılır. Ancak: yine de, şehirde yaşayanların büyük bölümünde: sudan kaynaklandığı sabit olan çeşitli hastalıklar, yoğun olarak görülmektedir. Yine de, ölülerin küllerinin nehre atılması yanında, son yıllarda özellikle endüstriyel atıkların bu nehirlere atılmasının önüne geçilmesi için çeşitli çalışmalar yapıldığı söyleniyor. Bunun dışında: nehir ne kadar kutsal kabul edilirse edilsin, yine de nehir kıyısında: bol bol sabun ve şampuan kullanıldığını, çamaşır yıkandığını göreceksiniz.

Evet, Ganj nehri boyunca, çok sayıda önemli Ghats bulunuyor.

ASSİ GHATS


Burası, şehrin güney ucundadır.
Ganj ve Asi nehirlerinin birleştiği noktadadır. Burada, hacılar, Peepal denilen bir ağacın altında bulunan Şivaya saygı göstermeden önce, buradaki Ghats’da, banyo yaparlar. Özellikle: ay ve güneş tutulması günlerinde, binlerce hacı burayı ziyaret ederler.

SHAMSHAN GHATS


Bu Gat türü: gerek dini ayinler (yani ölü yıkama veya abdest almak için) ve gerekse temizlik için kullanılmaktadır.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

DASASWAMEDH GAT


Şehrin en önemli Ghats’larından biridir.
Buranın: Brahma’nın, 10 atı, dinsel törenlerle kurban ettiği yer olduğuna inanılır. Basamakların en tepesinde oturan din adamları: kısık seslerle, dini bir şeyler okuyorlar. Ayrıca: küçük bir madeni para verildiğinde, çiçek veya Ganj nehrinden alınmış su veriyorlar. Burada, güzel ve renkli bir nehir görünümü vardır. Burada, binlerce kutsal toprak lamba, kutsal Ganj sularına bırakıldığında, kayan lambalar, alacakaranlıkta, nehre ilahi bir görünüm vermektedir. Özellikle, bu şehri ziyaret ettiğinizde, bu görüntüyü mutlaka izlemelisiniz.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

GANJ NEHRİ


Ganj nehri: 2506 km. uzunluğundadır. Nehir, Himalayalar’ın, güney yamaçlarında, Gangotri buzulundan çıkmaktadır. Ganj nehrinin ağzı geniş deltası, dünyanın en büyük deltasıdır. Günümüzde, nehir üzerinde, iki büyük baraj yapılmıştır.
Hindu inanışına göre; Ganj nehrinde yıkananlar günahlarından arınırlar ve kurtuluş veya Nirvana’ya ulaşırlar. Hatta: insanlar, kendi yakınlarının küllerinin Ganj nehrine atıldığında, batmadığını ve uzak yerlere seyahat ettiklerine inanırlar. Bu uzak ve kutsal yerler: Ganj üzerinde bulunan önemli hacı yerleri : Haridwar, Varanasi ve Prayag’dır.
Evet, şehrin hayatında büyük önemi olan nehirde: kıyıdan tekne kiralayarak, gezinti yapabilirsiniz. Bu gezinti sırasında, şehrin silüetinde etkin olan tapınakları görebilirsiniz.
Ganj nehri: Bengal körfezinde deniz ile birleşmeden önce, şehirden çıkışta, kuzeye doğru ilerler ve kollarının arasında, 5 km. lik bir hilal oluşturur.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

MAN MANDİR GAT


Burası, Gatların en kutsalı olan “Manikarnika” nın, güneyindedir. Burada: Caipur Mihracesi Jai Sing’in gözlemevi bulunuyor.

SCİNDİA GAT


Burası: bir kısmı suyun içinde kalan, Şiva tapınağıdır.

PANCHGANGA GAT


Burası: Ganj nehrinin 4 yeraltı kolunun birleştiğine inanılan yerdir. Bu alanda: yıkılan bir Hindu tapınağı üzerinde kurulmuş “Alemgir camisi” hakimdir.

