Zara, Sivas arası uzaklık: 72 km. Zara, Suşehri arası uzaklık: 61 km. Zara, Hafik arası uzaklık: 60 km. Zara, İmranlı arası uzaklık: 38 km.
TARİHİ
Zara-Hafik arasında yapılan arkeolojik araştırmalara göre: Neolitik döneme ait çakmak taşından yapılmış çeşitli (minik uçlar, el değirmeni taşları, hayvan kemikleri) objeler bulunmuştur. Yöre 1398 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1888 Osmanlı dönemi Salnamesine göre, 1539 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın bir fermanı ile yöreye Koçgiri Aşireti yerleştirilir ve yöreye “Koçgiri” ismi verilir. Koçgiri, 1868 yılında kaza olur.
Evet, yörenin tarihi geçmişinde bir ayaklanma var. Milli Mücadele sırasında, Koçgiri ayaklanması yaşanır. O dönemde İmranlı’daki nahiye müdürü Haydar Bey’in Kuruçay kazası kaymakamı olması için yapılan talep kabul görmeyince, 1921 yılının 6 Mart ile 17 Haziran tarihleri arasında ayaklanma çıkar. Ancak ayaklanma büyümeden bastırılır. Bölgede Nurattin Paşa komutasında sıkıyönetim ilan edilir.
ATATÜRK VE ZARA
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Sivas’tan Erzincan’a giderken, 28 Eylül 1924 günü eşi Latife Hanım ile birlikte Zara’ya uğrar. Daha sonra 12 Ekim 1924 günü, bu seyahatin dönüşünde Şebinkarahisar’a giderken, yine Zara’ya uğrarlar.
GENEL
Yerleşim genellikle Kızılırmak havzasındadır. Kuzey bölümü kara bölgesine girer. Kızılırmak’ın geçtiği ve aynı yönde uzanmış, geniş bir vadidedir. Kızılırmak, ilçe merkezinden geçer ancak daha sonra genişlemeye başlar. Rakımı ortalama 1350 metredir. Havza dışında ise rakım 2000-2500 metreye kadar çıkar.
ZARA BALI
Yörede üretilen balın kendisine has aroma, tat ve görünümü vardır. Çünkü bölgede ballı bitkiler çoktur. Bunlar özellikle: kekik, nane, ballıbaba, taş yoncası ve kevendir. Buralara yolunuz düşerse, bal satın almayı unutmayınız.
ZARA BAL VE KÜLTÜR FESTİVALİ
Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayı içerisinde Zara Festival alanında yapılmaktadır. Festivalde, halk konserleri, buzağı yarışı, karakucak güreşleri, bal standı, sünnet şöleni, yöresel yemek standı, halk oyunları, köy seyirlik oyunları gibi etkinlikler düzenleniyor. Amaç Zara balını ve ilçenin kültürünü il dışına tanıtmaktır.
GEZİLECEK YERLER
ÇARŞI CAMİİ-MEYDAN CAMİİ
İlçe merkezinde Çarşı içerisindedir. Cami kuzey güney doğrultudadır. Dikdörtgen planlıdır.
Osmanlı dönemindeki kayıtlarda cami “Zaralızade Mehmet Paşa camisi” olarak geçer. Bu yüzden, caminin Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Yapılış yılı da muhtemelen 1750 yılıdır.
Bodur minare, kuzeybatı köşesindedir. Çift şerefeli bodur minare, kesme taştan yapılmıştır. Minare kaidesinde, minarenin Zaralızade Lütfullah tarafından 1809 yılında yaptırıldığı yazılıdır.
ZARA KONAKLARI
İlçe merkezinde günümüze kadar korunarak gelmiş konak sayısı özel mülkiyettedir ve 6 tanedir. Bunlardan: 1 tanesi Kızılırmak Mahallesinde, 5 tanesi Yenicami Mahallesindedir. Hepsi birbirine yakındır. Bu yüzden, ilçeyi ziyaret ettiğinizde bu konakların hepsini gezme şansı bulabilirsiniz. Bu 6 konak, 1982 yılında sivil mimari olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Nufgil Konağı
İlçe merkezinde en iyi korunmuş durumdaki yapılardan birisidir. Ahşap ve iki katlıdır. Girişi sütunludur. Taş duvarlıdır. Bu giriş, ilçedeki başka yapılarda görülmez. Doğu cephesinin ortasındaki bölümde köşk odası yükselir. Üstü kiremit örtülüdür. Söylenenlere göre, konak ilk olarak, Ermeniler tarafından, okul olarak kullanılmak üzere yapılmıştır.
