Wallerjet.
Küçük duvarlar. Kırmızı Fener Mahallesi. Evet: burası, Amsterdam’da bulunan, dünyaca ünlü bir genelev. Yani: bir seks mekanı.
Şehrin tam merkezinde. Herhangi bir kapı, polis gibi önlem olmadığından, şehri gezerken, birden kendinizi, yakınlarınız ile birlikte burada bulabiliyorsunuz.
Camlı vitrinlerde dans eden veya bekleyen veya müşterilerinin ilgisini çekmeye çalışan, yarı çıplak kadınlar.
Evet: aslında, Amsterdam Belediyesinin genelevler ile ilgili simgesi:
Kırmızı bir kalkan üzerinde, üst üste üç tane; beyaz çarpı işareti. O çarpılar: size kırmızı noktalı bölgenin ışıklarını çağrıştırsın. Yanınızda çocuklarınız ile, Amsterdam’a giderseniz de, bu işaretin olduğu yerlerden çocukları uzak tutmakta yarar var.
Burası: Amsterdam’ın merkezinde, birkaç yan yana dar sokaktan oluşan bir bölge. Bazı kapılarda: üst üste üç kırmızı ışığın bulunduğu işaretler var.
Eskiden, ülkemizdeki televizyonlarda; gece yarısından sonra gösterilen; kırmızı noktalı filimler vardı ya, benzer bir mantıkla kapıları işaretlenmişler.
Ama girişinden geçerken, sokağın kırmızı noktalı bölge olduğunu anlamak mümkün değil.
Çünkü: biraz önce de söylediğin gibi, bu bölgenin önünde polisler filan yok, ışıklar da çok uzaklardan seçilemiyor, sanki normal bir sokak.
Sokakların iki yanını kaplayan, küçük vitrinlerin arkasında duran yarı çıplak kadınların arasında yürüyen, yüzlerce turist var.
Bu turistler: arada bir, buradaki barlara ve coffe shoplara giriyorlar. Siz de yorulunca, buradaki coffe shoplarda veya barlarda yorgunluk atabilirsiniz.
Yalnız:
Söylenenlere göre, burada erkek olup ta, daha sonra kadın olmayı seçmiş olanları görmek de mümkünmüş.
Malum: Hollanda, ülke çapında bu konudaki özgürlüklerin yoğun olarak uygulandığı bir ülke. Eşcinsel yaşam ve eşcinsel evlilikler, gayet normal sayılıyor.
Burada da, vitrinlerdeki ışık kırmızı ise içerideki bayan, mavi ise transeksüel imiş. Böylece: ışık renklerine göre vitrinlere bakabilirsiniz.
Perdeleri kapalı gördüğünüz pencereler, müşterilerini bulmuş olanlar. Sokaklar boyunca uzanan genelevler sıralarında: sanki kumsalda geziniyormuş gibi gezebiliyorsunuz.
Evet; genelevlerin bulunduğu bu sokaklarda, turist gibi geziyorsunuz. Tur ile gitti iseniz: bir de düşünün ki, rehber eşliğinde genelev gezisi.
Biraz önce burada çok miktarda:
Coffe shop bulunduğunu da söylemiştim. Ama, bunlar değişik mekanlar. Şöyle ki: bu mekanlar, yasal olarak uyuşturucunun satıldığı yerlerdir. Bu ülkede: serbest esrar satışı; çılgın şehir Amsterdam kavramı altında sunuluyormuş.
Bence, bu konu tartışmaya açık, yani kabullenmek zor. Bu caffe shoplarda, küçük miktarlarda: Hint keneviri satılıyor ve bu resmi izinli.
Ayrıca: bu satış, devlet tarafından vergilendiriliyormuş. Sözüm ona, 18 yaşından küçüklere, hint keneviri satılmıyormuş, caffe shopları anladım da, sokak satıcılarının buna uymadıkları kesin.
Neyse, coffe shoplarda, yetişkinlere satılabilecek miktar, resmen: 5 gr. İmiş. Alışkanlık yaratan, eroin tarzı maddelerin satılması ise kesinlikle yasakmış.
Yine, sokak satıcıları aklıma geldi, ya bunların denetimi, gördüğüm kadarı ile, tam bir denetim yok gibi.
Bunun yanında: Amsterdam’da bol miktarda sokak satıcısı da var. Yani: yolda yürürken, yanınıza biri yaklaşıp; uyuşturucu isteyip istemediğinizi sorabiliyor. Olumlu cevap verdiğinizde, mutlaka size hemen orada satış yapacak.
Ayrıca: Amsterdam’da, yediğiniz yemeklere ve keklere bile dikkat etmenizde yarar olduğu konusunda söylentiler duydum. Şöyle ki, özellikle, keklere, hafif miktarda uyuşturucu katılıyormuş.
Çünkü: şehre gelen müptelalar, bunu istiyorlarmış. Hatta; alışveriş bölümünde söz ettiğim gibi; turistlere yönelik, içinde light uyuşturucu bulunan ürünler (sakız gibi) bile satılıyormuş.
Bu bölgede, tuhaf olan bir şey daha var. Tuhaflık: burada bir kısım hostel olması. Bu kadar çok coffeshop ve gece hayatı olan yerde, hostelin olması, üstelik Hıristiyan bir Hostel’in olması.
Çünkü: bu coffeshoplarda daha önce söylediğim gibi: bir tür uyuşturucu olan otlar içiliyor. Ancak: bu hostelde, sigara ve içki içmek yasak ve yine her gece bu hostelde İncil okunarak, dileyenlerin katılımı ile dua yapılıyor.
Son olarak: burada, resim çekmek ve kamera ile görüntü alınmasından pek hoşlanmıyorlar. Elinizde cep telefonu bile bulundurmayın. Aksi halde, vitrinlerde bulunan kadınlar, olağanüstü tepki gösteriyorlar ve sokakta bulunan serseriler, hemen yanınıza gelip kamera veya cep telefonunuzu almaya yelteniyorlar, sonuçta burası pek de öyle emniyetin bulunduğu bir yer değil, bu yüzden kesinlikle çekim yapmayın.
Özellikle: gece sakın resim veya video çekmeye kalkmayın.
Sonuçta; Amsterdam’ı ziyaret eden, her turist burayı da ziyaret ediyor. Hatta, insanlar burada kaldıkları süre boyunca, burayı birkaç kez ziyaret ediyorlar.
Ama: özellikle akşamları, neon ışıklarının yanması ile, görüntü daha bir güzel hale geliyor. Tercihinize göre, ziyaret edebilirsiniz. Sonuçta Amsterdam şehri, burası yani Kırmızı Fener Mahallesi ve uyuşturucunun serbestçe kullanıldığı kafeleriyle öne çıkan bir şehir. Ama yukarıda söz ettiğim gibi, çekim yapmazsanız kimse bir şey demez, bu arada yanınıza sık sık gelip uyuşturucu isteyip istemediğinizi soran serseriler de olacaktır, bunlar ağır uyuşturucu satanlar, çünkü kafelerde sadece hafif uyuşturucular var. Ağır uyuşturucular, elbette burada da yasal değil.
Fırsatımız olsada gitsek 🙂
aynen ya yusuf fırsat olsada gitsek, çok övüyorlar oraları bi arkadaşın övmelerine dayanamayıp googleda aradım buraya geldim.