 

KASHİ VİSHWANATH TEMPLE – ALTIN TAPINAĞI


Şehrin en kutsal tapınağıdır. Ancak, buranın merkezine girmek için Hindu olmak gerekiyor, başkalarını sokmuyorlar.
Tapınak: Şiva adına adanmıştır. Hindular için kutsaldır. Her Hindu, hayatında bir kez, hac yapmak için buraya girmeyi bekler. Eğer mümkünse, aynı zamanda burada yakılmak ve küllerinin, atalarının küllerinin döküldüğü Ganj nehrine dökülmesini ister. Milyonlarca Hindu için, inanç merkezidir.
Evet, bu muhteşem tapınak: Ganj nehrinin batı kıyısındadır. Dünyada yaşayan en eski tapınak kentidir. Özellikle, 15.5 metre yüksekliğindeki altın sivri kulesi nedeniyle, tapınak “Golden Temple” olarak da adlandırılır. Aynen, Amritsar şehrindeki, Sih Gurudwara tapınağı gibi.
Tarihi süreç içinde, tapınak birkaç kez yıkılmış ve sonra yeniden inşa edilmiştir. Tapınağa bitişik “Gyanvapi Camisi” bulunmaktadır.

Tapınağa; hediyelik eşya satış dükkanları ve korumaların bulunduğu dar bir sokaktan girilir. Burada: ilk tapınak: 490 yılında yapılmıştır. 1194 yılında ise, bölgedeki diğer tapınaklarla birlikte tahrip edilmiştir. Ancak, daha sonra, tapınak yeniden yapılmış ve 1351 yılında, yeniden yıkılmıştır. 1585 yılında ise, yeniden inşa edilmiştir. 1669 yılında yeniden yıkılan tapınak, Gyanvapi camisinin yanında, bitişik olarak yeniden inşa edilmiştir. Eski tapınağın izleri, caminin arkasındaki alanda görülmektedir.
Mevcut tapınak yapılırken, 1780 yılında, sivri kuleleri ve kubbesinde, çeşitli kişiler tarafından bağışlanan 1000 kg. altın kaplama olarak kullanılmıştır. Bu yüzden “Golden Temple” adı verilmiştir.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

GYANVAPİ CAMİSİ


Babür imparatorları tarafından inşa edilmiştir. Kashi Vishwanath tapınağının orijinal yerinde kurulmuştur. Caminin minareleri: 71 metre yüksekliktedir. Eski tapınağın duvarı, bu caminin duvarının bir parçası olarak kullanılmıştır. Tapınak: 1780 yılında bu caminin yanında yeniden inşa edilmiştir. Tüm bu nedenlerle, yani eski tapınağın üzerine kurulmuş olması nedeniyle, cami, Hinduların hedefi haline gelmiştir. 1991 yılında, hükümet tarafından alınan bir karar ile, tapınak ve cami sitesi, koruma altına alınır.

Hindistan Uttar Pradesh-Varanasi

VARANASİ HİNDU ÜNİVERSİTESİ


Şehirdeki üniversitenin içinde küçük bir müze var. Bu müzede: 16’ncı yüzyıl Gürkanlı minyatürlerinden oluşan, muhteşem güzel bir koleksiyon var, mutlaka görmenizi öneririm.

 

RAMNAGAR FORT


Bu kale: 18’nci yüzyıldan bu yana, Kashi krallarına ev sahipliği yapmıştır. Şehir merkezinden 14 km. uzakta: Ganj nehrinin karşı kıyısındadır.
18’nci yüzyılda, Ramnagar zamanında, kum taşından yapılmıştır. Babür mimarisinin özellikleri olan oyma balkonlar, açık avlu ve pitoresk pavyonlar bulunmaktadır. Sarayın duvarları arasında, büyük bir saat var. Bu saatte: yalnızca yıl, ay, hafta ve gün değil, aynı zamanda: ay, güneş ve takımyıldızlar hakkında, astronomik değerler görülmektedir.
Kalenin içinde bir müze var. Müzede:; el yazması nadir bir koleksiyon ve özellikle dini yazılar görülmektedir. Ayrıca, Babür minyatür tarzının örnekleri bulunan birçok kitap kapakları görülüyor.

