Ulus semtinde Ulucanlar caddesinde, Mimar Sinan meydanındadır.
Giriş kapısı üzerindeki yazıtta, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1566 yılında, Anadolu Beyliği yapan, Cenabi Ahmet Paşa tarafından, Mimar Sinan’a yaptırıldığı yazılıdır. Klasik Osmanlı mimarisinin, Ankara’daki tek temsilcisidir.
Caminin pencereleri üzerindeki yazıtta: 1883 yılında, Abdülaziz Zadeeseyit El-Hac Ahmet ve 1887 yılında da, Ankara Valisi Ağabettin Paşa (1843-1908) tarafından, caminin onarımının yaptırıldığı yazılıdır.
Osmanlı mimarisinin, Ankara’da bulunan örneklerinden biridir. Ankara’nın en eski camilerinden biridir. 13.9 x 13.9 metre ebatlarında ve kare planlıdır. İbadet mekanı: merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Ankara’nın kesme taşından yapılmıştır. Son cemaat yeri: üç mermer sütunun taşıdığı, üç kubbe ile örtülüdür. Bunlardan, ortadaki kubbe: Osmanlı mimarisinde görüldüğü gibi, diğerlerinden daha yüksek ve geniştir.
Caminin giriş kapısı, beyaz mermer ve somakinlerin oluşturduğu stelaktitli bir bezeme ile süslenmiştir. İbadet mekanı, üç sıra halindeki, 32 pencere ile aydınlanır. Minber ve mihrap oldukça sadedir. Kubbenin iç kısmı ve etekleri, kalem işleriyle bezenmiştir.
Klasik Osmanlı mimarisinin tek kubbeli camilerinden olan, Cenabi Ahmet Paşa Cami’nin tamamı: kesme taştan yapılmıştır. Plan şemasında ve mekan konstrüksiyonunda, Sinan’ın cami mimarisine ve bilhassa tek kubbeli camilere getirdiği bir takım yenilikler gösterir. Meyilli bir arazi üzerine yapılmış olan eserin, kıble cephesi, kuzey cephe irtifatına göre daha fazladır.
Kuzey cephesindeki 4 mermer sütunlu ve 3 kubbeli son cemaat yeri, zeminden yüksekte olup, 3 büyük sivri kemerlidir. Mermer sütunlar üzerindeki sütun başlıkları, klasik Osmanlı sütun başlıkları halinde olup, büyük sivri kemerler, renkli taştan yapılarak, caminin cephe görüşü zenginleştirilmiştir.
Son cemaat yerinin orta kubbesi yanlardakilerden biraz daha geniş ve yüksektir. Sütunlar üzerindeki başlıklar, gergi demirleriyle birbirine bağlanmıştır. Orta kubbe, esas genişliğinden biraz daha az olduğundan, kubbe eteğinde kalan boşluklar, baklavalarla süslenmiştir. Yanlardaki küçük kubbelerin intikalleri ise pandantiflidir.
Son cemaat yerinin, orta bölümüne açılan, cümle kapısı, birbirine geçmiş geometrik şekillerle süslü taş bördürle çevrilmekte ve bir sıra palmetle nihayetlendirilmektedir. Portal nişinin iki yanını, 5 kenarlı ve üzerleri mukarnaslı iki yan niş süsler. Yay kemerli kapı üzerinde, Caminin 973. H. tarihli kitabesi var.
Portal nişinin üzeri, zengin stalaktifli olup, üstte sarkıt şeklinde 2 püskülle süslenmiştir. Kapının iki yanında, son cemaat yerine açılan, silmeli iki dikdörtgen pencere bulunuyor. Bu pencerelerin üzerleri, sivri kemer alınlıklı olup, pencereler arasına son cemaat yerinin mihrabiyeleri yerleştirilmiş.
İki kademe halinde yükselen, kesme taştan yapılmış beden duvarları üzerinde, pencereler sivri kemer alınlıklıdır.
Beden duvarları üzerindeki pencereler, doğu ve batı cephelerde, birinci sırada 5, kuzey ve güneyde 2’şerden 4 adettir. İkinci ve üçüncü sırada ise, kemerli ve içeri alçı şebekeli pencereler yer almaktadır.
Kare yılanın üzerinde yükselen kalın taş duvarlardan içte, köşelerdeki büyük tamponlarla kasnağa geçirilmekte olup, trompların içleri, tepe noktasında birleşen yivlerle donatılmıştır. Beden duvarları, trompları altında pahlı bir sitem, bütün kenarları dolaşır.