Seyfullah Paşa Konağı
Temeli yerden 1.10 metre yüksekliğe kadar moloz taştan yapılmıştır. Yapı, iki katlıdır. Üstünde köşk odası bulunur. Köşk odasının ön cephesini süsleyen ahşap sarkmaların bazıları kırılmıştır. Çatı saçla kaplıdır. Birinci kattaki pencereler demir parmaklıklıdır.
Sami Paşa Konağı
Doğu-Batı yönünde, bahçe içindeki ahşap konak, iki katlıdır. Avluya girişi sağlayan çift kanatlı ahşap kapı, batıdadır. Zemin kat: ahşap dikme araları kerpiç dolgudur. Üzeri sıvalıdır. Kuzey cephede, ahşap bir balkon bulunur. Balkon korkulukları: demir çubuklarla biçimlendirilmiştir. Ön cephenin orta kemeri, diğer kemerlerden daha büyük ve yüksektir. Çatı üstü saç kaplıdır.
Murat Paşa Konağı
Dikdörtgen planlıdır. Zemin kat duvarları taş örgülüdür. Birinci kat ise ahşaptır. Yapıya: demir korkuluklu, kesme taşlı ve 9 basamaklı bir merdivenden çıkılır. Bu giriş katı: ahşap tabanlı ve tavanlıdır. Koridorun sağ ve solunda odalar vardır. Bu kat okul ve lojman olarak kullanılmaktadır. Girişin karşısındaki çift taraflı merdivenden üst kata çıkılır. Doğu ve güneydeki odalar, günümüzde harap durumdadır. Çatı çökmüş, ahşap dikmeler çürümüştür. Binanın bahçesinde, binaya yaklaşık 10 metre uzaklıkta güzel bir çeşme vardır. Çeşme, kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen prizma şeklindedir. Üçgen alınlığında “ay-yıldız” bulunur.
Mehmet Şenol Konağı
Ahşap yapı, iki katlıdır. Temeli, yerden 1 metre yükseklikte moloz taştan yapılmıştır. Kuzey ve güney yönünde, girişlerden köşk odasına kadar sundurma vardır. İki ailenin oturduğu bina, beş girişlidir.
ZARA ŞEHİTLİĞİ VE ANITI
1915 yılında, burada konuşlu 36’ncu Piyade Alayı askerleri arasında salgın hastalık başlamış, Zara ilçe merkezinde 3 doktorun çalıştığı bir hastane kurulmuştur. Ancak salgının önü alınamamış ve birçok asker ölmüştür. Bu yüzden, aynı yıl, ölenlerin çok olması nedeniyle ve ayrıca şehit askerleri defnedecek kimse olmadığından (tüm askerler cephelerdedir), her biri 50-60 cenaze alabilen büyük toplu mezarlara gömülmüşlerdir. 1917 yılında toplu mezarların bulunduğu yere bir anıt yapılır. Söylenenlere göre, bu anıt Zara Kaymakamı Osman ve Rum usta Simon Veyani tarafından yapılmıştır. Ancak bu anıt, 1939 yılındaki depremde hasar görür. 1974 yılında hasar gören bu anıt yıkılmış ve yerine Mimar Veli Yıldızhan tarafından ikinci bir anıt yapılmıştır. Günümüzde görülen anıt ise, dikdörtgen planlıdır ve 1987 yılında, aslına benzer şekilde yapılmıştır. Şehitlikte 64 tane sembolik mezar bulunmaktadır.
BÜYÜK HAMAM
İlçe merkezinde Yenicami Mahallesindedir. Hamam, Klasik Osmanlı hamamları özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır.
ŞEYH MERZUBAN TÜRBESİ
İlçe merkezinin güneyinde, 5 km uzaklıktaki Tekke köyü girişindedir.
Şeyh Merbuzan, Horasan erenlerindendir. Halkın inancına göre, Şeyh Merbuzan, Zara yöresinin manevi koruyucusudur. Bu yüzden 700 yıldız, dertlerine çare arayanlar ve çeşitli dilekleri olanlar türbeyi ziyaret ederler. Evet, türbe, Şeyh İbrahim El Aziz cami ile karşı karşıyadır. Türbe kapısı üzerindeki kitabeye göre: 1528 yılında Şeyh Merzuban adına yaptırılmıştır. Türbe, sekizgen gövdelidir ve üstü kubbe ile örtülüdür. Kubbe üstü: piramidal sivri külah ve çinko ile kaplanmıştır.