 

SANKAT MOCHAN HANUMAN TEMPLE


Şehirdeki kutsal tapınaklardan biridir. Hindu tanrısı Hanuman’a atfen yapılmıştır. Banaras Hindu Üniversitesi kampüsü içindedir.
Mevcut tapınak yapısı: 1900’lü yılların başında, Madan Mohan Malviya Banarak Hindu Üniversitesini kuran, Eğitimci ve özgürlük savaşçısı Pandit tarafından yaptırılmıştır. Tapınak dışında, çok sayıda satıcı bulunuyor. Bunlar: buraya özgü kolye, yüzük, tütsü ve kutsal çiçek satıyorlar. Her Salı ve Cumartesi günlerinde, tapınak önünde, binlerce kişi sıraya girerek, Lord Hanuman için dualarını sunarlar.
7 Mart 2006 tarihinde, buraya bir terörist saldırı düzenlenmiştir.

 

DURGA TAPINAĞI


18’nci yüzyılda yapılmış, şehrin en önemli tapınaklarından birisidir. Tapınağın küçük kulesi: üst üste yerleştirilmiş, tek katlıdır. Maymun tapınağı olarak da bilinir. Bu tapınak: Tanrıça Durga’ya adanmıştır. Tapınak mimarisi, Kuzey Hint usulü şeklindedir. Yapı: hardal sarısı ve kırmızı renge boyanmış, çok katmanlı bir shikhara’ya sahiptir. Ana yapı ise, dikdörtgen planlıdır. Efsaneye göre: Tanrıça Durga: yüzyıllar boyunca bu yerini korumuş ve aynı zamanda Varanasi şehrinin koruyucusu olmuştur. Tapınak alanında, çok sayıda maymun var. Bu yüzden, Maymun Tapınağı da denilir.

 

TULSİ MANAS TAPINAĞI


1964 yılında, bir hayırsever aile tarafından beyaz mermerden inşa edilmiştir. Lord Rama adına adanmıştır. Şehrin en ünlü tapınaklarından birisidir. Aynı zamanda, kutsal şehrin önemli bir turizm merkezidir. Tapınak: Durga tapınağı yakınındadır. Tapınağın çevresinde, muhteşem bir peyzaj görülmektedir. Tapınağın duvarlarında, Hintçe ayetler ve resimler bulunmaktadır.

BHARAT KALA BHAVAN-ARKEOLOJİ MÜZESİ


Müze binası, 1910 tarihinde tamamlanmıştır. Müzede, bulunan 5 galeride: MÖ.3’ncü yüzyılda Sarnath antik bölgesinde bulunan eserler yanında, MS.12’nci yüzyıla kadar uzanan döneme ait buluntular sergilenmektedir.
Bunların başlıcaları: Hindu ve Budist heykellerdir.

JANTAR MANTAR


Burası, bir gözlemevidir. Jai Singh tarafından, 1737 yılında inşa edilmiştir. Bu şahıs özellikle tam bir astronomi tutkunuydu. Bu gözlemevini yaptırmadan önce, kendi bilim adamlarını yurtdışına göndererek, yabancı gözlemevlerini incelettirdi. Gidenler, birçok astronomi kılavuzu ile geri döndüler ve Jantar Mantar inşa edildi.
Aslında, burası, yerel saati ölçmek için inşa edilmiştir. Güneşteki sapmalar, yıldızlar, gezegenler ve bunların hareketleri, hızları ve özellikleri incelenmiştir. Bu incelemeler için: birkaç duvar aleti bulundurulmaktadır ki bu aletler günümüzde de kullanılabilmektedir.

