İtalya Venedik Dorsoduro
Venedik’e ilk kez gelen turistlerin çoğu: Accademia Galerisi veya Santa Maria della Salute Kilisesini ziyaret etmek için bu bölgeyi gezmiş olmalarına rağmen, “Dorsoduro” adını bilenler, oldukça azdır.
San Marco’dan başlayarak: Büyük Kanal’ın her iki cephesini de kapsayan bölgeye “Dorsoduro” bölgesi denir. Doğu sınırına: “Punta della Dogana” ve kuzey sınırına da “Rio Nuovo-Rio Foscari” hakimdir.
Dorsoduro’nun doğu bölümünün Venedik’in en pitoresk bölgesi olduğu söylenebilir. Bu sessiz yerleşim bölgesi: pek çok restoran ve mağazanın yanı sıra, şehrin üç önemli sanat koleksiyonuna da ev sahipliği yapmasıyla ünlüdür. Ayrıca: üniversite de bu bölgededir.
Accademia
Venedik sanatının en güzel koleksiyonuna sahip olan “Galleria dell’Accademia” (Accademia Galerisi): Piazza San Marco ve Dükler Sarayının ardından, en çok ziyaret edilen yerdir.
Aynı anda, en fazla 180 kişinin gezmesine izin verilen müzede: kuyruğun sonunda kalmamak için çabuk olmalısınız.
Koleksiyon: 14 ve 18’nci yüzyıllar arasında yapılmış resimleri kapsar. Resimler: 24 salonda, kronolojik sıraya göre sergilenmektedir. Sergilenen eserleri sınırlı zamanda görmeye çalışmak sonuç vermez.
Her şeyi görmek için, salonları hızlıca gezmek yerine, seçici olmanızı öneririm. Müzeyi gezerken: en çok ilgi çeken resimlerle ilgili, aşağıda vereceğim kısa bilgilerden yararlanabilirsiniz.
2.Salon: Carpaccio’nun çarpıcı “Onbin Şehidin Çarmıha Gerilişi” görülmeye değerdir.
4.Salon: Mantegna’nın “Aziz George” adlı eserinin yanı sıra, Givanni Bellini ve Gigorgione’nin eserleri sergileniyor.
5.Salon: Galerideki en ünlü eser olan Giorgione’nin “Fırtına”sı ve “Yaşlı bir kadının portresi” var.
10.Salon: Veronese’nin “Levilerin Evinde Şenlik” adlı eseri var. Veronese, aslında İsa’nın son yemeğini resmetmiştir ve eserin asıl adı Son Yemektir.
Kilise yetkilileri: resmi, saygısızlık olarak nitelendirmiş ve değiştirilmesini emretmiştir.
Ama ressam; eserin adını değiştirmekle yetinmiştir. Jacopo Tintoretto’nun göz kamaştırıcı “Aziz Marcos” resimleri de buradadır.
Özellikle: “Aziz Marcos’un Kalıtlarının Kaçırılışı” dikkat çekicidir. Tiziano’nun kendi mezarı için tasarladığı “Pieta” çalışması da bu salondadır.
11. Salon: Varonese ile Tintoretto’nun başyapıtları ve Tiepolo’nun “Europa’nın Kaçırılışı” gibi değerli sanat eserleri sergileniyor.
17.Salon: Accademia’daki tek Canaletto resmi, burada sergileniyor.
20.Salon: Her biri, bir duvarı kaplayan dört resim sergilenir ve bu salon Accademia’nın en çekici salonudur.
Gentile Bellini’nin ünlü “San Marco Meydanı’nda Geçit Töreni”nde; San Marco’nun 1496 yılından bu yana ne kadar az değiştiği görülür. Mozaikler biraz değişmiştir. Saat kulesi ve Procuratie Nuove eklenmiştir.
Diğer ünlü resimler arasında: Capraccio’nun; Rialto’da bulunan eski köprü ile Büyük Kanal’daki gondolları resmettiği “Rialto Köprüsü’nde Kutsal Haçın Mucizesi “adlı eseri var.
21.Salon: Carpaccio’nun lirik “Azize Ursula” dizisi işlenmiştir.
Dizide: Briton kadın kahramanının trajik hayatı işlenmiştir. İngiliz prensi Hereus’u kabul edişi, Hıristiyanlığa geçişi, birlikte Roma’ya gidişleri ve son olarak da Hun İmparatoru Attila’nın elinde şehit düşme sahnesi resmedilmiştir.