Türbe içinde bir sanduka bulunur. Türbenin güneyinde bulunan mihrap nişinde: alçıdan yapılmış yaldız boyalı ay-yıldız ve kıvrım motifler görülmektedir. Türbe içinde iki kitabe bulunur. Birinci kitabe: 1792 yılı tarihlidir. Şeyh İbrahim ve Şeyh Mehmet Efendiler tarafından yaptırılan onarım kitabesidir. İkinci kitabe: 1889 yılı tarihlidir. Şeyh Osman, Şeyh Mehmet, Şeyh İbrahim ve Şeyh Mahmut Efendiler tarafından yaptırılan onarım kitabesidir.
ACISU KÖPRÜSÜ-TEKKE KÖPRÜSÜ
Zara ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Tekke köyüne girerken Kızılırmak nehrinin bir kolu olan Acısu çayı üzerindedir. Köy merkezine 500 metre uzaklıktadır. Zara-Divriği yolu üzerindedir. Köprünün kitabesi yoktur. Bu yüzden ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmez. Ancak kullanılan mimari malzemeye göre, geç Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Köprü: iki gözlü ve yuvarlak kemerlidir. Köprünün uzunluğu 14 metre, genişliği 4.5 metredir. Korkuluk duvarları vardır. Köprünün 100 metre kadar ilerisinde, Şeyh Merzuban türbesi bulunur.
ŞEYH İBRAHİM EL AZİZ CAMİİ
İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Tekke köyündedir. Cami, büyük bir höyük üzerine kurulmuştur. Caminin muhtemelen türbe içindeki tamir kitabesinde ismi geçen Şeyh İbrahim tarafından, 1792 tarihinde yaptırılmış olmalıdır. Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ve kırma çatılıdır. Harimde, iki büyük ağaç direk ve kuzeyde bir üst mahfil bulunur.
KUŞÇU HASAN DEDE TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı 16 km uzaklıktaki Kuşçu köyündedir. Şeyh Merbuzan müritlerindendir. Kendisinin, kuşların dilinden anladığına inanılır. Ayrıca, Selçuklu sarayında, kuşçubaşı olarak görev yapmıştır. Hasan Dede, bölgeye geldiğinde kuşlarını uçurmuş, kuşları Kuşçu köyü arazisine konunca gelip buraya yerleşmiştir. Böylece Kuşçu köyünün temelleri atılmıştır. Selçuklu Sultanı I Alaaddin Keykubat, köyde onun adına bir cami yaptırmıştır. Caminin kitabesinde: “Hasan-ı Selçukiyle Mülkü” yazılıdır. Cami, Yavuz Sultan Selim döneminde tamir ettirilmiştir.
PİR GÖKÇEK TÜRBESİ
İlçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Söylentilere göre: Şeyh Merzuban ve İmranlı’da yatmakta olan Cogi Baba’nın kardeşidir. Türbe: İlçe merkezine bağlı Akdeğirmen ve Bağlama köyü arasındaki bir dere içindedir. Önceleri, türbenin üstü açıktır. Yakın zaman önce, yöre köylüleri tarafından türbenin üstü örtülmüştür. 25-30 yıl öncesine kadar, her yıl Mart ayının ilk üç Çarşamba gününde, burada törenler düzenlenir ve ziyaretler yapılırmış, sanırım günümüzde bu etkinlik yok.
ALA KİLİSE
İlçe merkezine 26 km uzaklıkta Suşehri yolunda Müslümabat köyündedir. Kızılırmak nehrini çevreleyen yamaçlardan birinde, günümüzde de ayaktadır. Muhtemelen 800 yıllık olduğu söylenen kilisenin, Rumlar tarafından yapıldığı, daha sonra Ermeniler tarafından kullanıldığı tahmin edilmektedir. Yapı, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Üzerine yuvarlak beşik tonoz örtülüdür. Tek nefli kilisenin doğusunda yuvarlak bir apsis ve iki yanında, üzeri beşik tonoz örtülü hücreler bulunur. Hücreler ve apsis, dışarı taşmaz. Giriş kuzeybatı köşededir. Köye yeni bir cami yapılıncaya kadar, kilise yaklaşık 30 yıl boyunca cami olarak kullanılmıştır. Caminin inşaatı tamamlandıktan sonra kilise, tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
TÖDÜRGE KÖYÜ
İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır. Köyün yeni ismi “Demiryurt” köyüdür. Tödürge kelimesi: Eski Türk boylarından “Dodurga” nın adıdır. Sivas-Erzincan kara yolu üzerinde, Kızılırmak’ın iki yakası üzerinde kurulmuştur.