 

Hindistan Pencap-Amritsar

Hindistan Pencap-Amritsar

Şehir, Pencap eyaletinin bir şehridir. Eyaletin başkenti olan Chandigarh şehrine, 217 km. ve Lahor şehrine 32 km. uzaklıktadır. Burada, hızlı bir kentleşme ve büyüme görülmektedir. Burası, aynı zamanda bölge için bir eğitim merkezi görevini görür. Mühendislikten sanata, pek çok eğitim kurumu bulunmaktadır. Aynı zamanda, el değmemiş doğası, buraya ayrı bir önem kazandırmaktadır.

Hindistan Pencap-Amritsar

Diğer isimleri: Ramdaspur ve Guru ki Nagri’dir.

Şehrin en önemli özelliği, Sihlerin en kutsal yeri olan “Altın Mabet” in burada bulunmasıdır. Her Sih, hayatı boyunca, burayı, en az bir kere ziyaret etmeyi düşünür.

Şehirde, yarı kurak iklim hüküm sürmektedir. Temmuz-Eylül döneminde, muson sezonu başlar. En düşük sıcaklık, Ocak ayında görülür. En yüksek sıcaklık ise, Mayıs ayındadır. Yaz aylarındaki sıcaklık ortalaması: 30-46 derece, kış aylarındaki sıcaklık ortalaması: 0-17 derece arasındadır.

Bölgedeki insanların, % 90’ı Sih ve % 10’u Hindu’dur.

Yurt dışından şehre ulaşmak için: Sri Guru Ram Dass Jee Uluslararası Havaalanı kullanılmaktadır. Delhi ve Amritsar arasında, doğrudan bağlantılı tren yolu bulunmakta olup, yaklaşık 8-10 saat yolculuk yapmak gerekmektedir. İki şehir arasındaki otobüsler ise, her 2 saatte bir hareket ederler.

Hindistan Pencap-Amritsar

Hindistan Pencap-Amritsar

Hindistan Pencap-Amritsar

HARMANDİR SAHİB – GOLDEN TEMPLE – ALTIN MABED

Şehrin merkezindedir. Amitsar şehrinin isminin kelime anlamı: tapınak kompleksini çevreleyen gölden gelmekte olup “nefis nektar havuzu” anlamındadır. Hatta, kelimenin kökeni olan “Amrit” kelimesi: “tanrıların bir içkisi, ruhsal aydınlanma, büyülü bir madde” olarak açıklanır.

Tapınağın kapıları, herkese açıktır. Bu yüzden: ülkeye gelen her ziyaretçi, mutlaka burayı, bu güzelliği ziyaret ederler. Ancak ziyaret için mutlaka günün erken saatlerini ya da günbatımını tercih etmelisiniz. Çünkü: tapınağın görüntüsü, hemen önde bulunan “Amrit Sarovar” yani “Ölümsüzlük Havuzu” na yansımaktadır.

Hindistan Pencap-Amritsar

Tapınak sitesi, ilk önce, 1574 yılında, bir orman içinde, küçük bir göl ile çevrili alanda inşa edilmiştir. Yani, ormanın ortasında küçük bir göl ve site, eski çağlardan beri göçebe bilgeler için bir meditasyon sığınağı olmuştur. Buraya, 1000 yıl önce, Buda’nın da uğradığı söyleniyor. Ancak: Sih dininin kurucusu Guru Nanak (1469-1539) dır. Guru Nanak’ın ölümünden sonra, onun ardılları, siteyi ayakta tutmaya devam ettiler ve yüzyıllar boyunca Sih’ler için, burası, birincil kutsal türbe oldu. Dördüncü Sih Guru (Ram Dass, 1574-1581) döneminde, göl genişledi.

