Erzurum İspir, Erzurum arası uzaklık: 144 km. dir. İspir, Pazaryolu arası uzaklık: 32 km. İspir, Yusufeli arası uzaklık: 81 km. İspir, İkizdere arası uzaklık: 64 km. İspir, Bayburt arası uzaklık: 98 km. İspir, Artvin arası uzaklık: 157 km.
TARİHİ
Şehrin ismi, Çoruh nehri kıyısına yerleşmiş “Sasper” halkından gelmektedir. İlçe, Doğu Anadolu’yu Doğu Karadeniz kıyılarına bağlayan doğal ve tarihi yollar üzerindedir. Serçeme Boğazı-İspir güzergahında çok sayıda garnizon ve kale bulunmaktadır. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yerleşim yerinin ismi, Urartulara ait çivi yazılı tabletlerde “Kulka” olarak geçmektedir. Bizans döneminde ise, buranın ismi “Sper” dir.
1514 yılımda Çaldıran seferi sırasında, bölge Osmanlı hakimiyetine girer. 1900 yılında ilçe olmuştur. 1916-1918 yılları arasında Rus işgali görülür, ardından 25 Şubat 1918 tarihinde işgalden kurtarılmıştır.
GENEL
İlçenin kuzey ve güneyi, yüksek dağlarla çevrilidir. Yörede tarım ve hayvancılık yapılır. Özellikle dut ve dut ürünleri üretimi oldukça yaygındır. İlçede karasal iklim hakimdir. Ancak Erzurum ilinin diğer ilçelerine nazaran kışlar daha ılıman geçer.
ÇORUH NEHRİ
Nehir kaynağını Mescit dağlarının batı yamaçlarından alır. Dünyanın en hızlı akan nehri olarak bilinir. Nehir 376 km uzunluğundadır. Bunun 354 km bölümü, ülkemiz sınırları içinden geçer.
Nehrin geçtiği yatak: oldukça dar ve derindir. Dünyanın en hızlı akan ve en derin nehirlerinden biridir. Genellikle ilkbahar aylarında yükselir ve yaz aylarında azalır. Birçok turizm aktivitesine olanak sağlar. Ülkemizin önemli su sporlarının yapıldığı nehirlerden biridir. Özellikle rafting ve kano gibi su sporları için çok uygun ve zorlu parkurlar bulunur.
İSPİR DUT PEKMEZİ
İspir’de hakiki dut pekmezi üretilmektedir. Buralara yolunuz düşerse, mutlaka dut pekmezi almanızı öneririm.
GEZİLECEK YERLER
İSPİR KALESİ
Kale ilçe merkezindedir. Çoruh nehrinin batı ve güney sınırını çizdiği, dik kayalıklar üzerinde kurulmuştur.
Kitabesi yoktur. Bu yüzden kesin yapım tarihi bilinmez. Yapım özellikleri, Urartu dönemini yansıtır. Çünkü Çoruh vadisine inen gizli bir su yolu vardır ve bu bir Urartu özelliğidir.
Kale daha önce burada yer alan bir kalenin üzerine inşa edilmiştir. Bu yüzden eski kalenin şeklini almıştır. Bu durum duvar yapısından anlaşılmaktadır. İlk yapıldığı dönemde moloz taşlardan oluşan kale, yıkıldıktan sonra tamamen sökülmeyip, ayakta kalan duvar kalıntılarının üzerine yeniden inşa edilmiştir.
Doğu yönüne açılan kalenin giriş kapısı, yarım daire ve kare şekilli burçlarla desteklenir. Kalenin ölçüleri: 125 x 150 metredir. Yarım daire ve kare planlı burçlarla takviye edilmiştir.
Kalenin Çoruh vadisine bakan batı yönü oldukça sarptır. Çoruh vadisine inen gizli su yolu, bu bölümdedir. Kale içinde Bizans dönemine ait bir kilise ve Saltukluların yaptırmış olduğu bir mescit bulunur. Kalenin duvarları ve giriş kapısı restore edilmiştir. Kalenin son onarımı sırasında: nehirden toplanan taşlardan yapılan alt kısmının üstü, kesme taşlarla örülmüştür.
