İskenderun ve Hatay yöresine giderken, hemen Dörtyol’un yanından geçiliyor. Dörtyol ilçesinin en önemli özelliği, Kurtuluş Mücadelesinde işgalci düşmana karşı ilk kurşun’un burada atılması ve ilk direniş örgütünün yine burada kurulmuş olmasıdır.
ULAŞIM:
İlçe merkezi, E-91 karayoluna, 3 km. uzaklıktadır. Karayoluna paralel olarak demiryolu da geçmektedir. Antakya il merkezine 25 km ve İskenderun’a 30 km uzaklıktadır.
TARİHİ:
Yörenin tarihi incelenirken en büyük etken, MÖ 5 binli yıllardan MS 50’li yıllara kadar üzerinde yerleşim bulunan Kinet höyüktür. MÖ 333 yılında, Büyük İskender, Pers kralı Darius’u İsos savaşında İsos ovasında yenmiştir.
1338 yılında Memlükler, Çukurova’yı fetih ettikten sonra Türkmen boyları, Özerli ve Ocaklı mahallelerine yerleşmiştir. 1909 yılında, Dörtyol, Cebel-i Bereket Sancağına bağlı bir kaza merkezi olur.
Dörtyol adına ilk kez, 1870 yılındaki tapu kayıtlarında, Payas kazasının bir mevkii olarak rastlanılmaktadır. 1910 yılından itibaren, Dörtyol kazasının ismi “Ümraniye” olarak değiştirilir. 1912 yılında ise, buraya yine “Dörtyol” ismi verilir.
11 Eylül 1918 tarihinde, Dörtyol işgal edilir. Ancak Milli Mücadelede, ilk kurşun burada 19 Aralık 1918 tarihinde Karakese köyünde Özerlili Hoca Ömer oğlu Mehmet Çavuş tarafından atılır.
Bu olaydan birkaç gün sonra, Kara Hasan Paşa tarafından Milli Mücadelenin ilk Kuvay-i Milliye örgütü, burada kurulmuştur. 9 Ocak 1922 tarihinde işgal biter. 7 Temmuz 1939 tarihinde, Seyhan’a bağlı olan Dörtyol, Hatay’ın Anavatan’a katılmasıyla Hatay’a bağlanmıştır.
GENEL:
Bölgenin iklimi: yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yani, tipik Akdeniz iklimi hüküm sürüyor. Bu yöre: yurdumuzda, Rize’den sonra, en fazla yağış alan merkezlerdendir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 70 metredir.
İlçe sınırları içinde: petrol boru hattı ve gaz dolum tesisleri bulunuyor. Yörede: yoğun olarak tarım yapıldığından, ilçe dışından yoğun şekilde, mevsimlik işçi gelmektedir. Tarıma elverişli arazilerde: hububat, narenciye, sebze ve endüstriyel bitkiler yetiştirilmektedir.
İlçede yaşayanların ekonomik düzeylerinin temelinde: narenciye üretimi, özellikle mandalina ve portakal gelmektedir. Sebze ve meyve çiftçiliğide yapılmaktadır. Payas çevresindeki fabrikalar ve işletmeler, halkın geçim kaynaklarıdır.
NE YENİR-NE İÇİLİR:
Dörtyol’un yöresel yemekleri: içli köfte, mantı, zeytinyağlı sarma, muhacir ekmeği ve sıkma.
ATATÜRK VE DÖRTYOL:
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 14 Ocak 1925, 16 Mayıs 1926 ve 15 Şubat 1931 tarihlerinde olmak üzere, Dörtyol ilçesine 3 kere gelmiştir.
İLK KURŞUN KÜLTÜR SANAT VE TURUNÇGİL FESTİVALİ:
Her yıl kış yaklaşırken 19-22 Aralık (çünkü ilk kurşun 19 Aralık tarihinde atılmıştır.) tarihlerinde ilçede festival düzenlenmektedir. 3-4 gün süren bu festivalde: hem turunçgil ürünlerinin tanıtımı, hem de kültür sanat alanındaki faaliyetleri halkla paylaşılmaktadır. Festival, Çaylı caddesi Atatürk Parkı önünden kortej yürüyüşü ile başlar.
DENİZ:
İlçe deniz turizmi açısından, bölgenin en önemli merkezlerinden birisidir. Burada denize girilecek yerler: Metalurji limanı kuzeyi boyunca dizilidir. Öğme İş Yazlık Sitesi önü, Dörttaş sitesi, Dörtyol Yeşilköy izcilik kampı, Yeniyurt Halk Plajı ve Seçil tatil sitesi önünde denize girilmektedir. Ayrıca, biraz daha kuzeyde Sarı Su mevkii ve Erzin Burnaz Plajı bölgesi de yüzmek için uygundur.