Üst katta, kalıcı sergiler kadar, geçici sergilere de yer verilir.
23.Salon: Galerinin bir bölümü olan kilisenin üst katındadır. Geniş tavan arası: altar panoları için mükemmel bir sergi alanıdır. Renkleri biraz solmuş olmasına rağmen, Gentile Bellini’nin etkileyici resmi “Kutlu Lorenzo Giustiniani’nin Sancağı” bu salondadır.
Collezione Peggy Guggenheim
Büyük kanal boyunca “Accademia”nın doğu tarafındaki “Palazzo Venier dei Leoni”de Avrupa’nın en kapsamlı modern sanat koleksiyonu olarak kabul edilen, başka görkemli bir müze “Collezione Peggy Guggenhaim” var.
1979 yılında ölen Amerikalı Peggy Guggenheim’dan miras kalan eserler, bu ünlü sanat hamisinin ikametgahı olan, Büyük Kanal’a nazır muhteşem bahçesi ve terasıyla, 18’nci yüzyıldan kalma, tek katlı “palazzo”da sergileniyor.
Guggenheim: misafirperverliğiyle ünlüydü. Bu nedenle: “Collezione” yetkilileri, müze ve terasın ziyaretçiler üzerinde aynı etkiyi yaratması için, ellerinden geleni yapmışlardır.
Müzenin kafesi,
Venedik’in en iyi restoranlarından biri olan “Ai Gondolieri”nin sahibi tarafından hazırlanmış seçkin mönüsüyle başlı başına bir keyiftir.
Burada sergilenenler arasında: Picosso’nun erken dönem çalışmaları, Chagall’ın eserleri ve Brancusi’nin “Boşlukta Bir Kuş” adlı bronz heykeli göze çarpar. Aynı zamanda: Peggy Guggenheim’in evli olduğu Max Ernst ile Dali, Miro, Piet Mondrian ve Jackson Pollock gibi sanatçılara ait eserlerin yanı sıra Guggenheim’ın yatağının başında duran, Calder’e ait bir heykel de görülmeye değerdir.
Bahçede: Giacometti’nin heykelleri bulunur. Büyük Kanal’a bakan bahçede sergilenen, Marino Marini’ye ait erotik bronz atlı heykeli “Kalenin Meleği”, eşsiz güzelliktedir.
La Salute
Santa Marie dele Salute: bir Barok kilisesidir. Bazilika ve Dükler Sarayı kadar gözdedir. Sekizgen olan kilise, 300 yıldan uzun zamandır Büyük Kanalın girişine hakimdir.
Venedikliler arasında “La Salute” adıyla anılan kilise, lagün üzerinde yaşayan halkın üçte ikisinin ölmesine neden olan 1630 yılı veba salgınının sona ermesinin ardından, Bakire Meryem’e şükran sunmak için inşa edilmiştir.
Kilisenin yapımına: genç mimar Baldassare Longhena’nın yönetiminde; 1631 yılında başlanmıştır. Bu kadar büyük bir yapıyı ayakta tutabilmek için bataklık toprağa bir milyondan fazla meşe kazık çakılmıştır.
1682 yılında, kilisenin inşaatı tamamlanmıştır. Her yıl “Festa della Salute” gününde (21 Kasım), Büyük Kanal üzerinde, teknelerden oluşan bir köprü yapılır. Venedikliler ve turistler kanal üzerinden kilisenin içine kadar uzanan geçit törenine katılırlar.
Ana kapılar yalnızca o gün açılır. İç mekanda: yüksek atların solundaki sakristide (kiliseye ait eşyanın muhafaza edildiği oda): Tintoretto’nun “Kanal’da Düğün” adlı eseri yer alır. Tiziano’nun üç eseri de burada görülebilir.
Dogana ve Zattere
Salute’den doğuya, Dorsoduro’nun ucuna doğru yürüyün. Büyük Kanal’ın girişini gösteren bu noktada, 17’nci yüzyıldan kalma gemi kontrol noktası “Dogana di Mare (Gümrük Binası)” var.
Dogana kulesinin tepesinde, iki Atlas figürünün omuzlarında taşıdığı yaldızlı büyük bir kürenin üzerine yerleştirilmiş (adaleti de temsil eden) “Kader” adlı rüzgar gülü bulunur.
Manzara bir taraftan Bacino di San Marco’ya (Aziz Marcos Havzası), diğer taraftan “Canale della Giudecca”nın (Guidecca Kanalı) her iki yakasına hakimdir.