Beşinci Guru (Arjan, 1581-1606) zamanında ise

Tam teşekküllü bir tapınak inşa edilmesine karar verildi. Tapınağın ilk taşı: 1588 yılı sonunda, Gurunun yakın arkadaşı, Müslüman Sufi Aziz Lahore tarafından konuldu ve 1604 yılında tapınak tamamlandı. 1600-1700 yılları arasında, tapınak, Altıncı Sih Guru tarafından, Müslüman ordularına karşı bir savunma yeri olarak kullanıldı. Bu dönemden sonra ise, tapınak, Müslüman orduları tarafından birkaç kez yıkıldı ve her seferinde Sihler tarafından daha güzel olarak yeniden inşa edildi. 1767 yılından itibaren ise, Sihler, askeri güçlerini oluşturdular ve tapınağa yapılan saldırıları püskürtmeye başladılar. Böylece: Tapınak bölgesinde, karşılıklı çatışmalar bitti ve barış geldi.

Evet, tapınağın çevresinde, büyük bir göl var. Aslında bir havuz da denilebilir. Bu havuzun merkezinde yükselen ana tapınağa, uzun bir geçit ile yaklaşılıyor. Bu geçidin uzunluğu 202 metre ve genişliği 21 metredir. Bu köprü, 13 metre genişliğinde, Pardakshna denilen bir yol ile tapınağa bağlanır.

Hindistan Pencap-Amritsar

Hindistan Pencap-Amritsar

Mimari de ise, Hindu ve Müslüman sanatsal stillerinin etkileri görülüyor. Özellikle: Maharaja Ranfit Singh (1780-1839) döneminde: tapınak, zengin mermer heykeller, altın yaldız ve büyük miktarda, değerli taşlarla süslendi.

Sığınak içinde, bir mücevher çivili platform üzerinde, Sihlerin kutsal kitabı olan “Adi Grantha” bulunuyor. Bu kutsal kitap içinde: Sih guruları, Müslüman ve Hindu azizleri tarafından bestelenmiş şiirler, dualar ve ilahilerden oluşan bir koleksiyon var.

Tapınakta

Sabahın erken saatlerinden başlanarak, güneşin batışına kadar olan sürede: bu ilahiler, zarif bir şekilde, flüt-davul-telli çalgılar eşliğinde okunuyor. Hatta: göl de yankılanıyor ve bu büyülü müzik, havuz ve tapınağı çevreleyen mermer bölümde, yavaş yavaş dolaşan hacılar içinde, transa girmelerine neden oluyor. Hacılar, tapınak kompleksi içindeki yurtlar ve yemekhanelerden, ırk-din-cinsiyet farkı gözetilmeden yararlanıyorlar.

Ana tapınak: 52 metre boyutlarındaki, kare bir platform üzerindedir. Teknik olarak 3 katlıdır. Birinci katın tavan yüksekliği: 26 metredir.

Hindistan Pencap-Amritsar

Alt kısımları mermer, üst kısımları ise tamamen altın yaldızlı bakır plakalar ile kaplanmıştır. Yani: tavan ve kubbeler, tamamen saf altın varaklarla süslenmiştir.

Tavanı

Nilüfer şeklindedir. Kubbe: ters lotus çiçeği şeklinde, metal motiflidir. Tapınağın 4 girişi vardır. Kapı bölmeleri, sanatsal şekilde dekore edilmiştir. Tapınak kompleksi içinde: Sih guruları, aziz ve şehitlerine ait birçok türbe bulunmaktadır. Tapınağın içinde: geçmişte, Sih tarihsel olayları, aziz şehitlerin anısına ve I ve II’nci Dünya Savaşlarında mücadele ederken ölen Sih askerlerinin hatıra yazıtlarını içeren birçok anıt plaka bulunmaktadır.