Şapel
İspir kalesindeki bu yapının, Komnenoslar döneminde ve 1223-1225 yılları arasında yaptırıldığı düşünülmektedir. Büyük kısmı yıkılmış şapelin, sadece narteksine ait duvarların bir bölümü ve doğudaki üçlü apsis duvarı kısmen ayaktadır. Diğer kısımlar temel seviyesindedir. Yapının 90 cm kalınlığındaki duvarları, kesme taş ve moloz taş karışımı bir duvar örgüsünde yapılmıştır.
Mescit
İspir kalesinde, iç kale bölümündedir. Kalenin güney su duvarına bitişiktir. Kitabesi yoktur. Bu yüzden kesin yapım tarihi belli değildir. Ancak Erzurum Kale Mescidi ile olan benzerlikleri nedeniyle 12’nci yüzyılda Saltuklu döneminde yapıldığı düşünülür. Yapı dikdörtgen planlıdır. Giriş kapısı simetrik olarak cephenin ortasında değildir. Kuzey doğu köşesindedir. Yapıya dikdörtgen çerçeveli, mukarnas kavsaralı sade bir kapıdan girilir.Mescidin üst örtüsü, dört bölüme ayrılır.
Mescidin doğu kısmı, doğu duvarına bitişik, doğudan ve batıdan mukarnas dizileriyle geçilen sekizgen köşeli içten kubbe, dıştan piramidal bir külahla örtülüdür. Piramidal külah yüksek kasnaklıdır. Mescidin güneybatı köşesinde, minare vardır. Minareye giriş, mescidin doğu duvarındaki merdiven basamaklarıyla ulaşılan çatıdan sağlanır. Minarenin mescidin yer seviyesinden itibaren yüksekliği 18 metredir. Yapının minaresi, farklı bir şekilde surların üzerinde yükselmektedir.
Kalenin yarım daire şekilli burcu üzerine yükselen taş gövdeli minare, dört katlıdır. Minare, Erzurum kale mescidinde olduğu gibi, hem kalenin gözetleme kulesi hem de mescidin minaresi işlevi görmüştür. Kale mescidi ve minareye denk gelen güney sur duvarında, yöreye özgü sarı renkte düzgün kesme taş kullanılmıştır.
TUĞRULŞAH (ÇARŞI) CAMİİ
Kalenin güneydoğusunda, çarşı içindedir. Bu yüzden halk tarafından Çarşı camisi diye isimlendirilmiştir.
Caminin yapım kitabesi, 1965 yılında yapılan tamirat sırasında kırılmıştır. Kırılan parçaların yerlerine yerleştirilmesi düşünülürken, kaybolmuştur. Bu yüzden, halen kitabe yoktur.
Daha önce okunan orijinal kitabeye göre, yapının 1200-1225 yılları arasında, Erzurum’da hükümdarlık yapan Selçuklu Hükümdarlığı kurucusu Mugisüddin Tuğral Şah zamanında Atabey Erdemşah tarafından yaptırıldığı anlaşılmıştır. Orijinal kitabe metni: 1954 yılında Türkçe olarak caminin kuzeyine eklenen düz dam örtülü son cemaat yerinin girişindeki mermer levha üzerine yazılmıştır. Cami, çeşitli dönemlerde yapılan onarım ve eklentiler nedeniyle orijinalliğini kaybetmiştir. Bu onarımlardan birisi 1910 yılında Müftü Şaban Efendi tarafından yaptırılmıştır. Caminin üst örtüsü duvarlar zarar görmeden açılarak yenilenmiştir. 1954 yılında kuzey duvarı kaldırılmış, kuzeye doğru son cemaat yeri genişletilmiştir. 1962 yılında da caminin ve eklenen kısmın üzerine çatı konarak saçla kaplanmıştır. Yapının, yeri belirlenemeyen ahşap minaresi, 1971 yılında kaldırılmış ve yerine Tercan taşından yapılmış bugünkü minare eklenmiştir. Caminin içerisinde, kürsü, minber ve mahfil gibi mimari elemanlar da orijinalliğini kaybetmiştir.