GEZİLECEK YERLER:
İLK KURŞUN ANITI:
11 Aralık 1918 tarihinde Dörtyol’u işgal eden Fransızlar, bu işgalde 400 Ermeni’den oluşan bir Fransız Taburunu kullanmışlardır. Fransızlar, Ermenilere Fransız askeri üniforması giydirirler. Bunlar, işgalin hemen ardından, bölgede terör estirmeye başlarlar.
Kısa zamanda, Dörtyol ve çevresine 12 bin Ermeni yerleştirilir. Bunlar Dörtyol çevresindeki köylere baskın düzenlerler. Bunlar olurken, Dörtyol’a bağlı Özerli köyünden Hacı Hüseyin Oğullarından, Emin Hoca ve üç kişilik heyet bölgenin İngiliz Komutanlığına müracaat ederler.
Ancak bir süre sonra Fransızlar ve Ermeniler Özerli köyüne saldırırlar ve Muhtar ile birlikte ihtiyar heyetinde olanları öldürürler. Bunun üzerine bu yapılanlara katlanamayan Ömer Hoca Oğlu Mehmet Çavuş (Mehmet Kara) Karakese köyüne geçerler.
Bunun üzerine, Ermeniler ve Fransızlar Karakese köyüne taarruza geçerler, Fransız ve Ermenilere karşı köylüler taştan barikat kurarak yolu kapatırlar ve silahla ateş açarak karşı koyarlar.
İlk kurşunu sıkan ve ateş emrini veren, Ömer Hocaoğlu Mehmet Çavuş’tur. Bu karşılık üzerine Fransızlar geri çekilirler. (19 Aralık 1918) Evet, ülkenin işgali sırasında, düşmana ilk kurşun burada atılmıştır.
Takip eden süreçte, Kara Hasan, Fransızlardan kardeşinin intikamını almak için Kuzuculu köyünde bir teşkilat kurarak direnişe geçer. Mal ve hayvanlarını satarak silah satın alan yöre halkı da Kara Hasan’a katılır.
Böylece, zamanla sayısı 300-400 kişiye varan bir milli teşkilat ortaya çıkar. Kara Hasan Paşa ve çetesi, Türkiye’de işgal güçlerine karşı milli direnişi ilk başlatan teşkilat olarak bilinir.
Tüm bunlar için, yani düşmana atılan ilk kurşun ve düşman işgaline karşı kurulan en büyük Kuvay-i Milliye Teşkilatı için, Dörtyol yöresinde, 9 Ocak 1994 tarihinde bu anıt açılmıştır.
İLK KURŞUN MÜZESİ VE ATATÜRK EVİ:
İlçe merkezinde Özerli Mahallesinde, Kurtuluş savaşının anısını yaşatmak üzere, 9 Ocak 2014 tarihinde açılmıştır. Müze 3 kattır.
Müzede balmumu materyaller kullanılarak hazırlanmış heykeller (Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Selim Çavuş, Hacı Emin Hoca, Mustafa Deliağa, Çifte tabancalı Müftü, Mehmet Kara, Karahasan Paşa), tarihi resim ve tablolar, istiklal madalyaları, resmi belgeler, Milli Mücadelede Türk kadınının resimleri, Kamalar, tarihi kılıçlar, hançerler, süngüler, silahlar sergileniyor.
KIRIK KÖPRÜ:
Deliçay (Pinaros) çayı üzerindedir. Yeşilköy mevkiinde, deniz kenarında, gaz dolum tesislerinin yanındadır. Deliçay, Amanos dağlarından doğar ve Dörtyol istasyonunun 2 km kuzeyinden denize dökülür.
Köprü üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Köprü muhtemelen Roma döneminden kalma, 6-8’nci yüzyılda yapılmıştır. Köprünün ismi “Roma köprüsü” dür ancak köprünün birçok yeri sökülüp yok olduğu ve koptuğu için halk arasında “Kırık köprü” olarak isimlendirilir.
Köprünün uzunluğu 64 metre, yüksekliği 2.70 metre ve genişliği 2.25 metredir. Köprünün yapıldığında beş kemerli olduğu ancak bir kemerinin yıkıldığı anlaşılmıştır.
1993 yılında, Nehir yatağının yükselmesi nedeniyle, köprünün kuzeybatı ucundan, orta kısmına doğru kazı gerçekleştirilmiştir.
Yapılan kazıdan anlaşıldığına göre: köprü ayakları, kesilmiş düzgün dikdörtgen taşlardan yapılmıştır.
