Iğdır Karakoyunlu, Aralık ilçesi arasında 30 km vardır. İl merkezi Iğdır ile arasında ise 15 km vardır.
TARİHİ
Bölgedeki buluntulara göre, ilk yerleşimlerin MÖ 900-600 yılları arasında Urartular döneminde olmuştur. Daha sonra Kimmerler, Sakalar, Medler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler görülür. 1071 Malazgirt savaşından sonra bölgeye Türkmenler yerleşir. 1380 yılında bölgeyi Karakoyunlular devleti ele geçirir. Yörede merkezde ve köylerdeki mezarlıklarda bulunan koç ve koyun heykelleri ve mezar taşları, Karakoyunlular döneminden kalmadır. 1467 yılında Karakoyunlular devleti yıkılır ve Akkoyunlular devleti kurulur. 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet, yöreyi Osmanlı topraklarına katar.
Karakoyunlu ve çevresi, 1828 yılında Ruslar tarafından işgal edilir. Ancak 1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk anlaşmasıyla Türk kuvvetleri, 20 Mayıs 1918 tarihinde Karakoyunlu yöresine girer. Ancak Mondros Mütarekesi sonucu, 30 Ekim 1918 tarihinde Türk kuvvetleri çekilir ve bu kez, bölgeyi Ermeniler ele geçirir. Kazım Karabekir’e bağlı kuvvetleri, 14 Kasım 1920 tarihinde Karakoyunlu ve çevresini işgalden kurtarır. 2 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Anlaşması imzalanır ve Karakoyunlu ile çevresi, Anavatan’a katılır. İlçe 1972 yılına kadar Iğdır’a bağlı bir köy iken, Belediyelik olmuş ve 1992 yılında ilçe olarak Iğdır iline bağlanmıştır.
KARAKOYUNLULAR
Karakoyunlular, 14’ncü yüzyılın ikinci yarısında, Van gölü kıyısında Erciş ilçesi başta olmak üzere Erzurum ve güneyde Musul’a kadar uzanan Doğu Anadolu toprakları üzerinde kurulmuş bir Türkmen devletidir.
Karakoyunlu kabilesinin adı muhtemelen: totemlerinin “koyun” olması ile alakalıdır. Eski Türklerde olduğu gibi, totem olarak kabul edilen hayvanın etinin yenmesi yasaktır. Bu yüzden, kabileye bu ismin verilmesinin sebebinin “sürülerin rengi” olduğu daha ağır basan bir görüştür. Elbette “koyun” yöredeki birçok tarihi eserde görülür, özellikle mezar taşlarında koyun figürü veya koç başı figürü bolca kullanılmıştır.
GENEL
İlçenin güneyinde Iğdır kalesi ve büyük Ağrı dağının Iğdır’a bakan yamaçları vardır. Doğusunda Aralık ilçesi, Kuzeyinde Aras nehri ve ötesinde Ermenistan bulunur. İlçe bulunduğu konum olarak stratejik önemdedir. İlçe toprakları: Ağrı dağının uzantıları, taşlık ve kayalık yükseltiler ve Ağrı dağının eteğindeki Korhan yaylasından oluşur.
Ovalık alanlar, Aras nehrinin taşıdığı alüvyonlar ile kapatılmıştır. Bingöl dağlarından kaynaklanan Aras nehri ve Bulakbaşı ile İslamköy’den doğan Karasu çayı, ilçe topraklarını sular.
Bu yörede iklim farklı olduğu için pamuk üretimi yapılır. İklim mikro-klima karakteri gösterir, yazlar sıcak ve kışlar ılık geçer. Yani şiddetli kış görülmez. Yağış azdır.
NE SATIN ALINIR
Yörede oldukça güzel “Karakoyunlu kilimleri” dokunuyor, ilginizi çekeceğini sanıyorum, satın alabilirsiniz.
GEZİLECEK YERLER
KOÇBAŞLI AÇIK HAVA MÜZESİ
İlçe merkezinde bulunmaktadır. Koç Başlı Mezarlar olarak da bilinir. Bu mezarların Karakoyunlu döneminden kaldığı düşünülmektedir. Koçbaşlı mezarların Orta Asya kültürlerinden etkilenilerek kahramanlığı simgelediği tahmin edilmektedir.
KARAKOYUNLU İLÇE MEZARLIĞI
İlçe girişinde, sol bölümde yaklaşık 60 metre uzunluğunda ve 35 metre eninde uzanır. Mezarlık içindeki taşlar, ait olduğu yerde değil, gelişigüzel olarak mezarlığın ön tarafına dizilmiştir. Mezarlıkta yaklaşık 1500 adet mezar taşı bulunduğu söyleniyor. Bu mezar taşları iki guruptur. Bir gurup mezar taşı: koç heykeli şeklindedir. Üç tane tespit edilen bu tür mezar taşları dikdörtgen formludur. Bu mezar taşları fazlaca tahrip olmuş olup, sadece bir tanesinin üstünde tarih kitabesi okunmaktadır. Diğer tür mezar taşlarının hemen hepsinde kitabe vardır ve bunlar Osmanlı dönemi için oldukça önemli belge niteliğindedir. İlçede bulunan 2 Numaralı mezarlık ise hemen karşıdadır ve aralarından ilçe yolu geçer.