İSPİR SULTAN MELİK MESCİDİ
Kadıoğlu Medresesinin batısındadır.
Giriş kapısı kemeri üzerinde bulunan kitabenin zamanla tamamen aşınmış ve okunamaz durumda olması nedeniyle, yapım tarihi kesin olarak bilinmez. Ancak muhtemelen Saltuklu hükümdarı Melikşah tarafından yaptırıldığına inanılır. 1200-1202 yılları arasında hüküm süren Melikşah’ın bu kadar kısa sürede bu eseri yaptırması şüphe götürür. Evet, yapı iç mekan tasarımı açısından, 13’ncü yüzyıl mescitlerine benzer. Son cemaat yerinin olmaması, 13’ncü yüzyıldan önce yapılmış olabileceğini akla getirir. Mescit, 1970 yılında meydana gelen bir sel felaketi sonucu kısmen toprağa gömülmüştür. Orijinal tuğla kubbesi büyük ölçüde tahrip olmuştur. Zarar gören kubbesinin yerine sonradan Hacı Hulusi Efeoğlu tarafından bugünkü aydınlatma feneri bulunan, kırlangıç kubbe yaptırılmıştır.
İSPİR YEDİGÖLLER
İspir ilçesinde “Saklı Cennet” olarak adlandırılan Kaçkar dağlarının üzerindeki “Yedigöller” toplam 11 gölden oluşur.
Ovit dağı zirvesi ile Kaçkar dağlarının güneyinde olan volkanik göllerdir. Göllerin iki tanesinde alabalık bulunur. Dağcıların gözde mekanı olan bu bölge, 3200 metre yüksekliktedir. Zirveden bakıldığında, göllerin muhteşem manzarası görülebilir. Yedigöller, Kamp turizmi için elverişli bir yerdir. Yedigöllere gitmek için en uygun zaman, Haziran-Ağustos aylarıdır.
PISIRIK KALESİ (ARAKÖY KALESİ)
İlçe merkezinde bulunan kale 2457 metre rakımdadır.
Doğu-batı doğrultulu olan kale, Ovacık çukurunu tamamen kontrol altında tutmak için yapılmıştır. Bölgedeki en yüksek Orta çağ kalelerinden birisidir. Sur duvarlarında, Horasan harcı kullanılmıştır. Sur duvarları “kurtin” ve “bastiyonlar” ile güçlendirilmiştir. Güneydoğusunda küçük bir dere vardır. Kalenin duvar kalınlığı 1.70 metre, ayakta kalan duvar yüksekliği 2.55 metre ile 3 metre arasında değişmektedir. Taşların ön ve arka kısımları, kabaca düzleştirilmiştir. Orta kısmı ise, küçük taşlar ve Horasan harcı ile doldurulmuştur. Kalenin içinde mimari kalıntılar vardır. Kalenin güneydoğusundaki sur duvarlara ana kayaya oturtulmuştur. Kale, 2007 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
SEMEHREK KALESİ
İlçe merkezine bağlı ve 15 km uzaklıkta bulunan Yukarı Bemehrek (Maden) bucağının 2 km doğusundadır.
Çoruh Vadisi ile kuzeyden gelerek Çoruh vadisi ile birleşen derenin kesişim noktasında, sarp bir yerdedir. Ana kayanın şekline göre: doğu-batı istikametinde inşa edilmiştir.
Kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak kuzeybatıdaki su yatağına inişi sağlayan gizli su yolu kalıntısı, güneybatıda bulunan iki tane sarnıç, Urartu dönemi kalelerinin özellikleridir. Kalenin günümüzde harap haldeki sur duvarları ise, Selçuklu ve Osmanlı döneminde onarılmıştır. Güneyde, doğal kayaya oyularak yapılan basamaklı yol, iç kalenin güney duvarındaki girişine götürür. İç kalenin sur duvarları harap haldedir. Bu sur duvarlarının kalınlığı yaklaşık 1.20 metredir. Mevcut kalıntılar, kalenin üçgen ve yarı daire burçlarla takviye edildiğini gösterir. İç kalenin doğu bölümünde kale muhafızlarının kalması için ayrılmış bir özel bölüm bulunur.