Buradan başlayarak Rio di San Sebastiano’ya kadar sahil boyunca, güneşli, upuzun bir rıhtım olan Fondamente delle Zattere (Sallar rıhtımına) kadar uzanır.
Zattere’ye adını veren sallara, bir zamanlar tuz ve diğer değerli malların sevkiyatları boşaltılırdı. Zamanında 40.000 ton değerli maden taşıma kapasitesine sahip olan geniş tuz ambarlarının bir bölümü, günümüzde yerel bir kano kulübünün kayıkhanesi olarak kullanılmaktadır.
Punta della Dogana’dan, Canale della Giudecca’nın (Guidecca Kanalı) açıklarındaki Guidecca ve San Giorgio Maggiore adalarına doğru baktığınızda, Andrea Palladio’nun tasarladığı 3 kilise görülüyor. Bunlar: San Giorgio Magiore kilisesi, Le Zitelle (Yaşlı Kızlar) kilisesi ve bir başyapıt olan “Redentore (Kurtarıcı Hz.İsa) kilisesi.
Redentore
Kendisinden sonra inşa edilen Salute gibi 1575-1576 yılları arasında yaşanan veba salgınının sona ermesine duyulan şükranı dile getirmek için inşa edilmiştir. Salute gibi Redentore de her yıl bir kutlamaya sahne olur.
Temmuz ayının üçüncü pazar günü düzenlenen kutlamalar, teknelerin oluşturduğu filo ve havai fişek gösterileriyle sona erer.
Zattere boyunca yürüyerek, Spirito Santo ve Gesuati (Santa Maria del Rosario) kiliselerinin önünden geçip, Fondamente Nani’ye doğru sağa dönerseniz, karşınıza rustik “Squero di San Trovaso” çıkar.
Squero: tekne tamir edilen yer anlamına gelir. Venedik kanallarında 10.000 gondolun dolaştığı, 16’ncı yüzyılda pek çok “squero” bulunurdu.
Günümüzde, dört tanesi faaliyettedir ve San Trovaso, tamir edilmeyi bekleyen tekneleri görebileceğiniz tek tersanedir. San Trovaso Kilisesini, Tintoretto’nun son iki çalışmasını görmek için ziyaret etmenizi önerebilirim.
Restoran ve kafeleriyle ünlü Zattere; mola vermek için ideal bir yerdir. Guidecca’nın batı ucuna doğru, sahil kenarında bulunan kırmızı tuğlayla örülmüş yapı, 1890’larda Venedik’te modern sanayinin geliştirilmesi amaçlı çalışmalar kapsamında inşa edilen bir un değirmeni olan “Mulino Stucky” dir. (Stucky’nin Değirmeni) Değirmen: 1954 yılında kapatılmış ve 1990’ların sonlarında bir otel ve konferans merkezi olarak açılması gündeme gelene kadar, kaderine terk edilmiş bir yapı olarak duruyormuş.
Üniversite Bölgesi
Accademia ile Campo Santa Margherita arasında kalan bu ilgi çekici bölgeye, üniversitenin hareketliliği hakimdir.
Campo San Barnaba’da, rıhtımda demirlemiş meyve ve sebze mavnaları ve sinemaseverlerin “Yaz Aşkı” (başrolde Katherine Hepburn) ve “İndiana Jones-Son Macera” filmlerinin sahnelerinden hatırlayacağınız Neo-Klasik San Barnaba Kilisesi: görülmeye değerdir.
Okullar açıkken “Campo Santa Margherita”, Piazza San Marco’dan sonra, Venedik’in en hareketli meydanıdır. Sayısız ucuz restoran, alternatif mağaza ve renkli pazar tezgahlarıyla doludur. Meydanın bir ucunda, restore edilmiş Santa Margherita Kilisesi vardır.
Meydanın diğer ucundaki “Chiesa dei Carmini”nin (Karmelitler Kilisesi) geniş iç mekanında da görkemli galeriler bulabilirsiniz.
Dini temalarla dolu resimler için, Scuola Grande dei Carmini’nin yönetim merkezi I.Carmini’yi ziyaret etmenizi önerebilirim.
Buradaki üst salon tavanında, Tiepolo’nun 1744 yılında tamamladığı dokuz başyapıt var.
Venedik şehrinin genel özellikleri hakkındaki yazım.
Venedik şehrinin genel gezi planı hakkındaki yazım.