KARAKOYUNLU 2 NUMARALI İLÇE MEZARLIĞI
İlçe merkezinde bulunan mezarlığın batı kesimindeki en eski tarihli mezar taşında, 1918 tarihi okunmaktadır. Bu taşların tamamı tüf taşından yapılmıştır. Dikdörtgen şekildeki bu mezar taşlarının ön yüzünde, üstte hicri tarih, altta ölen şahsa ait iki veya üç satır, Osmanlıca yazı bulunur. Bazı taşların ise, arka yüzlerinde 5 parmağı açık, sağ el, oyma tekniğiyle yapılmıştır. Yörede “Beş Masum” u “Hz Muhammed, Hz Fatma, Hz. Ali, Hz Hasan, Hz Hüseyin” i ifade ettiğine inanılır. Bu mezarlıkta ilaveten, Ortaçağ’da yörede hakimiyet sürdürmüş olan Karakoyunlu ve Akkoyunlulara ait koç-koyun mezar taşları da bulunur. Bu mezarlık günümüzde de kullanılmaktadır. Ancak mezar taşları mermerden yapılmaktadır ve bazı eski mezar taşları da, yeni mermer mezar taşları ile değiştirilmektedir.
KARAKOYUNLU KAYA MEZARI
Halk tarafından “Mağaralar” olarak isimlendirilen mevkide, merkeze yaklaşık 1 km uzaklıktadır. Mağara girişi, yerden 15 metre yüksekliktedir. Mezar tek odalıdır. Zemindeki taşlarla seki oluşturulmuş ve duvarda niş açılmıştır. Kaya mezarlarının bulunduğu kesimin üst tarafında ve kayalardan oluşmuş tepe üzerinde yapılan incelemede Urartu, Bizans, Selçuklu dönemlerine ait çok sayıda seramik bulunmuştur.
KOLİKENT KÜMBETİ
İlçe merkezine bağlı Kolikent köyü mezarlık alanındadır. Üstünde ve çevresinde kitabe yoktur.
Kümbet: düzgün sekizgen planlı ve her kenarı yaklaşık 2 metre genişliğindedir.
Yaklaşık 50 cm kalındığındaki duvarlar düzgün kesme taştan örülmüştür. Duvarların yüksekliği 1.60 metredir. Kümbetin kubbesi, yukarı doğru sivrilen formda ve yaklaşık 1.40 metre yüksekliktedir. Kubbe ve duvar arasındaki bağlantıyı, 30 cm kalınlığındaki kasnak sağlar. Günümüzde kümbetin çatısı ve duvarlarında tahribat vardır.
KARAKOYUNLU KALESİ
İlçe merkezinin yaklaşık 2 km güneydoğusunda bulunan mağara tepededir.
Mağara tepenin üzerinde bulunduğu kayalıklar üzerinde: kale kalıntıları ve yerleşim kalıntısı görülür. Kayalığın kuzey kısmında, tescilli “Bebek Mağarası” vardır. Sur duvarlarının temelinde bulunan, iri blok taşlardan kalenin mevcudiyeti görülür. Yerleşim alanı olarak kullanılan alanın doğusunda, nekropol alanı vardır. Mezarlık alanında görülen mezar yapıları, Orta Anadolu’da görülen mezarlar ile büyük benzerlik gösterir.
Ayrıca yine kayalık alanın üzerinde, üstü düzeltilmiş bir kült alanı bulunmaktadır ve büyük olasılıkla burası açık hava tapınım alanıdır. Bu tapınım alanı, mezarlık alanına hakim bir noktada bulunur. Bu tapınım alanının: ölü kültü ile ilişkili olduğu ve belli zamanlarda burada toplanılıp, dini merasimler yapıldığı tahmin edilmektedir. Adak kesme yerinin yanında, stellerin yerleştirildiği kayaya oyulmuş yuvalar görülür. Bu alanda, yoğun kaçak kazılar yapılmıştır. Bol miktarda, seramik buluntusu vardır. Bölgede bulunan en eski yerleşim yeri olarak bilinen mağara yerleşkelerinin yanındadır. İçeride Bebek Mağarası da bulunan bu alan Mağara Tepesi olarak bilinir.
MELEKLİ BELDESİ
Kültepe Höyüğü
Iğdır il merkezi ile Karakoyunlu arasındaki karayolunun 5’nci kilometresinde Melekli belediyesinin 2.5 km kuzeydoğusundadır. Höyüğün boyutları 300 x 170 metredir. Volkanik kökenli kayalık üzerine oturmaktadır. Yüzey araştırmalarında bulunan seramik kalıntılarına göre MÖ 2 binli yıllara ait ve Selçuklu ile Osmanlı dönemlerine aittir. Tamamen korumasız olan höyük kazak define avcıları tarafından kazılarak delik deşik edilmiştir.
Kültepe Urartu Tepeleri
Melekli bölgesindeki Urartu tepeleri, 1913 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Bu kazılarda: yontma taş devrine ait süs eşyaları ve mühür gibi pek çok eşya bulunmuştur.
Mezarlık Alanı
Iğdır il merkezi-Karakoyunlu ilçesi yolu üstünde, ilçe merkezine bağlı Melekli beldesindedir.
Mezarlık alanında koç başlı mezar taşları bulunur. Ayrıca, yatır olarak kabul edilen Hoca Seyit mezarı bulunmakta olup, burada mum yakılarak adakta bulunulur. Mezarlık, halen kullanılmaya devam edilmektedir. Ancak eski mezar taşları oldukça bakımsız ve kısmen tahrip edilmiştir.
Iğdır şehir merkezi tanıtım ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.