KARAHAN KALESİ
İlçe merkezinin 52 km uzağındaki Karahan köyündedir.
Sarp ve müstahkem bir alana kurulmuş Orta çağ kalesidir. Kalenin bulunduğu alan: Kaçkar dağları ve Çoruh vadisine hakimdir. Kale, yöreye özgü ve sal taşı denen gayri muntazam taşlarla, doğu-batı yönlü olarak yapılmıştır. Dış sur duvarları 2 metre kalınlıktadır. Sur içinde sır sırta vermiş, eşit ölçülerdeki koğuşlar bulunur. Kalenin kuzeyinde Karahan Taş Ocakları bulunur. Kale de buradan çıkan sal taşları ile inşa edilmiştir.
SIRAKONAKLAR (HODİÇOR, HODAÇÜR) KİLİSE CAMİİ
İlçe merkezine yaklaşık 85 km uzaklıktaki, İspir-Yusufeli sınırında bulunan Sırakonak köyünde, Cücebağ mahallesindedir.
Kilisenin yapım tarihi hakkında net bilgi yoktur. Kilisenin hemen batısındaki mezarlık girişinin yanında, alınlıktan düştüğü tahmin edilen, aşırı derecede tahrip olmuş kitabeye göre: burada bir Ermeni mezarlığı olması söz konusudur ve buna istinaden bölgede bir Ermeni yerleşimi olmalıdır. Böylece kilisenin de bu vadiye yerleşmiş Ermeniler tarafından inşa edildiği düşünülür. Yapının son derece düzgün kesme taş işçiliği, mimarisi vardır. Özellikle büyük boyutlu pencerelerin, büyük blok taşlarla çerçeveli formu ilgi çeker. Rus yapısı sivil mimarlık örneklerini akla getirdiği için, yapının 19’ncu yüzyıl sonlarında inşa edildiği veya onarıldığı düşünülür.
Camiye dönüşüm
Kilise, 1964 yılında camiye çevrilmiştir. Çevrilmeyle birlikte asli planı bozulmuştur. Batıda bulunan giriş bölümü: yuvarlak dört kemer üzerine oturtulan oval bir kubbeyle örtülüdür. Çatı ahşap hale getirilmiştir. İçeride kilise duvarlarının üst kısımlarındaki konsol izleri, orijinal üst örtünün beşik tonoz olduğunu gösterir.
ELMALI MAĞARASI
İlçe merkezine bağlı 17 km uzaklıktaki Elmalı Köyündedir.
Mağara günümüze kadar tam olarak incelenmemiştir. Mağara, ulaşılan son noktadan ileriye doğru alçalarak devam eder. Sadece girişten itibaren yaklaşık 40 metrelik bölümü gezilebilir. Diğer bölümlerine: çökme tehlikesi, yarasa yoğunluğu, zifiri karanlık, zeminin kaygan oluşu gibi nedenlerle gidelemez.
Mağaranın genel özellikleri
Mağara fosil bir mağaradır. Mağara 5000 kişiyi rahatça barındıracak büyüklüktedir. Girişi batıya bakar. Giriş yüksekliği 2.5 metre, genişliği ise 2 metredir. Yatay yönde gelişme gösterir. Giriş yerine göre derinliği 18 metredir. Mağarada toplam 8 salon ve bunların tabanında çamurlaşmış sığ su birikintileri vardır. Mağara damlataş oluşumları ile ilgi çeker. Salon ve koridorlar, tamamen karakteristik sarkıt ve dikitlerle doludur. Mağaraya girişte, sağ tarafta 3 metre derinliğinde, doğal bir havuz vardır. Havuzun sağ tarafında büyük galeri bulunur. Bu mağarayı ziyaret etmek isterseniz, Elmalı köyünden mutlaka bir rehber almanız önerilir.
Erzurum ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.