Birinci katta: Şiş Mahal (aynalı oda) denilen küçük bir köşk var. Buranın tavan ve duvarları, aynalar kakma parçalar ile süslenmiştir. Yukarıda, başka bir küçük köşk daha var. Pavyonlar, zarif duvar resimleriyle bezenmiştir. Bunun dışında, basitlik vurgulanmaktadır.

Tapınağın geçidinin diğer ucunda ise “Akal Takht” bulunmaktadır. Bu, kelimenin tam anlamıyla “sonsuz taht” demektir. Tapınağın karşısındaki binada bulunmaktadır. Tapınak manevi rehberlik için bulunuyor iken, Akal Takht; adalet dağıtmak için bulunmaktadır. Gün boyunca tapınakta kalan Guru’lar, geceleri “Akal Takht” bölümünde kalırlar. Geleneksel olarak, tüm Sih savaşçıları, savaşa gitmeden önce, burada kutsanırlar.

Tapınağın tarihi geçmişinde

Kanlı olaylar da var. 1980’li yıllarda, Sihler, bağımsızlık için mücadeleye giriştiklerinde, Sih militanlar ve Hint ordusu askerleri arasında burada kanlı çatışmalar yaşanır. İki kuşatmanın ardından çıkan çatışmalarda, binlerce kişi hayatını kaybeder. Hatta: Tapınağa saldırı emrini veren İndira Gandhi, daha sonraki dönemde Sihli bir koruması tarafından öldürülür. Ancak: bu kanlı çatışmalar, ilk değildir. 1919 yılında, İngiliz askerleri, Callianvalla Bağ bahçelerinde, göstericilerin üzerine ateş açarak, 1500 kişinin ölümüne neden olmuşlardır. Altın Mabedin hemen yanındaki anıt ve şehitler galerisi, bu vahşeti anımsatmak için yapılmıştır. Zaten Sihlerin bağımsızlık düşüncelerinin kaynağında da, bu olay yatmaktadır.

Tüm Sih tapınakları gibi, burası da, din-renk-inanç-cinsiyet ayırımı olmadan, tüm kişilere açıktır. Ancak, buraya girip gezmek isterseniz, yine de bazı kısıtlamalar var. Bu kısıtlamalar şunlardır: tesislere girdikten sonra, sağlanan su ile, küçük bir havuzda ayakları yıkamak, tapınakta iken: et yememek, alkol-sigara ve diğer ilaçlardan uzak durmak, saygının bir işareti olarak başın örtülmesi, ayakkabıların çıkarılması gerekir.

Evet, tapınak gerçekten muhteşem. Su içinde parıldayan altın kubbesi, harika bir görüntü sunuyor. Hatta: bir dua veya kutsal kitap önünde diz çökmüş, binlerce insan görebiliyorsunuz. Bu insanlar, aynı zamanda tapınağın çevresindeki havuzda bulunduğuna inandıkları “kutsal suya” dokunurlar ve hatta alınlarına sürerler. Ayrıca: bu insanların, ortak bir yemeği paylaştıkları, büyük bir salon görülüyor. Tüm bu faaliyetler sırasında, yukarıda sözünü ettiğim gibi, rahatlatıcı bir müzik duyuluyor.

Burayı ziyaret ettiğinizde

Altın tapınak çevresinde, kısa bir yürüyüş yapın ve diğer birçok Guru’nun takip ettiği ve yürüdüğü yolları ziyaret edin. Burada, bir çok Guru şehidinin türbesi de bulunuyor.

Burayı ilk kez ziyaret edenler için: ziyarete bilgi ofisinden başlamanız ve ardından, ana giriş ve saat kulesi yakınındaki, Sih Müzesini gezerek ilerlemeniz önerilir.

Burada, aynı zamanda, her yıl Nisan ayında, önemli bir festival düzenlenmektedir. Sihler, bu günü, çeşitli kutlamalar ile geçirirler.

JALİANWALA BAGH

Bu bir anıttır. Altın tapınağın, 400 metre kuzeyindedir.