Kasnak altında, 8 küçük pandantiflerin üzerini çenber şeklinde ikinci bir silme çevirmektedir. Kubbe eteğinde küçük bir galeri yer almakta, kubbenin uzantısı şeklinde görülen kubbe kasnağında içleri alçı şebekeli ve renkli camlı 16 penceresi bulunmaktadır.
Kıble duvarı ortasında, beden duvarlarından hafif çıkıntı teşkil eden mihrabı, çok sade ve beyaz mermerden yapılmıştır. 5 kenarlı mihrap nişinin kademeli olarak daralmakta ve stalaktitlerle, niş köşe dolguları iki küçük rozetle süslenmektedir. Mihrap nişinin çevresi, iki sıra sade bordürle çevrilmekte ve mihrabın üst kenarında: bir sıra palmet yer almaktadır.
Mihrabın sağında, gene beyaz mermerden yapılmış minber bulunmaktadır. Mücessemliği yanında, Sinan’ın birçok eserinde görülen sadeliği ilk anda dikkati çekmektedir. Mutena bir sanat anlayışı içinde, kenar profillerden başka hiçbir dekoratif unsur göstermeyen minberin merdiven altı üçgen panosunun alt kısmı; küçük dikdörtgenler içine alınmış, 4 tane kırık sivri kemerli açıklıklarla ayrı bir güzellik kazandırılmış ve yeknesak görünüş yok edilmiştir. Hutbe yeri altında, iki açıklık bırakılmış olup, bunlardan alttaki sivri kemerli ve geçit teşkil etmekte, üstteki ise kırık sivri kemerli ve tezyini mahiyettedir.
Caminin kuzeybatı köşesinde, mermer sütunlu ve iki kat halinde teşkil olunmuş, müezzin mahfilinin, ikinci katının kenar korkulukları, ajurlu ve geometrik geçmeli olarak yapılmıştır. Caminin içi, alt sıra pencerelerin alınlıkları, ikinci sıra pencerelerin çevresi pandatifler ve kubbenin orta kısmı kalem işleriyle süslenmiştir.
Kubbe ortasında, orta göbekten çıkan ışınsal kollu motifler, kubbe eteğini çeviren bordüre kadar, kubbeyi adeta dilimlere ayırmaktadır. Kubbe eteğinde ve kasnaktaki pencerelerin çevresinde bulunan kalem işlerinde, mercan kırmızısı, lacivert, turuncu, sarı ve pek az yeşil renkler kullanılmıştır. Bu kalem işlerinde, sadece kubbe ortasındakiler orijinal olup, diğerleri sonraki tamirler esnasında yapılmıştır.
Orta göbek içerisinde, iç içe 5 bordür var. En ortadaki kırmızı bir zemin üzerine işlenmiş arabeskler bulunuyor. Bunu takiben, yan yana dizilmiş hatayilerden ikinci bir bordür ve en dışta, örgülü dar bordür, orta göbeği meydana getiriyor. Orta göbeğin çevresinde, uçları palmetli ışınlar, birer pencere atlayarak pencere üzerlerine kadar uzanıyor.
Örgülü küçük madalyonlar ve aralarındaki kartuşların teşkil ettiği ışınlar arası ikişer rozetle süslenmiştir. Caminin kıble yönündeki ikinci sıra pencereleri,renkli camlı altı şebekelerle kapatılmış olup, mihrabın tam üzerinde, yuvarlak bir alçı pencere bulunmaktadır.
TÜRBE: Caminin sol yanındaki küçük hazirede, Cenabi Ahmet Paşa’nın ve 18’nci yüzyıla ait “Azimi Türbesi” bulunmaktadır. Bu türbe de, 1566 yılında, Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır. 1813 ve 1940 yıllarında ise onarımı yapılmıştır.
Sekizgen bir planı olan türbe, Ankara kesme taşından yapılmıştır. Yer yer küfeki taşlardan da yararlanılmıştır. Kubbe, doğrudan doğruya kasnak olmadan, duvarlar üzerine oturtulmuştu. Türbe içinde, yalnızca Cenabi Ahmet Paşa’nın sandukası bulunmaktadır.
MİNARESİ
Son cemaatin, sağ tarafında, kesme taştan tek şerefeli, 16 köşeli minaresi bulunmaktadır. Kuzeybatı köşededir. Üst üste iki kademeli kaidesi ve kaideleri takiben renkli taştan üçgen satıhlara ayrılmış, papuç üzerinde yükselen minare gövdesi, 16 kenarlı olarak yapılmıştır. Beden duvarlarının her iki kademesi de silmelerle nihayetlendirilmektedir.