Kemer kısımları çevrede bulunan sivri ve yamuk taşlardan yapılmıştır. Kemer kısımlarında tahripler oluşmuştur.
MANCINIK KALESİ:
İlçe merkezine bağlı, Konaklı (Rabat) köyünden yaklaşık 6 km uzaklıkta Amanos dağları üzerindedir. Eski Roma yolu üstündedir. Kaleye, ana yoldan ayrılan bir patika ile ulaşılır. Yani, buraya sadece yürüyerek gitmek mümkündür.
Kalenin kitabesinde “Bu kale 1290 yılında Ermeni kralı Hethum tarafından tamamlanmıştır” yazılıdır. Kale, Amanos dağları üstünde 700 metre yükseklikte, hakim bir tepede kayalıklar üzerindedir. Bu yüzden, kaleden Akdeniz ve Dörtyol ovaları görülebilmektedir.
Zaten yapılış amacı: Dörtyol limanı gözetlemektir. Kale, 1290 yılında, Dörtyol-Payas arasında büyük bir manastır olarak da kullanılmıştır.
Çevresi uçurumlarla ve sarp kayalıklarla kaplıdır. Ancak kale günümüzde tamamen sahipsiz bırakılmış, çevresi makilerle kaplıdır. Kalenin girişi kuzeydendir.
Giriş kısmında bulunan ve dönemin önemli bilgilerini içinde barındıran yazıtların bulunduğu taşlara da define avcıları tarafından zarar verilmiştir. Burada define avcıları yöreyi aşırı şekilde tahrip etmişlerdir.
Çünkü, burası daha önce Ermenilerin yaşadığı bir yer olarak biliniyor. Define avcıları o kadar ileri gitmişler ki, kalede dinamit patlatıyorlarmış, elbette kale büyük hasar görüyor.
Günümüzde kalenin içinde: kale odaları, merdivenler, sarnıçlar, kale burçları ve ok atmaya yarayan mazgal pencereleri, mahkum odaları ve tuvaletler bulunmaktadır.
KİNET HÖYÜK (BİR KUZEYDOĞU AKDENİZ LİMANI):
İlçe merkezine bağlı Yeşilköy mahallesinde, denize 500 metre mesafededir.
Burası: antik dönemde, doğu Kilikya (Kizzuwatna-Çukurova’nın antik dönemdeki ismidir) bölgesindeki en büyük yerleşimdir. Bu bölgede bulunan İsos (Hititçe İzziya) ovasında, MÖ 333 yılında, Büyük İskender, Pers kralı Darius’u yenmiştir.
Kinet höyükte 5000 yıldır yerleşim olduğu düşünülmektedir. Çünkü 26 metre yükseklikteki höyükte, 20 yerleşme katı bulunmuştur. Bu yerleşmeler: Erken Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na kadar uzanır. Höyüğün kuzeyinde alçak arazide bir antik kent kalıntıları bulunmaktadır.
Antik dönemde, Kinet yerleşimi, geçimini sahip olduğu iki limandan sağlamaktaydı. Kuzeyinde doğal bir koy vardı. Güneyinde ise, bugün 2.5 km öteye kaymış olan Deliçay ırmağının ağzı bulunuyordu.
Böylece, bir nehrin halicinin kuzey kıyısında, korunaklı bir liman olarak önemini uzun yıllar sürdürmüştür.
ÇÖKEK YAYLASI:
İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır. Yol stabilizedir.
Yaylada ahşap yayla mimarisine ve yer yer betonarme evlere rastlanır. Dörtyol halkı, buraya yaz aylarında ilgi gösterir. Temiz havası, bol suları bulunan bu yaylada, kamp kurmak, piknik yapmak ve orman içinde treckging yürüyüşleri yapmak mümkündür.
Ancak kamp yapmak isteyenlerin bütün ihtiyaçlarını yanlarında götürmeleri gerekir.
TOPAKTAŞ YAYLASI:
İlçe merkezine 18 km uzaklıktadır. Bu yolun 14 km orman alanı ve 8 km tırmanma şeklindedir. Yaylada rakım 1180 ile 1360 metre arasındadır. Yayla yaz döneminde oldukça kalabalık, ormanlık alan içerisinde bir yerleşim yeri, çok katlı binalar yapılmış.
Manzara oldukça güzel. Ağaçlarla evler birbirine karışmış durumdadır. Orman ile iç içe olan yaylada kamp kurmak, piknik yapmak ve yürüyüş yapmak mümkündür.
Hatay şehir merkezi gezi ve tanıtım yazısı için.
İskenderun gezi ve tanıtım yazısı için.
Hassa gezi ve tanıtım yazısı için.