Tödürge Köyü Camii
İlçe merkezine bağlı Tödürge (eski ismi: Demiryurt ) köyündedir. Asıl ibadet mekanında bulunan ahşap direklerden birinin üzerinde “Said Ağa 1914” tarihi yazılıdır. Diğer ahşap direklerden birinin üzerinde ise “1916” tarihi yazılıdır. Yapı: kuzey-güney doğrultudadır. Dikdörtgen planlıdır. Tavan ve kadınlar mahfilinde, ahşap üstü ajur tekniğiyle yapılmış süslemeler görülmelidir. Minare, kuzeydoğu köşede ve ahşaptır.
Tödürge Mağaraları-Zara Kaya Mağaraları
Sivas-Erzurum kara yolunun 55’nci kilometresinde, kara yoluna 1 km kadar uzaklıktadır. Kızılırmak nehrinin iki tarafına bakıldığında, sayıları 40-50 civarında olan bu kaya mağaraları görülebilmektedir. Sayıları 100 civarında olan kaya mağaraları, bazı kaynaklara göre, MÖ 1200-750 yılları arasına tarihlenmektedir. Ayrıca, bu mağaraların geçmişte Roma döneminde barınma amaçlı kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Roma döneminden sonra da çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. İnsanlar tarafından oyularak yapılan mağaralar, bazı yerlerde yan yana, bazı yerlerde ise içerisinde küçük odacıklar bulunan çok katlı şekilde düzenlenmiştir. Mağaraların bazı bölümlerinde: gözetleme delikleri bulunur. Ayrıca yine bazı kısımların Horasan harcından yapılmış taş duvarlarla bölündüğü görülür. Yine bazı mağaralarda haç sembolleri görülür. Bu değerlendirildiğinde mağaralarda bir dönem Hıristiyan topluluklarının yaşadıkları anlaşılır.
Evet, geçmişi binlerce yıl öncesine giden bu mağaralar, yakın zaman öncesine kadar yöre halkı tarafından soğuk hava deposu olarak kullanılmıştır. Ancak günümüzde bunlar ziyaret için düzenlenmiştir, yani burayı ziyaret edip mağaraları görebilirsiniz.
Tödürge Gölü
Tödürge köyünde Cencin ovasının doğusundadır. Demiryurt gölü olarak da tanınır. Sivas ilinin en büyük gölüdür. Göl genellikle sığdır, büyük bölümünde ortalama derinlik 4 metreyi geçmez.
En derin yeri, kuzey kıyısında, 500 metre açıkta, 26 metredir. Dipten kaynayan sularla beslenir. Suyu kireçli ve tuzludur. Denizden yüksekliği yani rakımı 1295 metredir. Gölün bol tuzlu ve kireçli sularında gümüş ve yayın balığı bulunur.
Ayrıca yine gölde 17 çeşit balık yetiştiği söylenir. Gölde çok sayıda kuş barınmaktadır. Gölün doğusunda ise iki tane adacık vardır. Bu adacıklar, turnaların uğrak yeridir. Turnalar, sayıları tükenmekte olduğundan koruma altına alınmıştır, avlanmaları yasaktır. Gölde kayıkla gezilebilir. Gölün kıyısında Cumhuriyet Üniversitesi dinlenme tesisleri vardır. Yöre halkı gölün kıyısındaki mesire yerlerini sık sık piknik yapmak için kullanır. Her yıl Haziran ayında burada Sivas Cumhuriyet Üniversitesi tarafından geleneksel “Su Sporları Şenliği” yapılmaktadır.
SÜLÜK GÖLÜ
İlçe merkezine 33 km uzaklıkta bulunan Şerefiye Beldesinin 1 km batısındadır. Göl: sarıçam ormanları içindedir. Dipten kaynayan sular ve gözelerden akıp gelen sularla beslenir. Gölün doğal ortamında yaşayan sülükler: yöre halkı ve ziyaretçiler tarafından toplanır, tedavi amaçlı kullanılır.
Bugüne kadar okuduğum en güzel rehber
Küçücük bir ilçe için harcanan bu emek takdire şayan kaleminize yüreğinize sağlık sayın Orhan Meral