Hindistan bağımsızlık çatışmalarında, Amritsar şehri önemli bir rol oynamıştır. Hindistan ülkesinin en kanlı çatışmaları burada yaşanmıştır.
İngiliz general Dyer: 1919 yılında il valisi olur. 13 Nisan 1919 tarihinde ise, ekonomik sıkıntılara karşı Hintlilerin, her türlü toplantı ve gösteri yapmaları yasaklanır.

Bu sırada, Sih hacılar: Baisakhi festivalini kutlamak üzere, Amritsar şehrine gelirler. Festivalin yapıldığı yere erişim için: her tarafı yüksek duvarlarla çevrili, dar bir sokak geçmek gerekmektedir. General Dyer: Sih hacılar tam bu sokaktan geçerken, kendi adamlarına, tamamen kendi kişisel görüşü nedeniyle, herhangi bir uyarı olmadan, ateş açmaları emrini verir. Dolayısı ile, tamamen savunmasız ve silahsız yüzlerce insanın üzerine gelişigüzel açılan bu ateş sonucu, 379 ölüm ve 1200’den fazla yaralanma olur. Mermilerden kaçmaya çalışan insanların büyük bölümü de boğularak ölmüştür.

Bu katliam: bütün ülke genelinde, büyük bir infiale yol açmış ve özgürlük hareketleri ülke genelinde yaygınlaşmıştır. Gandhi, büyük bir grev çağrısında bulunur ve bu olay, Hindistan bağımsızlık mücadelesinin önemli bir kilometre taşı olarak tarihte yerini alır.
Günümüzde, bu olayın yaşandığı yerde, küçük ve keyifli bir park ve bahçe bulunuyor. Parkın içinde, dar bir yol yok. Girişte, tarihi olayı anlatan bir levha görülüyor. Kuzey taraftaki duvar, kurşun deliklerinin gösterilmesi için günümüze kadar muhafaza edilmiştir. İnsanların büyük kısmının öldüğü doğu ucunda, olanların anısına yapılmış bir anıt görülüyor.

RAM BAGH

Şehrin yeni bölümünde bulunan burası, bir bahçedir. Şehrin kurucusu Guru Ram Das onuruna yapılmıştır.
Burada: Sih Maharaja Ranjit Singh (1780-1839) tarafından yaptırılmış: 1 yazlık saray ve 1 müze bulunuyor.
Müze; Çarşamba günleri kapalıdır ve içinde, Babür ve Pencap kültür eserleri ve yönetici evlerinden toplanmış portreler, silahlar, minyatürler, sikkeler sergileniyor. Park içinde, ayrıca: Maharaja Ranjit’in, at üzerinde bir heykeli bulunuyor.
Saray yani yazlık ev ise: güzel bahçesin ortasındadır.

KHALSA KOLLEJİ VE GURU NANAK ÜNİVERSİTESİ

Khalsa kolejli: 1892 yılında kurulmuştur. Yapı: tipik Sih mimarisini yansıtmaktadır. Buradan mezun olan seçkinler arasında: önemli sporcular, askerler, yöneticiler bulunmaktadır. Bu bölgenin topraklarının bir kısmında ise, Guru Nanak Üniversitesi kurulmuştur.

Hindistan Pencap-Amritsar

DURGİANA TAPINAĞI

Lohgarh kapısı dışındadır.
Burası, Altın tapınaktan sonra inşa edilmiştir. Buranın özelliği: tüm ülkenin Hindu kutsal bilgeleri ve akademisyenleri burayı ziyaret ederler.

ŞEHİR DIŞINDAKİ GEZİLECEK YERLER

Amitsar şehrine birkaç saat uzaklığındaki yerlerde: Sih dini sitelerini ziyaret edebilirsiniz. Bu ziyaretiniz sırasında, yemyeşil çeltik tarlalarını, küçük köyleri ve bölgenin çiftçilerini görebilirsiniz.